TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ ANLAMAKTA ZORLANIYORUZ
Demokratik toplumlarda, hak arayışı engellenemez bir kazanım olarak hem toplumsal meşruiyete hem de yasal dayanağa sahiptir.
Cumhuriyet`in 89. Yıldönümü dolayısıyla başta Ankara olmak üzere
yurdun değişik kentlerinde gerçekleştirilmek istenen alternatif
etkinliklere karşı siyasi iktidar tahammülsüz bir tavır sergilemiş;
Valilikler tarafından ‘resmi kutlamalar` dışındaki etkinliklere izin
verilmeyeceği kamuoyuna duyurulmuş, aksi davrananlara karşı kolluk
güçlerinin devreye gireceği belirtilerek, günler öncesinden gerginlik
tırmandırılmıştır.
Nitekim Ankara Ulus`ta bulunan birinci Meclis
önünde toplanarak, Anıtkabir`e yürümek isteyen binlerce yurttaş polisin
gaz bombalı, sulu müdahalesine maruz kalmış, her zaman olduğu gibi
polis, ellerinde sadece dövizleri ve bayrakları bulunan insanlara karşı
orantısız güç kullanmış, kadınlar, yaşlılar, çocuklar ve gençlerden
oluşan kalabalık zor kullanılarak dağıtılmak istenmiştir.
Sonuç
ortadadır; hükümetin ve kolluk güçlerinin bu tavrı en çıplak haliyle
kameralara yansımış, kamuoyunda ciddi bir tepki açığa çıkmış, dış basın
yayın organları bile, Cumhuriyet kutlamalarına polisin saldırmasını
hayretle karşılamıştır. Bu saldırı ne ilktir, ne yazık ki son
olacaktır. Çünkü siyasi iktidar, her türlü muhalif harekete, her türlü
demokratik hak arayışına, kendi egemenlik ilişkisi dışındaki her türlü
etkinliğe karşı tahammülsüz davranmaktadır.
Demokratik
toplumlarda, hak arayışı engellenemez bir kazanım olarak hem toplumsal
meşruiyete hem de yasal dayanağa sahiptir. Ülkemizin bu noktadan hayli
uzak bulunduğunu üzülerek belirtmek durumundayız. Demokrasimizin
sorunlarından nasıl kurtulacağına dair tartışmaları bir tarafa
bırakalım, son yıllarda askeri darbe dönemlerini bile aratmayacak
uygulamalara tanık olduğumuzu görmekteyiz. Türkiye, düşüncenin suç
sayıldığı, düşünceyi açıklamanın ağır ceza ile karşılaştığı, uzun
tutukluluk sürelerinin cezalandırmaya döndüğü, öğrencilerin,
gazetecilerin hapse atıldığı bir ülke haline gelmiştir.
29 Ekim
kutlamalarına getirilen yasak ve polisin uyguladığı şiddet nedeniyle,
sorunu çözmek doğrultusunda girişimde bulunan Cumhurbaşkanına karşı
Başbakanın medya önünde takındığı eleştirel tavır, geleceğe dönük
kaygılarımızı arttırmıştır. Başbakanın vatandaşlarına karşı beslediği
hasmane tutumu ve tahammülsüzlüğü anlamakta zorlandığımızı ve bu
yaklaşımı protesto ettiğimizi duyuruyoruz.
Ülkemizin demokrasi
sicili kötü, sabıkası kabarıktır. Dün öğrencilere, memurlara, işçilere,
farklı düşünen kesimlere uygulanan şiddet, bugün Cumhuriyeti kutlamak
isteyenlere yönelmiştir. Anlaşılan o ki şiddetin sonu gelmeyecektir.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak hatırlatmak isteriz ki, halkına şiddet uygulayan hiçbir iktidar kalıcı olmamıştır.
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu