VAN’DA DEPREME DUYARLILIK ETKİNLİĞİ
Van’da meydana gelen depremlerin birinci yıl dönümünde Odamız yürütücülüğünde Van’da bir dizi etkinlik gerçekleştiren TMMOB, 8 Kasım 2012 tarihinde kitlesel bir basın açıklaması ve `Van Depremi ve Sonrası` konulu panel düzenledi.
Van`da depreme duyarlılık etkinliği
Van`da meydana gelen
depremlerin birinci yıl dönümünde Odamız yürütücülüğünde Van`da bir
dizi etkinlik gerçekleştiren TMMOB, 8 Kasım 2012 tarihinde kitlesel bir
basın açıklaması ve "Van Depremi ve Sonrası" konulu panel düzenledi.
TMMOB
Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Züber Akgöl, İMO Yönetim Kurulu Başkanı
Taner Yüzgeç, Sekreter Üye Levent Darı, Sayman Üye Nevzat Ersan, Yönetim
Kurulu Üyesi Cihan Mazmanoğlu ile İMO Şube Başkanları ile Şube Yönetim
Kurulu Üyelerinin katıldığı basın açıklaması Van Sanat Sokağı`nda
gerçekleştirildi.
Van İKK Sekreteri Şemsettin Bakır tarafından
yapılan açıklamada, Van`ın birinci derece deprem kuşağında yer almasına
karşılık yetkililerin önlem almadığına dikkat çekildi.
Van`da fay
hattında yaşanacak bir kırılmanın her an yıkıcı bir depreme neden
olacağı yönündeki uyarılarının yıllarca göz ardı edildiğine dikkat çeken
Şemsettin Bakır, "Bilim insanlarının, Van Gölü`nün kuzeydoğusundaki
Çaldıran Fayı`nın 1976`da 7,3 büyüklüğünde bir deprem üreterek
kırılmasının ardından geçen 35 yıllık sürenin önemli bir enerji
birikimine neden olduğu ve fay hattında her an yeni bir kırılmanın
gerçekleşebileceği noktasındaki uyarıları bile duymazlıktan gelindi.
Van`da etkili bir deprem beklendiği belirtiliyor ve yetkililerin önlem
alması isteniyordu. Ancak Van ne 2001 yılında 19 pilot ilde uygulanmaya
başlanan yapı denetim sistemine dahil edildi ne de yapı denetim sistemi
kamu binalarını kapsayacak şekilde genişletilebildi. Ne proje ve
uygulama denetlenebildi ne de yapı malzemelerinin 1998 Deprem
Yönetmeliğindeki standartlara uygun olup olmadığı kontrol edilebildi"
dedi.
Van depremlerinin birinci yıl dönümünde, kamuoyunu soruna
duyarlı olmaya çağırdıklarını kaydeden Bakır, merkezi idareyi ve yerel
yönetimleri, TMMOB`nin uyarılarını dikkate almaya çağırdı. Vanlılara da
seslenen Bakır, kentlileri TMMOB tarafından gerçekleştirilen
etkinliklere davet etti.
Bakır konuşmasını, "yeni yıkımların ve acıların yaşanmaması için mücadele etmekte kararlıyız" sözleriyle bitirdi.
"Van Depremi ve Sonrası" paneli
Basın
açıklamasının ardından Van Ticaret ve Sanayi Odası (VATSO) toplantı
salonunda "Van Depremi ve Sonrası" adlı bir panel düzenlendi.
Panele
konuşmacı olarak katılan TMMOB Şehir Plancıları Odası 2. Başkanı Ümit
Özcan, "Van`ın yeniden planlanması" konularında bilgiler verdi. Ardından
konuşan TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şemsettin Bakır,
"Hasar tespitleri, geçici ve kalıcı konutlar"; Yapı Denetim Kuruluşları
Birliği Başkanı Hüseyin Kaya, "Van`da yapı denetimi"; Van Ticaret ve
Sanayi Odası Eski Genel Sekreteri Necdet Takva, "Van`ın ekonomik
yapısına etkisi", Van Kadın Derneği üyesi Aylin Çelik "Depremin
sosyolojik etkileri";Van Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Naif Yaşar
ise "Medyada Van depremi" konularında çeşitli bilgiler verdi.
