VAN’DA DEPREME DUYARLILIK İÇİN YÜRÜDÜK
TMMOB tarafından Van depremlerinin yıldönümünde Van’da düzenlenen deprem duyarlılığı etkinlikleri kapsamında yer alan “TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü-Van” 9 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirildi.
Van`da Depreme Duyarlılık için yürüdük
TMMOB tarafından Van depremlerinin yıldönümünde Van`da düzenlenen deprem duyarlılığı etkinlikleri kapsamında yer alan "TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü-Van" 9 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirildi.
Yürüyüş
sonrasında bir konuşma yapan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç,
"Devlet doğal afetlerde sınıfta kalmıştır" dedi. Yürüyüş sonrasında
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve Van Belediye Başkanvekili
Sabri Abi de birer konuşma yaptı.
Musa Anter Parkı`nda bir araya
gelen, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu başkanı Mehmet Soğancı, İMO
Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Van Belediye Başkanvekili Sabri
Abi, CHP Van İl Başkanı Cemal Şen, TMMOB ve İMO Yönetim Kurulu Üyeleri,
İMO Şube Başkanları ile Van sivil toplum örgütü temsilcilerinin
bulunduğu grup, Akköprü Mahallesi`nde belediye tarafından yaptırılan Deprem Anıtı`nın bulunduğu alana doğru yürüdü.
Burada
TMMOB ile Van Belediyesi tarafından ortaklaşa yaptırılan deprem
duyarlılığının canlı tutulmasını simgeleyen Van Deprem Anıtı`nın açılış
töreni gerçekleştirildi.
Anıt açılışı öncesi İMO Yönetim Kurulu
Başkanı Taner Yüzgeç, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve Van
Belediye Başkan Vekili Sabri Abi birer konuşma yaptı.
Taner
Yüzgeç, konuşmasında afetlerin doğal olduğunu ancak ölümlerin doğal
olmadığını söyledi. Yüzgeç, 23 Ekim günü depremin yıldönümünde yapmak
istedikleri depreme duyarlılık yürüyüşünün Van Valiliği tarafından
engellendiğini belirterek, "Van halkı ile omuz omuza olduğumuzu ifade
etmek, depremi ranta çevirmek isteyenlere itiraz etmek için buradayız.
Bilimi dışlayan toplumsallığı gözetmeyen devlet, doğal afetlerde sınıfta
kalmıştır" dedi.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ise,
cezaevlerinde başlatılan ve 59. gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık
grevlerine dikkat çekerek, "Bizler insan odaklı örgütüz. Hedefimizde
insan çalışmaları vardır. Dün arkadaşlarımızla Taksim`de ‘açlık
grevindekilerin talepleri yerine getirilsin ve sorunlar çözülsün`
diyerek, oturma eyleminde bulunduk. 11 Kasım`da, Türkiye`nin dört bir
yanında bu sorunların görünür kılması için alanlarda olacağız. Bugün ise
bir başka yaranın görünür kılınması için Van`dayız. TMMOB olarak
depremden hemen sonra Van`da yardımlaşma ve dayanışmayı hayata geçirdik"
diye konuştu.
Van Belediye Başkanvekili Sabri Abi ise, "Geçen yıl
bugün, daha 23 Ekim tarihinde yaşadığımız depremin şokundayken, 9 Kasım
yani bugün kentimiz yine sarsıldı. 9 Kasım tarihinde meydana gelen
depremde içerisinde gazetecilerin de bulunduğu 40`dan fazla insanımız
yaşamını yitirdi. 9 Kasım`da kentimizde yaşanan o acı depremden sonra
evsiz kalan yurttaşlarımızın büyük bir bölümü başka kentlere göç etmiş,
kalan yurttaşlarımız ise çaresizlik içerisinde kalmıştır. Barınma ve
diğer sorunları aylarca çözülemeyen halkımız, günlerce çadır
kuyruklarında hakaretlere ve gaz bombalarına mahsur kaldı. Yine
çadırlarda yaşanan yangınlarda onlarca çocuk hayatını kaybetmiş, birçok
yurttaşımız ise soğuk nedeniyle çadırlarda yakalandıkları hastalıklar
sonucu hayatlarını kaybetmiştir" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından anıtı yapan heykeltıraşlara plaket verildikten sonra açılış gerçekleştirildi.
