`İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı” sadece inşaat sektöründeki iş güvenliği sorunlarının tartışmaya açılmasına değil aynı zamanda gerek mevzuat gerekse uygulama alanında çözüm için yapılması gerekenlerin ifade edilmesine de imkân sağladı. Sektörün tüm bileşenlerinin bir araya geldiği ve sorunların çözümü için ortak akıl oluşturma imkânı bulduğu Çalıştayın karar alıcılar ve uygulayıcılar tarafından da dikkate alınması ortak bir temenni olarak dile getirildi.

İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı" düzenlendi

İnşaat sektörünün en can yakıcı sorunlarından biri olan "iş güvenliği" konusunu tüm boyutlarıyla ele almak için düzenlenen "İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı" 17 Kasım 2012 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonunda gerçekleştirildi. İnşaatlarda iş güvenliği ile ilgili konuları sağlıklı bir şekilde tartışmak ve çözüm önerileri üretmek için sektörün tüm bileşenlerini bir araya getiren Çalıştay kayıtların alınmasının ardından İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in açılış konuşması ile başladı.

Konuşmasında ağır ve tehlikeli işler grubunda yer alan inşaat sektöründe ölümle ya da sakatlanmayla sonuçlanan kaza haberlerine neredeyse her gün rastlanıldığını belirten Yüzgeç, iş kazalarında en çok ölüm ve yaralanma olaylarının inşaat sektöründe görüldüğünü ifade etti. İnşaat mühendisliği mesleğinin, iş güvenliği konusunun mevzuat ve uygulama gibi farklı düzlemlerde oldukça yetersiz kaldığı bir ülkede icra edilmeye çalışıldığını belirten Yüzgeç, İnşaat Mühendisleri Odası`nın inşaat sektöründeki kazaların azaltılması için ısrarcı bir tutum sergilediğinin de altını çizdi. Konuşmasında iş güvenliği ile ilgili sorunların aşılmasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Meslek Odalarının ortak çalışma yürütmesi gerektiğini belirten Yüzgeç "Üretim sürecinin asli unsurları olarak, ortaklaşmaya, sorunları birlikte tespit etmeye ve birlikte çözüm üretmeye ihtiyaç bulunmaktadır" dedi.

Taner Yüzgeç`in konuşmasının ardından Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı ve aynı zamanda İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Üyesi Doç. Dr. Uğur Müngen bir konuşma gerçekleştirdi. Müngen konuşmasında İMO`nun iş güvenliği sorununun bilincinde bir kurum olduğunun altını çizdi. İMO`nun konuyla ilgili 2007 yılından beri beş farklı ilde "İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumları" ve "Çalıştay" olmak üzere beş etkinlik düzenlemiş olmasının önemine işaret eden Müngen aynı zamanda yaklaşık iki yıl önce İMO bünyesinde "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulunun" oluşturulduğunu da sözlerine ekledi. Bu tür etkinliklerin başarıya ulaşmasının ölçütünün, sunulan önerilerin ve verilen mesajların ilgili kesimler ve yetkili makamlarca dikkate alınarak gerekli düzenlemelerin yapılması olduğunu ifade eden Müngen "İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı"nın da sadece bir etkinlik olarak kalmamasını dileyerek sözlerine son verdi.

Açılış konuşmalarının ardından "İnşaat Sektöründe İSG mevzuatında paydaşların yükümlülükleri ve sorumlulukları" başlıklı birinci Panel`e geçildi. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Levent Darı`nın moderatörlüğünde yürütülen panelde ilk sözü İş Müfettişleri Derneği`ni temsilen katılan Ahmet Serdar Akın aldı. Konuşmasına inşaatlarda meydana gelen kazaların nedenlerine yönelik istatistikî veriler vererek başlayan Akın ölümlerin veya kazaların % 44`ünün düşme sonucunda gerçekleştiğini ifade etti. İnşaat sektöründeki devlet işveren ve işçilerin sorumluluklarını mevcut mevzuat ışığında dile getiren Akın İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün oluşturulması gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Panelde söz alan ikinci konuşmacı TSE Personel ve Sistem Belgelendirme Merkezi Başkanı Aykut Kırbaş ise sözlerine, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaratılması için örnek davranışların geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak başladı. Kırbaş,  Mimar Sinan`ın bugün hala ayakta duran Drina Köprüsü ile standartlara uygun bir şekilde bakımı yapılmadığı için kullanım ömrünü tamamlayan Çaycuma Köprüsünü karşılaştırdı ve sözlerini "Drina`dan bugünkü Çaycuma Köprüsüne nasıl gelindiğini anlamak doğrusu zihinleri çok ciddi olarak kurcalaması gereken bir konudur" diyerek tamamladı.

Panelde söz alan son konuşmacı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı`ndan Baş İş Müfettişi Tevfik Paçacı ise sözlerine yapı işyerlerinde yaşanan iş kazaları ile ilgili istatistiki veriler vererek başladı.  İş kazaları sonucu meydana gelen ölümlerin % 34`ünün yapı işkolunda meydana geldiğini belirten Paçacı sunumunda denetimlerde karşılaşılan ve işyerlerinin kapatılmasına neden olan gerekçelere ilişkin somut örnekler verdi. Paçacı, sunumunda doğru ve yanlış iskele örneklerine ve kalıp çalışmalarına ilişkin Fotoğraflara da yer verdi. Konuşmacıların sunumlarının ardından soru cevap kısmına geçildi ve konuşmacılar izleyicilerin sorularını yanıtladı. Panelin sonunda Levent Darı  konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etti.

Çalıştayın ikinci panelinde İMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Üyesi Doç. Dr. Emre Gürcanlı`nın moderatörlüğünde denetim kuruluşları ve uygulamacıların görüşlerine yer verildi. Panelde ilk sözü alan müşavir firma temsilcisi Yüksek İnşaat Mühendisi Yener Saçın, müşavir firmaların yetki ve sorumlulukları dâhilinde bulunmasa da İş güvenliğini sağlamaya yönelik tavsiye ve uyarılarda bulunmanın önemli olduğunu belirtti. Şantiyelerde ve işyerlerinde bulunan firma temsilcilerinin bu anlamda sorumlu olduğunun altını çizen Saçın`ın ardından Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Sekreteri Recep Keskin söz aldı. Konuşmasında inşaatlarda can ve mal güvenliğinin teminini sağlamakla yükümlü olan Yapı Denetim Kuruluşlarının mevcut yetkilerine değinen Keskin, sağlıklı denetim süreçlerinin işletilmesi için işyeri sahiplerinin yapı denetim kuruluşlarının işvereni olması konumundan çıkartılması gerektiğini vurguladı. İşyerindeki güvenliği sağlamak için Yapı Denetim Kuruluşlarının ikazlarda bulunmasının yeterli olmadığının altını çizen Keskin kuruluşların yaptırım gücüne kavuşturulması gerektiğini de ifade etti.

Panel`de üçüncü olarak Toplu Konut İdaresi adına uzman Bayram Savaş Akkurt söz aldı. Konuşmasında İnşaat sektörünün ülke istihdamındaki yerine ve sektördeki işgücü profiline yönelik tespitlere yer veren Akkurt, işin mevsimlik olması, çalışma saatlerinin aşırılığı ve düzensizliği gibi inşaat sektöründe meydana gelen iş kazalarının ana nedenlerine vurgu yaptı. Önümüzdeki dönemde yüklenici firmalar ile yapılan yapım işlerine ait sözleşmeleri de kapsayacak şekilde iş sağlığı ve güvenliğini içeren yeni düzenlemeler yapılmasının planlandığını ifade eden Akkurt`un ardından Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Başkan yardımcısı Bülent Saygılı söz aldı. Saygılı, konuşmasında, federasyon olarak ayıp ve kusurlu iş yapan müteahhitlerin vebalini almak istemediklerini ve sektörün yüklenicileri olarak, inşaat sektöründeki işlere yönelik yeni yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı. Sektördeki sosyal ve ticari ilişkilerin yapı denetim ve iş güvenliğinin önüne geçmesini engelleyecek düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu belirten Saygılı, Federasyonun bu doğrultuda çalışmalarının bulunduğunu da sözlerine ekledi. Panel izleyicilerin sorularıyla katılımının ardından son buldu ve moderatör Emre Gürcanlı tarafından konuşmacılara teşekkür belgeleri takdim edildikten sonra yemek arası verildi.

