“YAP-SAT YÖNETMELİĞİ” YAYIMLANDI!
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu`nun, `Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği` ile ilgili yaptığı açıklama.
"Yap-Sat Yönetmeliği" Yayımlandı!
"Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği" yayımlandı
Yönetmelik,
kentsel dönüşüm uygulama esaslarının düzenlenmesinden ziyade, TOKİ`nin
"yap-sat" müteahhitliğinin önünü açacak hükümler içeriyor
Kentsel dönüşüm sürecinde meslek odaları devre dışı bırakılıyor
Bilindiği
gibi, "6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkında Kanun", 16 Mayıs 2012 tarihinde yayımlandı. Kanunun
yayımlanmasını takiben, 4 Ağustos 2012`de ise Uygulama Yönetmeliği
çıkartıldı. Aradan kısa bir süre geçmesine rağmen, Uygulama
Yönetmeliği`nde değişikliğe gidildi ve Yönetmeliğin son hali 15 Aralık
2012`de Resmi Gazete`de yayımlandı. Böylelikle, kamuoyunda "kentsel
dönüşüm yasası" olarak bilinen düzenlenmenin nasıl uygulanacağı açığa
çıkmış oldu.
Uygulama Yönetmeliğinin özüne dair eleştiri, görüş ve
önerilere geçmeden, kentsel dönüşümün adeta "yap-boz tahtasına"
çevrildiği, bunun da yasama ve uygulama esaslarını oluşturma sürecinin
titizliği ilkesiyle çeliştiği vurgulanmalıdır. Anlaşılan o ki siyasi
iktidar, uygulamanın ayrıntılarını oluşturmadan kanun yapmış ve
uygulamaya başlamıştır. Dört ay süreyle, iki farklı Uygulama
Yönetmeliğinin hazırlanmasının başka bir izahının yapılması mümkün
değildir.
Uygulama Yönetmeliği incelendiğinde; kentsel dönüşüm
gibi sosyal-toplumsal açıdan önem taşıyan projelerin uygulanmasında,
sosyal yaranın kapatılması bir yana, yeni mağduriyetler oluşacağı, yerel
idarelerin insiyatifinin azaltılacağı, meslek odalarının devre dışı
tutulacağı, TOKİ`nin adeta bir "yap-satçı" şirket gibi davranmasının
kolaylaşacağı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Uygulama Yönetmeliğini,
bir yönüyle kentsel dönüşüm sürecini düzenleyen değil, TOKİ`nin elini
rahatlatan, ayrıcalığını pekiştiren bir metin olarak değerlendirmek
yerinde olacaktır.
TOKİ`ye inanılmaz ayrıcalık
Yeni
Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 3. Maddesi ile "ilgili kurum" adı
altında yeni bir tanım getirilmiş, eski Yönetmelikte, "idare" tanımı
içerisinde yer alan TOKİ, yeni Yönetmelikte "ilgili kurum" tanımı
içerisine alınmıştır.
Eski Yönetmelikte, "Taşınmaz maliklerine konut ve işyeri verilmesi" başlıklı 12. Maddede tüm tasarruflar idareye verilmişken, yeni Yönetmeliğin "Uygulama alanındaki taşınmaz maliklerinin hakları ve tapuya tescil işlemleri" başlıklı 13. Maddesi ile bu tasarruf ilgili kuruma, dolayısıyla TOKİ`ye devredilmiştir.
Bununla yetinmeyen Yönetmelik, ilgili kuruma, yani TOKİ`ye "Uygulama
alanındaki taşınmaz maliklerini yapılacak anlaşmalar çerçevesinde proje
ortağı yapmak suretiyle, kat veya hasılat karşılığı inşaat yapma veya
yaptırma" yetkisi vermiştir. Verilen bu yetkiyle, TOKİ`nin
"yap-satçılığı" tescil edilmekte, aynı zamanda da, Yönetmeliğin amacı
dayanaksız bırakılmaktadır.
Meslektaş ile meslek Odası arasındaki bağ koparılmak isteniyor
Yeni Yönetmelikte, "Lisanslı
kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespitinde görev alacak
mühendislerin, Bakanlıkça açılacak eğitim programlarına katılmaları
zorunludur." denilmek suretiyle, mühendislerin bağlı olduğu meslek
odalarının asli görevleri olan meslek içi eğitim, Odalardan alınarak
bakanlığına verilmiştir. Bu durum, 644 sayılı KHK ile meslek Odalarından
alınarak bakanlığa verilen yetkilerin uygulamaya alınmasıdır.
"Riskli
yapı tespit raporunun hazırlanmasında görev alacak mühendislerin ilgili
meslek odalarına üyeliklerinin devam ediyor olması ve mesleklerinde
fiilen en az beş yıl çalışmış olmaları" şeklindeki kriterler, yeni
Yönetmelikte de korunmuştur. Ancak, "Beş yıllık çalışma süresinin en
az üç yılını inşaat mühendisleri için proje hazırlanması veya
incelenmesi konularında, jeoloji ve jeofizik mühendisleri için ise
jeolojik-jeoteknik etütlerde fiilen görev yapmak şeklinde olması
şarttır" ibaresi yeni Yönetmelikte çıkartılarak, riskli yapıların
tespitinde görev alacak mühendislerin uzmanlığı, deneyimi ve liyakati
göz ardı edilmiştir.
Yeni Yönetmeliğin 6. Maddesinin 2.
Fıkrasında, riskli yapı tespit raporunun hazırlanmasında görev alacak
mühendislerin Oda üyeliklerinin devam ettiğinin ve en az beş yıllık iş
deneyimine sahip olduklarının belgelenmesinin gerektiği belirtilmiş ve ancak "lisans başvurusunda bu belgelerden başka herhangi bir belge istenmeyeceği"
özellikle vurgulanmıştır. Bu vurgunun amacı bellidir: Meslektaş ile
Meslek Odası arasındaki bağın koparılması doğrultusundaki politikalar
sürdürülecektir.