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü" Van`da yaptığı konuşma metni
Sn. Belediye Başkanım,
Değerli yurttaşlarım, Değerli meslektaşlarım, Değerli Basın mensupları,
Van depremi anısına yapılan anıtının açılışına hoş geldiniz.
Aslında
23 Ekimde aranızda olacak, hep birlikte yürüyecek ve bu anıtın
açılışını hep birlikte yapacaktık. Ancak o tarihte arzu ettiğimiz
Depreme Duyarlılık Yürüyüşü ne yazık ki Valilik engeline takıldı.
Bizler
TMMOB bileşenleri ve İnşaat Mühendisleri Odası olarak 4 yıldan buyana
Depreme Duyarlılık Yürüyüşlerini 1999 Marmara Depreminin
yıldönümlerinde, Marmara bölgesindeki çeşitli yerleşkelerde ve en
önemlisi depremin yaşandığı günde gerçekleştirdik.
Bu yürüyüş ve
etkinliklerdeki amacımız, depremlerin sıradan bir doğa olayı olduğunu,
fakat yıkım ve acının doğal bir sonuç olmadığını vurgulamaktı. Bilim,
teknik ve mühendisliğin rehber edilmesi halinde afetlerin felakete
dönüşmeyeceğini anlatmaktı.
Biz TMMOB ve İMO olarak bu defa, geçen
sene yaşanmış olan Van depremi felaketinin akabinde sizlerle bir araya
gelerek, hem devlet kurumlarının, hem vatandaşların hem de teknik
elemanların sorumluluklarını konuşmak ve Van bölgesine yönelik toplumsal
ilgiyi odaklamak arzusundaydık.
Fakat ne yazık ki, Sn. Başbakanın
bölgedeki varlığı ve etkinlikleri, bizlerin varlığının önüne geçti. 23
Ekim de Van ili, bilimi ve tekniği temsil eden bizlerle, aynı anda
burada bulunan Başbakan ve devlet erkanına dar geldi.
Dolayısıyla, 23 Ekim depreminin ikinci yıkıcı dalgasının yaşandığı 9 Kasım`ın yıl dönümünde bir araya gelebiliyoruz ancak...
Değerli Katılımcılar,
23
Ekim 2011`de Van depremi yaşandığında ilk iş olarak dayanışma
konvoylarını yola çıkaran ve hemen devamında mesleki-teknik destek için
yola koyulan mühendis ve mimarlar, bugün burada, acılı coğrafyanın
kederli insanlarıyla, yoksulluğa, yoksunluğa ve en çok da unutulmaya
itiraz etmek için toplandı.
Van halkıyla omuz omuza depremi
unutmayacağımızı, deprem önlemlerinin alınması, nitellikli yapı üretimin
sağlanması doğrultusunda ısrarımızı sürdüreceğimizi, kentlerimizin
rantiyeye teslim edilmesine izin vermeyeceğimizi söylemek için bu gün
bir araya geldik.
Geçen sene yaşanan depremlerin devamı günlerde
yardımlaşma, dayanışma duygusu önemliydi. Bugün ise yani depremin yıl
dönümünde, toplumsal hafızanın taze tutulması önem kazanmıştır.
Değerli yurttaşlar, değerli meslektaşlarım,
Türkiye`nin
doğuyla batısı arasında, siyasi, ekonomik ve idari açıdan çok fazla
farklılıklara sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Hatta 23 Ekim`de
burada olamayışımız bile buna örnektir.
Fakat 2011 Van depremi ile
1999 Marmara depremi arasındaki benzerlik, Türkiye`nin Doğusu ile
Batısını ortak paydada buluşturan bir öneme işaret etmektedir.Sorunlar
ortaktır.
Türkiye, temel insani ihtiyaçları karşılamada,
nitelikli, standardı yüksek, yaşanabilir kentler oluşturmada, sağlıklı,
güvenlikli konut üretmede, yaşamı afet tehlikesini gözeten bir şekilde
tanzim etmede, afet öncesi ve sonrası organizasyonda sınıfta kalmıştır.
