TMMOB Adana İKK, Gezi Davası Tutuklama Kararlarının 1. Yılında Basın Açıklaması Yaptı
TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu tarafından, Mimarlar Odası Adana Şubesinde yapılan açıklamada, bir yıl önce Gezi Davasında verilen cezaların siyasi cezalar olduğu, hukuk sınırları içerisinde olmadığı belirtildi.
Ahmet Uncu’nun açıklamasının ardından, HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Sedat Gül, CHP Adana Milletvekili Adayları Erkan Karakaya ve Kübra Özbiçer, geçmiş dönem Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer de düşüncelerini katılımcılarla paylaştılar.
25.04.2023
TMMOB ADANA İKK
SEKRETERİ AHMET UNCU TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMA METNİ:
Hukuksuzluğun
yıldönümünde Gezi Direnişi’ne ve Gezi Davası hükümlüsü arkadaşlarımıza sahip
çıkmaya devam ediyoruz!
Ülkemizin
en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında, hukuksuzluğun
simgesi olan haksız tutuklama kararının üzerinden tam bir yıl geçti.
Aralarında
TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın İstanbul
Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can
Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1 yıldır; Osman Kavala ise, 5 buçuk
yıldır Gezi Direnişini örgütledikleri gerekçesiyle cezaevinde tutuluyor.
Hukuk,
adalet ve insan haklarının gözardı edildiği yargı süreci, Siyasi iktidarın
hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının somut göstergelerinden biri olarak
tarihe geçmiştir.
Siyasi
iktidar hukuku; adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak
değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.
Gezi
Davası, ülkemizdeki diğer pek çok örneğinde görüldüğü gibi hukuki değil, siyasi
bir davadır. Gezi Davası’nda verilen mahkumiyet kararları, siyaseten verilmiş
kararlardır.
Ancak,
tüm bunlara rağmen Gezi Direnişini, toplum vicdanında ve bilincinde lekelemeyi
başaramamışlardır. Gezi Davasında verilen cezaların siyasi cezalar olduğu,
hukuk sınırları içerisinde olmadığı tüm toplumun bildiği ve kabul ettiği bir
gerçektir.
Hiçbir
iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve
haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.
Halka
ait olan her şeyi korumak ve kamu yararını savunmak mühendis, mimar ve şehir
plancılarının vaz geçilmez temel görevleri arasındadır. İstanbul’un en önemli
kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi’nin park olarak
kalması için mücadele etmek, mesleki etik ilkelerimizin bir gereğiydi. 2013
Haziran’ında, sadece kamusal alanlarımızı değil; iktidarın baskı
politikalarını, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasını, ülkemizin
geleceğinin karanlığa gömülmesini de gündemimize alarak mücadele ettik.
Arkadaşlarımız,
halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip
çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki
sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.
Gezi Direnişi nasıl ki bu
ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan
arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
Gezi Direnişinin arkasında
durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da
yanında durmaya devam ediyoruz.
Arkadaşlarımıza
desteğimizi, dayanışmamızı 365 gündür devam eden Adalet Nöbetleriyle
sürdürüyoruz.
Tutuklu arkadaşlarımıza
verilen ve hiç azalmadan devam eden toplumsal destek, onların mücadelelerindeki
haklılığın göstergesidir.
Hukuksuz
tutuklama kararlarının 1. Yıl Dönümünde bir kez daha kararlılıkla belirtiyoruz:
TMMOB ve bağlı Odaları olarak, mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına
kullanmaya devam edeceğiz, arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu
ülkenin en görkemli halk hareketi olan Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla
sürdüreceğiz.