Çalıştayın öğleden sonraki ilk panelinde iş güvenliği uzmanları ve çalışanların görüşlerine yer verildi. Doç Dr. Uğur Müngen`in moderatörlüğünü üstlendiği panelde ilk sözü aynı zamanda İMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu üyesi de olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`ndan Haydar Mesut Arslan aldı. Arslan, konuşmasında mevzuat bakımından iş güvenliği uzmanlarının görev ve yetkilerine değinmenin yanı sıra mesleki bağımsızlık ve etik ilkeler açısından iş güvenliği uzmanlarının uyması gereken kaidelere de yer verdi. Arslan`ın ardından söz alan iş güvenliği uzmanı Beste Ardıç konuşmasına inşaat iş koluna özel iş güvenliği sorunlarının inşaat işçileri bakımından hangi nedenlerden kaynaklandığını ifade ederek başladı. İşçiler açısından kayıt dışı istihdam ve yevmiye gibi uygun olmayan ücretlendirmeler ve kötü çalışma koşullarının güvenlik sorunlarına yol açtığını belirten Ardıç, inşaat mühendislerinin ise pek çok projede sorumluluğu oranında yetki sahibi olmadığından ve işveren vekili sıfatı ile ağır cezai müeyyideler ile karşı karşıya olunmasından söz etti. Sunumunu iş güvenliği sorunlarının çözümü için önerilerde bulunarak tamamlayan Ardıç`ın ardından İnşaat işyerlerindeki iş güvenliği sorunlarının mağdurlarının iki yıl önce kurduğu İnşaat İşçileri Derneği`nden Mustafa Akyol ve Demet Ş. Dinler söz aldı.

Akyol, iki saat önce bir işçi arkadaşlarının iş yerinde yaşanan kaza nedeniyle hayatını kaybettiği haberini aldıklarını ifade ederek sözü Demet Dinler`e bıraktı. Dinler, genelde böyle toplantılarda çalışanlara sadece kendi sorunlarını anlatmak düştüğünü ancak kendilerinin meseleye bu şekilde bakmadıklarını ve bu nedenle de birçok şantiye gezerek işçilerin iş güvenliği konusunda yaşadığı sorunlara dair veriler topladıklarını ifade ederek sözlerine başladı. Tüm yasal düzenlemelere rağmen somutta bir çözüm üretilmediğini ve denetimlerin yetersiz olduğunu ifade eden İşler, "Derneğimizin perspektifinden inşaat mühendisleri, mimarlar ve işyeri sağlığı ve güvenliği uzmanları da bizler gibi inşaatta çalışan işçilerdir. Sizlerin de bu alanda sorunlar yaşadığının farkındayız. Şantiyenin daha güvenli hale gelmesinin yolu bütün uzman ve mühendis arkadaşlarımızın bizimle birlikte mücadele etmesinden geçiyor" dedi.

Çalıştayın üçüncü panelinin son konuşması ise aynı zamanda İMO Onur Kurulu üyesi olan Mustafa Selmanpakoğlu tarafından gerçekleştirildi. Selmanpakoğlu konuşmasında işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda 6331 Sayılı Kanunun 1. Maddesi uyarınca tarafların işveren ve işçiler ile sınırlı tutulduğuna, gerçekte ise tarafların iş sahibi, işveren,  çalışan, SGK ve diğer (Sigortalar, Adli Kurumlar İş Yeri Denetçileri, Hastaneler) kurum veya kişilerden oluştuğuna dikkat çekti. Mevzuatın gerçekçi olması gerektiğini vurgulayan Selmanpakoğlu`nun iş sahibi ve işverenlerin görev ve sorumluluklarına değindiği konuşmasının ardından soru cevap kısmına geçildi. Uğur Müngen`in tüm konuşmacılara teşekkür belgelerini takdim etmesinin ardından çay molası verildi.

İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı`nın son panelinde akademisyenlerin görüşlerine yer verildi. İMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Üyesi Yrd. Doç Dr. S. Ümit Dikmen`in modere ettiği panelde ilk sözü, İTÜ öğretim üyelerinden Doç. Dr. Emre Gürcanlı aldı. Aynı zamanda İMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Üyesi de olan Gürcanlı "Risk Kontrol Hiyerarşisi" başlığı altında, işyeri bazlı olarak yapılması ve araştırılması gereken konulardan söz ederek sunumuna başladı. Sunumunda özelleştirmeler ve taşeronluk sistemleri ile iş kazaları arasındaki ilişkinin açığa çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Gürcanlı işyerlerinde kazalara neden olan sorunların boyutlarını gözler önüne serdi. Gürcanlı`nın dış cephe kaplamaları ve işçilerin kalacakları yerlere yönelik tasarımlara ilişkin somut örneklere de değindiği konuşmasının ardından Ege Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr Selim Baradan söz aldı. Aynı zamanda İMO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu Üyesi de olan Baradan sözlerine, inşaat mühendisliği bölümlerinden mezun olanların iş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusunda yeterli eğitimi alamadığına dikkat çekerek başladı. İnşaat mühendisliği eğitiminde iş güvenliği dersinin önemine değinen Baradan, İSG alanına giren konuların hukuk, sağlık ve ekonomi gibi birçok boyutunun olduğunu ve bu nedenle de inşaat mühendisleri için üniversitelerde iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin ayrı bir ders ile verilmesi gerektiğini ifade etti. Söz konusu eğitimi alan mühendislerin özellikle şantiyelerde konuya daha farklı gözle bakacaklarını belirten Baradan`ın konuşmasının ardından izleyiciler konuşmacılara sorularını yöneltti. Ümit Dikmen tarafından panel konuşmacılarına teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç tarafından çalıştayda görev alan tüm  moderatörlere plaketleri takdim edildi.

Yaklaşık 150 kişinin izleyici olarak katıldığı "İnşaatlarda İş Güvenliği Çalıştayı" sadece inşaat sektöründeki iş güvenliği sorunlarının tartışmaya açılmasına değil aynı zamanda gerek mevzuat gerekse uygulama alanında çözüm için yapılması gerekenlerin ifade edilmesine de imkân sağladı. Sektörün tüm bileşenlerinin bir araya geldiği ve sorunların çözümü için ortak akıl oluşturma imkânı bulduğu Çalıştayın karar alıcılar ve uygulayıcılar tarafından da dikkate alınması ortak bir temenni olarak dile getirildi.

* İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç`in konuşmasının tam metni:

 

Değerli Katılımcılar,

Değerli Meslektaşlarım,

İnşaat Mühendisleri Odası`nın düzenlemiş olduğu "İnşaatlarda iş Güvenliği Çalıştayı"na hoş geldiniz.

Hepinizi Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Çalıştayımızın düzenlenmesinde emeği geçen "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu"muzun değerli üyelerine, çalıştayımıza katılarak görüşlerini bizlerle paylaşacak olan bilim insanlarına, katkı sunan meslektaşlarıma ve tabi ki çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.

Çalıştayımızda, mesleğimizin başat sorunlarından biri olan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna, kendi mesleki penceremizden bakmaya, sorunları tespit etmeye, uygulanabilir akılcı çözümler üretmeye çalışacağız.

Çalıştay zemininde bir araya gelen değerli katılımcıların, hem mevzuattan hem de uygulamadan kaynaklı sorunlarına vakıf olduğuna, konuyla ilgili ufuk açıcı yaklaşım sergileyeceklerine inanıyorum.

Odamız, mesleki-politik konular çerçevesinde referans bir kurum olmayı başarmıştır ki, bunun açığa çıkmasında mesleki-bilimsel etkinliklerin hayli önemli bir yer tuttuğunu belirtmem gerekiyor.

Odamız on yıllardır, sempozyumlar, kongreler, paneller, çalıştaylar ve benzeri etkinlikler vasıtasıyla üniversiteleri, bilim insanlarını, konusunda uzman meslektaşlarımızı, uygulamacıları bir araya getirerek tartışmaların, öğretici ve yol gösterici olmasını sağlamıştır.