Bilimi
dışlayan, üniversiteleri görmezden gelen, sosyal devlet uygulamalarını
ortadan kaldıran, toplumsallığı gözetmeyen, mühendislik ve mimarlık
mesleğini itibarsızlaştıran, mesleki denetimin içini boşaltan, meslek
odalarını işlevsizleştirmek isteyen, TOKİ binalarını ve kamu yapılarını
denetimden muaf tutan, plansız ve rant amaçlı anlayışlar var olduğu
sürece, bu ülke sınıfta kalmaya da devam edecektir.
Bu duruma karşı sorunların ortak olduğu gibi çözümü de ortaktır ve basittir.
Rant
ve sermayenin değil toplumun ihtiyaçlarını gözeten, bilim ve tekniğin
rehberliğine inanan, topluma, sosyal yapıya ve doğaya uyumlu kentleşme
ve yapılaşma anlayışı güden uygulamalar, doğal afetlere karşı verilen
mücadelenin de, toplumsal,sosyal barışın da anahtarı olacaktır.
Değerli yurttaşlarım, değerli meslektaşlarım,
İlk
kayıtlı deprem olan 1580 Van depreminden, 2011 depremine kadar geçen
zaman zarfında Van toprakları, büyük acılar yaşadı ve büyük yıkımlar
gördü.
Hayatını kaybeden insanlar, yerle bir olan yapılar ve
üzerine bastığımız bu toprağı ikiye ayıran fay hatları Van`da büyük
izler bıraktı.
Biz istesek de istemesek de toplumsal hafızamızın zayıflığına rağmen bu izler geleceğe taşınacak.
Bugün, Van`da yaşanan acının ve yıkımın unutulmaması için Deprem Anıtı`nın açılışını yapıyoruz.
Bu anıt bize, bir doğa olayının nasıl bir yıkıma dönüştüğünü hatırlatacak.
Doğa
olaylarına karşı, akıl ve bilimin rehberliğinde hareket edilmediği
takdirde sonuçlarının acı ve gözyaşı olacağını hatırlatacak.
Kar hırsının, rant sevdasının, insan hayatından ve toplumsal kayıplardan daha değerli olmadığını hatırlatacaktır.
Değerli meslektaşlarım,
İnsana
ve doğaya önem verenlerin, mühendislik hizmetlerinin önemini
kavrayanların geçmişin acı sonuçlarından ders çıkaracağına inanıyorum.
Bu anıt, toplumsal ve insani değerlere önem verenlere, akla ve bilime göre adım atanlara rehber olacaktır.
Unutmamak ve unutturmamak için sorumluluk alanlara ve elini taşın altına koyanlara kolaylıklar diliyorum.
Bu anıt rehberimiz olsun; unutmayalım, unutulmasına izin vermeyelim diye.
Konuşmamı sonlandırırken bu anlamlı etkinliğin gerçekleşmesini sağlayanlara teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Başta
bu eseri ortaya çıkaran Sezer Chaner Keser`e,Nihat Sezer Sabahat ve
ekibine İnşaat Mühendisleri Odası Van Şubesine, Van İKK bileşenlerine,
Van Belediyesi`ne, yerel yöneticilere, sivil inisiyatiflere, kurumların
yönetici ve çalışanlarına ve yerel basına gösterdikleri ilgi için ne
kadar teşekkür etsek azdır.
Özellikle, depremin akabinde hasar
tespit çalışmalarını gerçekleştirmek amacıyla Van`a gelen TMMOB ve
Odamız heyetlerine her türlü olanağı sağlayan ve yardımcı olmak için
elinden geleni fazlasıyla yapan, fakat bugün aramızda olmayan Van
Belediye Başkanı Sayın Bekir Kaya`ya huzurlarınızda teşekkür ediyor ve
selamlarımı iletiyorum.
Son olarak, unutmamak unutturmamak için
bir araya geldiğimiz depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımızın anısı
önünde saygıyla eğiliyorum.