8 Mart’ın Mücadele Ruhuyla; Özgürlüklerimizi Savunmaya Devam Ediyoruz!
Kadınların dünyanın dört bir
yanında eşitlik, özgürlük ve hak arayışı, şiddete, kadın cinayetlerine, tacize,
tecavüze karşı mücadelesi devam ediyor. 8 Mart’ın tarihsel gücü, kadınların
eşitlik ve özgürlük mücadelesine yol gösteriyor.
Bugün Türkiye’de kadınların evde,
sokakta, çalışma hayatında çok çeşitli biçimlerde ve düzeylerde şiddete maruz
kaldığı bilinmektedir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformunun
araştırmasına göre 2023 Yılında 315 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 248
kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu yılın daha ilk ayında 31 kadın cinayeti
işlendi. Hiç şüphesiz, kadın cinayetlerinin hız kesmeden devam etmesinde ve
kadına yönelik artan şiddet olaylarında, kadınları ikinci sınıf insan gören
siyasi anlayışın topluma dayattığı yaşam biçimi başat rol oynamaktadır. Öte
yandan kadınlara yönelik suçlarda cezasızlık, tehlike altında olan kadınların
savunmasız bırakılması, kadınların yaşamını güvence altına alan uluslararası
antlaşmaların hukuksuz bir biçimde kaldırılması, kadınların yaşamını doğrudan
tehdit etmektedir.
Siyasi iktidar, kol kola girdiği
tarikat yapılanmalarıyla birlikte, her türlü devlet olanaklarını kullanarak kadınların
sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik hayatta var olmalarının en önemli
garantilerinden biri olan cumhuriyetin laiklik ilkesine karşı savaş açmış
durumdadır. Kadınların uzun yıllar mücadelesini verdikleri ve cumhuriyetle
birlikte yasal düzenlemelere kavuşan hak ve özgürlükler, bugün cumhuriyetin
100. yılında fiilen ve hukuken lağvedilmeye çalışılmaktadır.
Açıktır ki ataerkil zihniyetin en
yoğun hissedildiği alanlardan biri de kadın meslektaşlarımızın faaliyet alanı
olan inşaat sektörüdür. Kadın mühendisler şantiyelerde, proje ofislerinde ya
istihdam edilmeyerek ya düşük ücretlere mahkum edilerek ya da çalıştıkları
kurumlarda mobbinge maruz kalarak ezilmekte, yok sayılmakta, erkek
meslektaşları ile eşit haklara erişememektedirler. Yalnızca özel sektörde değil,
bazı belediyelerin açtıkları mühendis alımı ilanlarında bile inşaat
mühendisliği kadrosu için gerekli şartlarda “askerliğini yapmış erkek” gibi
ibarelere rastlanmaktadır.
Biz inşaat mühendisi kadınlar, 8
Mart’ın ruhuyla, tüm dünyada ve ülkemizde hakları ve özgürlükleri için direnen
kadınları selamlıyoruz. Meslek alanımızda ve bulunduğumuz her yerde, her türlü şiddete
maruz kalan, yok sayılan tüm kız kardeşlerimizin özgürlükleri ve toplumsal
cinsiyet eşitliği için mücadele etmeye devam ediyoruz.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz ve
dayanışmamız.
TMMOB İnşaat Mühendisleri
Odası
Kadın İnşaat Mühendisleri
Komisyonu