Paket Program Analiz Çıktıları Değişmez Gerçeklikler Değildir! Salt Paket Program Analiz Çıktıları Üzerinden Kusur Değerlendirmesi Yapılamaz!
Eklenme Tarihi: 17/07/2024
Resmi
verilere göre 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz, yaklaşık 40 bin
binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın ise ağır hasar aldığı 7.7 ve
7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 Depremlerinin ardından başlayan yargı
süreçleri devam etmektedir.
Daha
önce de dile getirdiğimiz gibi 6 Şubat Depremlerinin yaratmış olduğu
yıkımda sorumluluğu bulunan herkesin yargı önüne çıkarılması ve bu
kişilerden hukuk nezdinde hesap sorulması gerekmektedir. Ancak devam
eden yargı süreçlerinde ne yazık ki var olan sorunların çözülmediği,
yeni sorunların eklendiği ve gerçek kusurluların ortaya
çıkarılmasından uzaklaşıldığı görülmektedir.
Özellikle
deprem mühendisliğinde yaşanan gelişmeler ile yapısal analizlerde daha
karmaşık hesaplar yapılmaya başlanmış ve bilgisayar kullanımı kaçınılmaz
hale gelmiştir. Yapısal analizlerin, güncel mevzuat ile uyumlu şekilde
modelleme ve analiz yapabildikleri üreticilerince beyan edilen paket
programlar ile yapılması 1990’lı yılların sonundan itibaren
yaygınlaşmıştır. Günümüzde elle hesap yapılması çok nadirdir.
Yapısal
analiz yapan paket programlar, modelleme ve analizde kullanıcılara açık
veya kapalı olan kabuller kullanmaktadırlar. Paket programlar mühendis
için bir yardımcı olmakla birlikte analiz sonuçlarının değişmez
gerçeklikler olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır.
Depremler
nedeniyle yürütülen yargı süreçlerinde soruşturma ve kovuşturma
mercilerinin bilirkişilerin görüşlerine başvurmaları olağandır, olması
gerekendir. Ancak bilirkişilerce kusur ve oranını tespit etme başta
olmak üzere yapılan hataların telafisi güç veya imkânsız sonuçlara neden
olabildiği, meslektaşlarımız başta olmak üzere şüpheli veya sanıklar
aleyhine telafisi güç veya imkânsız sonuçlara neden olunduğu,
mağdurların ise adalete erişimlerinin geciktiği gözlenmektedir.
Bilirkişilerin
depremde yıkılmış veya hasar görmüş binaları paket programlar ile
modelleyip analiz ettikten sonra, paket program analiz sonuç çıktıları
üzerinde değerlendirmelerde bulunmaları hemen her bilirkişi raporunda
karşılaşılan bir durumdur. Ancak ülkemizde yapısal tasarımda yaygın
olarak kullanılan paket programlara yönelik herhangi bir akreditasyon
sistemi bulunmamaktadır. Akreditasyon sistemi olmaksızın serbest piyasa
koşullarında kullanılan paket programların aynı binalara yönelik analiz
sonuçları arasında farklar olabildiği gözlenmektedir. Aynı paket
programın farklı versiyonlarının kullanılması halinde dahi analiz
sonuçlarında farklar olabilmektedir.
Paket
programlar kullanıcılardan gelen değerlendirme ve talepler ile
modelleme ve hesap yöntemlerinde tespit edilebilen hatalar veya
gelişmeler neticesinde sıklıkla güncellenmektedir. Bununla birlikte
deprem mühendisliğindeki gelişmeler doğrultusunda ve yaşanan
depremlerden elde edilen tecrübelerle deprem yönetmeliklerinin
güncellenmesi olağandır, gereklidir. Ülkemizde de deprem yönetmelikleri
dünya ile uyumlu olarak güncellenmektedir. Deprem yönetmelikleri ve/veya
binaların modelleme ve analizlerini etkileyen her düzeydeki mevzuatın
güncellenmesi neticesinde binaların yapısal analizinde kullanılan paket
programların da mevzuata uyumlu şekilde güncellenmesi olağandır.
AFAD[1]
verilerine göre ülkemizde, bugüne kadar 1947, 1953, 1961, 1968, 1975,
1998, 2007 ve halen yürürlükte olan 2018 olmak üzere, deprem
yönetmelikleri toplam 8 kez revize edilmiştir. 6 Şubat 2023
Kahramanmaraş depremlerinden elde edilen tecrübelerle tekrar revize
edilme çalışmalarının devam ettiği de bilinmektedir.
Ülkemizde
betonarme bina stokunun yaklaşık üçte ikisinin 1975 deprem
yönetmeliğine göre inşa edilen yapılardan oluştuğu bilinmektedir. 6
Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binaların büyük
çoğunluğunun 1998 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliği öncesi inşa
edilen yapılar olduğu da gözlenmiş ve kamu idarelerince beyan
edilmiştir.