Basın açıklamasının tam metni:
Van Depreminin birinci yıldönümünde TMMOB dün olduğu gibi bugün de Van`da
Geçtiğimiz
yıl 23 Ekim 2011`de 604 insanımızın hayatına mal olan bir deprem
yaşadık. Henüz İlk depremin yaraları sarılmadan 9 Kasım`da gerçekleşen
ikinci bir deprem ile bu sefer 34 insanımızı kaybettik. Depremlerde
hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, bu ülkenin mimar, mühendis ve
şehir plancılarının örgütü TMMOB olarak yakınlarını kaybedenlerin
acılarını paylaşıyoruz.
Bugün burada bizlerle olan üst birliğimiz
TMMOB, ilk depremden üç gün sonra kalabalık bir heyet ile bölgemize ilk
ziyaretini gerçekleştirdi. Aynı günlerde ülke genelindeki
örgütlülüğümüz bölge halkıyla dayanışmak için insani yardım seferberliği
başlattı. Üst Birliğimizin katkılarıyla Van Belediyesi`nin tahsis
ettiği arsa üzerinde deprem nedeniyle hizmet binası sıkıntısı yaşayan
TMMOB birimlerinin kullanacağı TMMOB Hizmet Binası`nın yapımı Mayıs
ayında tamamlanarak hizmete girdi.
Depremin yaşandığı ilk günden
beri Van`da, Van halkıyla birlikte olan, tüm mesleki birikimini
seferber eden üst birliğimiz TMMOB, ilk depremin yıldönümünde de burada
bizlerle olmak için programını hazırladı. 23 Ekim 2012`de "Depreme
Duyarlılık Yürüyüşünü" de içeren bir dizi etkinlik planlandı. Ancak
Valilik söz konusu tarih bayrama denk geldiği için olası bir "yoğunluk"
nedeniyle etkinliğe izin vermedi.
TMMOB, ilk depremin ardından
Van Valiliğine başvurarak, ön hasar tespit çalışmalarının hızlı ve
güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için mühendis ve mimarların
gönüllü olarak görev alabileceğini iletmiş ancak olumlu yanıt
alamamıştı. En yetkili ağızların hiçbir bilimsel veriye dayanmaksızın
"oturulabilir" ilan ettiği yapılar, ne yazık ki, 9 Kasım`daki ikinci
depremde yıkılmış ve maalesef yeni can kayıpları yaşanmıştı.
Birliğimize
bağlı İnşaat Mühendisleri Odamızın ve Mimarlar Odamızın yoğun çabaları
ancak ikinci depremin ardından sonuç verebildi. Örgütümüzün gönüllü
mühendis ve mimarları Valilik ve Belediye ile imzalanan protokol
doğrultusunda deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmalarında üç hafta
boyunca bilfiil görev aldı.
Bilinmelidir ki, afet gibi insanlığı
bir araya getiren siyaset üstü bir durumda dahi TMMOB ve bağlı Odaların
birikimlerini elinin tersiyle iten, bilim insanlarını uyarılarına kulak
asmayan yaklaşım, Van depremlerinin öncesinde ve sonrasında yaşananlarda
da ciddi rol oynadı; tıpkı 99 Marmara depremleri gibi…
Bilim
insanlarının, Van Gölü`nün kuzeydoğusundaki Çaldıran Fayı 1976`da 7.3
büyüklüğünde bir deprem üreterek kırılmasının ardından geçen 35 yıllık
sürenin önemli bir enerji birikimine neden olduğu ve fay hattında her an
yeni bir kırılmanın gerçekleşebileceği noktasındaki uyarılar bile
duymazlıktan gelindi.
