Hasan Akyar masal olmuş Ankara`yı anlatıyor. Cumhuriyet başkentinin plancısı Herman Jansen`in eseri Bahçelievler Kooperatifi`nde, Aziz Dede`nin "gül bahçalı", kütüphaneli evinde büyümüş bir çocuk O. Bundandır anımsaması Mareşal Fevzi Çakmak Bulvarı`nın Kirazlıdere olduğu zamanları... Mithatpaşa Caddesi`ndeki tiyatroyu; sağından Hatip Çayı, solundan Hüseyin Gazi Dağı geçen Doğu Ekspresi`ne Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nün mihmandarlık ettiği günleri; İncesu Deresi`nin Kolej`den salınarak akışını... İncesu`yun içinde akan çocukluğuna çağırıyor Akyar okuru. Pembe yanaklı Ankara taşının sarmaladığı TCDD, Merkez Bankası, Gar ve Sümerbank`a girip çıkıyoruz onunla birlikte. Hergelen Meydanı`ndaki, Ahmetler`deki amele pazarına bakıyoruz hüzünle. Gençlik Parkı havuzunun kıyısına yaslanmış Karadeniz Lokantası`nda semaverden demli bir çay içiyoruz. Kestane ağaçlarının gölgelediği yollardan yürüyor; kulağımızla klasik müzik konserini takip ederken, yan gözle de protokol koltuğunda oturan İsmet İnönü`yü görmeye çabalıyoruz CSO`da. Akyar, Elliler`den günümüze uzanarak, başkent Ankara`nın kalbine dokunuyor, ruhuna üflüyor. O yılları yaşamış olanlar derin bir iç çeksin, yaşamamış olanlar ise hakkını teslim etsin diye. Funda Şenol Cantek |