Depremler
nedeniyle yürütülen yargı süreçlerinde binaların ruhsat tarihi
itibariyle yürürlükte olan deprem yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuata
göre değerlendirilmesi kanunsuz suç ve ceza olmaz ve hukuki belirlilik
ilkelerinin gereğidir. Bilirkişi raporlarında binaların ruhsat tarihi
itibariyle yürürlükte olan deprem yönetmeliğine göre değerlendirme
konusunda genellikle hassasiyet gösterildiği gözlenmektedir. Ancak paket
programların güncellemeler sonrası eski ve yeni versiyonları arasında
analiz sonuçlarında farklar olabildiği gözlendiği için bina modelleme ve
analizlerinin ruhsat tarihi itibariyle kullanılan paket program
versiyonuyla yapılması beklenirken, bilirkişilerce paket programların
güncel versiyonlarının kullanıldığı görülmektedir.
Bilirkişi
raporlarında paket programların güncel versiyonlarıyla yapılan
analizlerin değişmez gerçeklik gibi kabul edildiği ve versiyon
farklarından kaynaklandığı değerlendirilen (özellikle temel ve
döşemelerde) donatı oranı hesaplarındaki küçük farkların önemli kusurlar
olarak gösterildiği sıklıkla gözlenmektedir. Ancak şu unutulmamalıdır
ki, örneğin 20 yıl önce inşa edilen bir bina için bugün azaltılmış
deprem yükleri altında yapılan doğrusal elastik analizle birkaç taşıyıcı sistem elemanındaki donatıların eksik olduğu sonucuna
varılırsa, bu sonucun kesin olduğu, 6 ve 20 Şubat 2023 depremlerinde
binanın bu nedenle yıkıldığı ve bundan proje mühendisinin sorumlu olduğu
sonucuna varılamaz, böyle bir değerlendirme objektif ve adil olamaz. Çünkü, birkaç taşıyıcı sistem elemanında zafiyet olsa bile taşıyıcı sistem yeniden dağılım ile
kendisini adapte edebilir ve zafiyet gösteren elemanların yükü diğer
taşıyıcı elemanlar tarafından paylaşılabilir. Bilirkişi heyeti
raporlarında, oransal olarak küçük farkların yıkıma etkisi genellikle
neden-sonuç ilişkisi içinde açıklanmamaktadır.
Bilirkişi
heyet raporlarında paket programlarla yapılan modelleme ve analizlere
yönelik gözlenen bir diğer önemli problem ise modelleme ve analizlere
yönelik sayısal dosyalarının bilirkişi heyet raporlarının eki olarak
dosyalara sunulmamasıdır. “Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve
Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar”[2]
13. Maddesi gereği bilirkişi raporları denetime elverişli olmak
zorundadır. Paket program modelleme ve analizlerini içeren sayısal
dosyaların yokluğunda denetime elverişlilik sağlanamamaktadır.
Bilirkişi
heyet raporlarında kullanılan paket programlarla ilgili yukarıda
açıklanan versiyonlar arasındaki sonuç farklarına ilişkin tespit edilen
bu sorunla ilgili olarak yargılaması
devam eden bir dosyada mahkemece bilirkişi heyet raporlarında sıklıkla
kullanılan bir paket programın geliştiricilerine/ticari hak sahiplerine
müzekkere yazılarak, kovuşturmaya konu olan ve 1975 yılı deprem
yönetmeliğine göre tasarlanmış ve inşa edilmiş olması gereken binanın
bilirkişi heyet raporunda kullanılan paket program (2023 yılında güncel
olarak kullanılan) versiyonu ile analiz edilip edilemeyeceği
sorulmuştur. Müzekkereye verilen cevap paket program geliştiricisi firma
yetkilisince yetkili olduğuna dair kanıtlayıcı evrakla birlikte
şöyledir:

Paket program geliştirici firma yetkilisince verilen cevaptan da
anlaşılacağı üzere, paket programların güncel versiyonlar ile geçmiş
yıllarda yürürlükte olan deprem yönetmeliklerine göre analiz yapılması
konusunda sorunlar bulunmaktadır. Müzekkere cevabına göre paket
programın 2023 yılındaki güncel versiyonu ile 1975 ve (01.01.1998
tarihinde yürürlüğe giren) 1997 deprem yönetmeliklerine göre analiz
ve/veya kontrollerin yapılması yargı sürecini de adil olmaktan
uzaklaştıran önemli bir yanlıştır
Çok
sayıda soruşturma/kovuşturma kapsamında bilirkişi heyetleri ilgili
paket programı kullanarak 1975 veya 1997 deprem yönetmeliklerine göre
kontrolleri yaptıklarını belirtmişler ve paket program analiz
çıktılarına göre kusur değerlendirmesi de yapmışlardır. Benzer bilirkişi
heyet raporlarının paket program analiz çıktılarının değişmez
gerçeklikler gibi değerlendirilmesi nedeniyle fahiş hatalar içerdiği ve
adil yargılamayı engellediği, şüpheli ve sanıklar açısından telafisi güç
veya imkânsız mağduriyetlere neden olduğu, kovuşturmanın tüm tarafları
ve özellikle mağdurlar açısından da adalete erişimi geciktirdiği
açıktır.