Van ilimizde etkili bir deprem
bekleniyor ve yetkililerin önlem alması isteniyordu. Ancak Van ne 2001
yılında 19 pilot ilde uygulanmaya başlanan yapı denetim sistemine dâhil
edildi, ne de yapı denetim sistemi kamu binalarını kapsayacak şekilde
genişletilebildi. Ne proje ve uygulama denetlenebildi ne de yapı
malzemelerinin 1998 deprem yönetmeliğindeki standartlara uygun olup
olmadığı kontrol edilebildi. Bu nedenle; deprem sonrası ne Erciş Devlet
hastanesi ne Van Devlet hastanesi ayakta kalıp yaralılara hizmet
verebildi ne de Yurt Kur`a bağlı yurtlar depremde evleri hasar görmüş
vatandaşlarımıza ev sahipliği yapabildi.
Oysa 99 depremlerinin
ardından "Deprem Konseyi", "Deprem Şurası", "Bütünleşik Kentsel Gelişme
Stratejisi ve Eylem Planı" gibi son derece önemli bilimsel çalışmalar
gerçekleştirilmişti. Ancak bilimsel saptamaların yapıldığı ve çözüm
önerilerinin geliştirildiği bu çalışmalardan faydalanması ve politika
üretmesi beklenen siyasi iktidar, Türkiye`nin deprem gerçeğini popülist
söylemler ve şovlarla suiistimal etmeyi tercih etti.
99
depremlerinin 12. Yıldönümü olan 17 Ağustos 2011 tarihinde duyurulan
"Ulusal Deprem ve Strateji Eylem Planı" da, Van depremlerinin ardından
rafa kaldırılarak, kamuoyunda "kentsel dönüşüm yasası" olarak bilinen
yasanın Meclisten geçmesiyle birlikte ülkemiz genelinde bir "kentsel
dönüşüm furyası" başlatıldı.
Bilindiği gibi "Afet Riskli Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi" hakkındaki kanun Mayıs ayında Meclis genel
kurulundan geçti ve 5 Ekim 2012 tarihinde ise yıkımlar başladı.
5
Ekim`de "33 ilde aynı anda 150 kamu binası" sloganıyla gerçekleştirilen
yıkımlar, Yasanın bütünleşik bir plana dayanmadığını, mevcut yapı
stokuna yönelik bir çalışma olmaksızın hazırlanıp uygulamaya konulduğunu
açıkça göstermekteydi. Yıkımların neye göre gerçekleştirildiğine dair
açık olan tek nokta, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın Haziran ayında
Riskli alan ve riskli yapıların tespit çalışmalarının başlatılması için
81 il Valiliği ve Belediyelere bir genelge göndererek talimat
verdiğiydi.
Valilik ya da belediyeler nasıl bir çalışma
yapmıştır? Yıkımlar hangi plana dayanılarak, hangi veriler ışığında ve
hangi önceliğe göre gerçekleştirilmiştir? Van ilimiz özelinde ise yıkımı
büyük bir şovla gerçekleştirilen İskele Caddesi üzerinde bulunan İller
Bankası Van Bölge Müdürlüğü hizmet binası zaten Van depremlerinde hasar
görmüş bir bina değil midir? Deprem nedeniyle ciddi acılar yaşamış bir
kentte hasar görmüş binaların yıkılması ile övünülmesini ve bunun
kentsel dönüşüm şovuna alet edilmesini anlamak ne kadar mümkündür?
"Kentsel
dönüşüm yasası" ve "yönetmeliği" ile tüm denetimlerden muaf tutulan
TOKİ`nin mevcut yetkilerine yenileri eklendi. Afet Riski Altındaki
Alanlar Hakkındaki Kanun ile birlikte TOKİ, riskli alanların ve rezerv
yapı alanlarının belirlenmesi, riskli yapıların tespiti, devri, cins
değişikliği, tevhit ve ifrazı, kamulaştırma işlemleri konularında
yetkili kılındı. Yönetmelikte ise rezerv alanlarının belirleniminde TOKİ
ve idarenin talepleri doğrultusunda hareket edileceği açıkça ifade
edildi.