Değerli Konuklar,

İş Güvenliği Çalıştayı, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna, inşaat mühendisliği mesleğinin sınırları çerçevesinde yaklaşacak, sorunun unsuru olarak kabul edilen inşaat mühendislerinin, aynı zamanda çözümün de bir parçası ve hatta kolaylaştırıcısı olabileceğine dair tartışmalara sahne olacaktır.

İşçi sağlığı ve güvenliği, inşaat sektörünün başat sorunlarından biridir. Çünkü maalesef, konu, sorun olmaya, sorun gibi algılanmaya devam ettiği sürece, telafisi mümkün olmayan sonuçlar açığa çıkmakta, iş kazaları, ölümler, yaralanmalar, kalıcı hastalıklar bir süre sonra vaki adiye sayılmaktadır.  

Ağır ve tehlikeli işler grubunda yer alan inşaat sektöründe ölümle ya da sakatlanmayla sonuçlanan kaza haberlerine yer verilmeyen gün neredeyse yok gibidir; ancak ne yazık ki, iş kazaları, üçüncü sayfa haberi kadar bile öneme haiz görülmemektedir.

Sadece son dönem yaşanan faciaları şöyle bir anımsayalım.

İstanbul Esenyurt`taki İnşaat Şantiyesinde çıkan yangında 11 işçi, Adana Gökdere Köprü Barajı ve Hidroelektrik Santrali`nin tünel kapağının patlamasında 10 işçi,  Giresun Dereli`deki HES inşaatında yaşanan faciada dört işçi, Ankara Metro İnşaatına düşerek yaşamını yitiren bir işçi, İstanbul Metrobüs Hattında yaşanan göçmede bir işçi yaşamını yitirmiştir.

Değerli Meslektaşlarım,

Üzülerek ifade etmem gerekirse yaşanan onca dramatik olay, mevzuatta, uygulamada, denetim sisteminde gerekli iyileştirmelerin yapılmasına yeterli etkiyi sağlayamamıştır.

TMMOB ve Bağlı Odaları, uzun yıllardan bu yana, özellikle uygulamada yaşanan sorunlardan hareketle, sorunun üzerinde hassasiyetle durmuş, inşaat ve metal işkolu başta olmak üzere, her iş kolu için bütüncül bir yaklaşım sergilemeye çalışmıştır.

Özellikle, inşaat sektöründeki kaza oranına ayrı bir parantez açarak, Odamızın, inşaat sektöründeki kazaların azaltılması için ısrarcı bir tutum sergilediğini, mevzuat tartışmalarına dahil olmaya çalıştığını, çözüm önerilerini geliştirdiğini belirtmem gerekiyor.

Değerli Meslektaşlarım,

İnşaat sektörü, tüm sektörler arasında toplam iş kazası sayısı bakımından ön sıralarda ve ölümlü iş kazalarında ise ilk sırada yer almaktadır. 

Sektörümüzde ölümle sonuçlanan kazalar, tüm sektörlerdeki ölümlü kazaların yüzde 30`nu oluşturmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre; inşaat işçileri, diğer sektörlerde çalışan işçilere oranla 3-4 kat daha fazla kazaya uğrama riski taşımaktadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın geçen yıl incelediği 4 bin 222 iş kazasının verilerine göre, iş kazalarında en çok ölüm ve yaralanma inşaat sektöründe görülmüştür.

Değerli Katılımcılar,

Yeni dünya düzeninin ekonomik-sosyal tercihleri gereği çalışma yaşamına esnek çalışma, taşeronlaşma, güvencesizlik dahil edilmiş, çalışma yaşamında kamu denetimi asgariye indirilmiş, sermayenin ihtiyaçları çalışma yaşamının belirleyicisi haline getirilmiştir.

Eğer çalışma yaşamında, esnek çalışma, taşeronlaşma ve güvencesizliği hâkim kılarsanız, kamusal denetimi yerine getirmezseniz, kâr beklentisini kamusal yarara tercih ederseniz, kazalara kaderci bir anlayışla yaklaşırsanız, hem işçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımlarını maliyet artırıcı bir unsur olarak görülmesine neden olursunuz, hem de iş kazalarını çoğaltırsınız. 