Adil
yargılamanın tesisi için soruşturma ve kovuşturma mercilerinin statik
ve dinamik analiz yapan paket programların sonuç çıktılarının değişmez
gerçeklikler olmadığını bilerek bilirkişi heyetlerinden bu doğrultuda
neden-sonuç ilişkisi içeren ve denetime elverişli raporlar talep
etmeleri önemlidir. Salt paket program analiz çıktıları üzerinden kusur değerlendirmesi yapılamaz!
Paket
programlara yönelik ülkemizde herhangi bir akreditasyon sistemi
bulunmadığı ve paket program analiz çıktılarının değişmez gerçeklikler
olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır. Paket program üretici firmaların
programlarının versiyon değişiklikleri ve bu değişikliklerle birlikte
kazanılan (dolayısıyla önceki versiyonlarda olmayan) ve/veya eksiltilen
yetenekleriyle ilgili kamuoyuna ve meslektaşlarımıza doyurucu
açıklamalar yapmaları, programların geçmiş versiyonlarını yargı
süreçlerinde kullanmak üzere meslektaşlarımızın kullanımına açmaları
adil yargılamanın tesisi için gereklidir.
Ayrıca,
İnşaat Mühendisleri Odası tarafından 03.11.2023’de yapılan “Şubat 2023
Depremlerinde Binaları Hasar Görerek Yıkılan Statik Proje
Mühendislerinin Yargılanmalarında Esas Alınacak Bilirkişi Raporlarının
Teknik Yaklaşımı ile ilgili TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasının Görüşü”
başlıklı metinde vurgulanan, yıkılan binanın projesinin azaltılmış
deprem yükleri altında, binanın gerçek davranışını yansıtmaktan uzak
doğrusal elastik analiz sonuçlarına göre değerlendirilmesini öngören
yaklaşımın sakıncalı olduğu ve adil olmadığı, rasyonel ve adil
yaklaşımın, yıkılan binanın projesinin doğrusal elastik olmayan gerçek
bina davranışını çok daha doğru bir şekilde dikkate alan Şekil değiştirmeye Göre Değerlendirme yaklaşımı olduğu konusunu da tekrar önemle hatırlatmak isteriz.
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası 6 ve 20 Şubat depremlerinin ardından başlayan
soruşturma ve yargı süreçlerine dair tespit ettiği sorunları ve
önerilerini kamuoyu ile paylaşmaya devam edecektir.
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odasınca 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri
sonrasında yürütülen yargı süreçlerine yönelik buğuna kadar yapılan
açıklamalar ve bağlantıları aşağıda sıralanmıştır:
“Şubat
2023 Depremlerinde Binaları Hasar Görerek Yıkılan Statik Proje
Mühendislerinin Yargılanmalarında Esas Alınacak Bilirkişi Raporlarının
Teknik Yaklaşımı ile İlgili İMO Görüşü”, TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun, 6 Şubat Depremleri hakkında
yürütülen yargı süreçleri hakkında, 03 Kasım 2023 tarihinde yaptığı
açıklama.
“6
Şubat Depremlerinin Asıl Sorumluları Hesap Vermeli, Yargı Süreçleri
Adil Olmalıdır!”, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun, 6
Şubat Depremleri hakkında yürütülen yargı süreçleri hakkında, 13 Aralık
2023 tarihinde yaptığı açıklama.
“Adalet
Bakanlığına Çağrımızdır, Soruşturmalar Cadı Avına Dönüştürülmesin!”,
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun 15 Mart 2023 tarihli
açıklaması.
“Meslektaşlarımızın
Tutuklu Yargılanmalarına İtiraz Ediyoruz!”, TMMOB İnşaat Mühendisleri
Odası Yönetim Kurulunun 27 Nisan 2024 tarihli açıklaması.
“Kanunsuz Suç Olmaz! Aleyhe Düzenleme Geriye Yürümez!”,TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun 6 Şubat Depremleriyle
ilgili yargı süreçleri hakkında 10 Haziran 2024 tarihinde yaptığı
açıklama.
“Bilirkişiler
Hâkim Yerine Geçemez, Kusur ve Oranını Belirleyemez!”, TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun 6 Şubat Depremleriyle ilgili yargı
süreçleri hakkında 26 Haziran 2024 tarihinde yaptığı açıklama.