Van ilimiz özelinde TOKİ`nin depremlerin hemen ardından
inşaatlara başlamış ve akıl almaz bir hızla inşaatları tamamlamış
olmasıyla övünülmektedir. Oysa Van`ın jeolojik etütleri geçtiğimiz
Temmuz ayında tamamlanmıştır. Elbette Van halkının yaşamının bir an önce
normale dönmesini sağlamak gerekmektedir. Ancak bu hız Van halkına
güvenilir konutlar üretmenin önüne geçiyorsa, siyasi kaygılarla sadece
günü kurtarmak amacıyla hareket edildiği şüphesi doğrulanmaktadır. Bu
anlamda fay hattı üzerine inşa edildiği söylenen yapılara dair
spekülasyonlar bir yana, TOKİ`nin anahtar teslimi yaptığı birçok yerde
su ve kanalizasyon gibi ciddi altyapı sorunları yaşandığı
bilinmektedir.
Gerek Van özelinde gerekse ülke genelinde TOKİ
hangi etüt ve planlar rehberliğinde proje üretmektedir? Aynı TOKİ rezerv
yapı alanlarını hangi kriterlere göre belirleyecektir?
Van
depremlerinin öncesinde ve sonrasında sınıfta kalmış olan bir siyasi
iktidarın mevcut yetersizliğini örtmek için ortaya attığı "kentsel
dönüşüm yasası" ile açıkça yepyeni bir maceraya sürüklenmekteyiz. Hak
sahipliğinden yerel yönetimlere, kent yoksullarından mühendislik
mesleğine kadar geniş bir yelpazeyi etkileyecek olan bu kentsel dönüşüm
sürecinin sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi gerekmektedir ki,
dünyadaki diğer örneklerden hareketle, "Kentsel Dönüşüm Projelerinin" öz
itibariyle yoksulları kent merkezlerinin dışına çıkartmayı ve bu
merkezlerin sermayeye açılmasının hedeflendiği bilinmektedir.
Üst
birliğimiz TMMOB, insan hayatının en yüce değer olduğunun bilinciyle ve
bilimin bu değere hizmet etmesi gerektiğine duyduğu inançla, sadece
büyük şovlarla kamuoyuna sunulan uygulamaların sadece maskesini düşürmek
için değil, aynı zamanda yaşanan sorunlara bilimin önderliğinde
çözümler üretilmesini sağlamak için de bugün buradadır.
Marmara
depremlerini unutmamak ve gereken önlemlerin alınmasını sağlamak için
tıpkı 2008`de, 2009`da, 2010`da ve 2011`de 99 depremlerinin yıktığı
Marmara bölgesinde olduğu gibi bu yıl da Van`da, Van depremlerinin
birinci yıldönümünde "Depreme Duyarlılık Yürüyüşü"nü gerçekleştireceğiz.
Tüm kamuoyunu etkinliğimize davet ediyor yeni yıkımların ve acıların
yaşanmaması için mücadele etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha ifade
ediyoruz.
Van genelinde Ağır hasarlı yapı sayısı 28532, Bugüne
kadar yıkılan konut sayısı 8.500 civarında büyük bir kısmını vatandaş
kendi imkanları ile yıktı, halen Van merkezde 19.518 tane ağır hasarlı
konut var.
Yaklaşık 17489 civarında TOKİ konutları yapılmıştır, bu
konutların 15341 adedinin kuralları çekildi ancak hiçbir konut
oturulacak durumda değildirler, halkta tepki çekmemek için kurallar
çekildi ancak anahtarları teslim edilmedi, yaptığımız incelemelerde bazı
konutların iç kısımları daha bitmemiş, ayrıca alt yapıları
tamamlanmamış konutlar vardır, özelikle Kalecik ve Edremit konutlarının
su sorunu halen çözülmemiştir.
TOKİ aslında sosyal proje
kapsamında bedelsiz verilmesi gereken konutların 75.000 TL ye
satmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2012 yapı yaklaşık birim
maliyetleri III. Sınıf B grubu m2 maliyeti 560 TL dir, ancak TOKİ nin
yaptığı konutlarda m2 maliyeti 1050 TL dir Vatandaşın evi yılmış diye
sözde m2 başına 300 TL yi indirerek m2 başına 750 TL ye vatandaşa
satmaktadır. Yani TOKİ deprem konutlarını % 50 -60 civarında karla
vatandaşa satmaktadır. İnsanlarda evsiz kaldıklarından dolayı
mecburiyetten satın almak zorunda kalmışlardır.