İLO tarafından hazırlanan iş kazaları istatistiklerine bakıldığında; işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun gelişmiş ülkeler için sorun olmaktan çıkmaya başladığı görülecektir. Bu ülkelerde, kaza sayıları ve ölümlü kaza oranları her geçen gün azalmaktadır. Oysa ülkemizde konu, iş yaşamının başat sorunu olmaya devam etmektedir.

Türkiye iş kazaları listesinde ilk sıralardaki yerini korumaktadır. Ülkemiz iş kazalarında Avrupa`da birinci, dünya ölçeğinde ise üçüncüdür. 

Dünyada işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu, çalışma yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olarak kabul edilmiş ve uluslararası kabuller, İLO standartları bağlamında uygulamalarla sorun geriletilmiştir.Ancak ülkemizin mevcut durumunda bir değişiklik olmamıştır. 

Değerli Meslektaşlarım,

6331 sayılı "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu geçtiğimiz aylarda yürürlüğe girdi.

Yasanın hazırlanma sürecinde her zamanki şekle tanık olduk. Yani yasa, katılımcılığı gözetmeyen bir anlayışla hazırlandı. Yasanın, bazı noktalarda olumluluk içerse de asıl olarak sorunlu ve sıkıntılı olduğunu ifade etmek durumundayım.

İş kazalarının yoğunlaştığı, neredeyse "iş cinayetleri" haline geldiği bir dönemde TBMM`den geçen yasa, "işçi sağlığı ve güvenliği" konusunu bir ticari alan olarak tanımlamış, kamusal sorumluluğa dahil olması ve kamu eliyle karşılanması gereken sağlıklı ve güvenli çalışma hakkı bir ticaret metası haline getirilmiştir.

Yasanın ruhuna hakim olan bu anlayışın, bırakalım iş kazalarını azaltmasını, tersine çoğaltmasından endişe etmekteyiz. Öz itibarıyla kamusal olması gereken bir işin, piyasa ilişkilerinin insafına bırakılması sorunu müzmin hale getirecektir.

Şu açık ki, "İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası" olumsuzlukların giderilmesi için gereken bütünlükten ve kamusallıktan yoksundur.

 Değerli Konuklar,

İş güvenliği konusunun mevzuat ve uygulama gibi farklı düzlemlerde oldukça yetersiz kaldığı bir ülkede mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz.

Bildiğiniz üzere, 2012 yılından beri yürürlükte olan "Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik" ile şantiye şeflerinin fiili olarak üstlendikleri iş güvenliği önlemleri, yasal bir zorunluluk haline getirildi. 

Üyelerinin büyük çoğunluğu sahada çalışan Odamız, gerekli eğitim verilmeksizin şantiye şeflerine yüklenen bu sorumluluğu kritik bulmakta ve üzerinde tartışılması gerektiğini düşünmektedir.

Hiç kuşkusuz bu konuyla ilgili tartışma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Meslek Odaları arasında ortaklaşa yürütülmelidir. Üretim sürecinin asli unsurları olarak, ortaklaşmaya, sorunları birlikte tespit etmeye ve birlikte çözüm üretmeye ihtiyaç bulunmaktadır.

Yeri gelmişken etkinliğimize verdiği destekten dolayı Bakanlık temsilcilerine ayrıca teşekkür ederiz. Umarız bu tür etkinlikler, Bakanlık ile Meslek Odaları arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine vesile olur.

Değerli Meslektaşlarım,

İş yaşamının önemli ve canımızı acıtan bir sorunuyla bugün bir kez de çalıştay zemininde yüzleşeceğiz.

Çalıştayımızdan çok değerli görüş ve değerlendirmelerin çıkacağına inanmaktayız.Bu nedenle konuşmamı burada bitirirken sizleri konunun uzmanı meslektaşlarımızla baş başa bırakıyor ve emeği geçenlere Yönetim Kurulumuz adına bir kez daha teşekkür ediyor,

saygılar sunuyorum.

  • `İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ
  • `İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ
  • `İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ
  • `İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ
  • `İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ
  • `İNŞAATLARDA İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI` ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası