“Bilirkişiliğin Şirketleşemez, Adaletin Rekabete Konu Edilemez Olduğunun” Tekrar Altını Çiziyoruz
Eklenme Tarihi: 12/09/2024
TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Adalet Bakanlığı Hukuk işleri
Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı’na ait web sayfasından
"ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNİN BİLİRKİŞİLİK HİZMETİ VERMESİNE İLİŞKİN
USUL VE ESASLAR" başlıklı duyurusuna ilişkin bir basın açıklaması
gerçekleştirdi
“Bilirkişiliğin Şirketleşemez,
Adaletin Rekabete Konu Edilemez Olduğunun”
Tekrar Altını Çiziyoruz
23.08.2024 tarihinde Adalet Bakanlığı Hukuk işleri Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı’na ait web sayfasından "ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNİN BİLİRKİŞİLİK HİZMETİ VERMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR" başlıklı
bir duyuru yapıldığı, duyuru ile bilirkişilik bölge kurullarının
görevleri sayılarak bu görevler gereğince, Daire Başkanlığınca
bilirkişilik hizmeti verecek özel hukuk tüzel kişilerinin ve bu tüzel
kişilerin bünyesinde bilirkişi olarak çalışacak kişilerin taşıması
gereken nitelikler, sicil ve listeye kaydına ilişkin usul ve esaslar
belirlendiği görülmüştür.
Daha
önce defalarca kamuoyu ile paylaştığımız ve son olarak 29.08.2023
tarihindeki basın açıklaması ile duyurduğumuz, Özel Hukuk Tüzel
Kişiliğinin / Ticari şirketlerin bilirkişilik yapmasının önünün
açılmasına ilişkin açıklamada; “Özel Hukuk Tüzel Kişilerine bu
yetkinin verilmesi bilirkişiliğin ileride bu amaçla kurulacak şirketlere
teslim edilmesi sonucunu doğuracaktır.” demiştik. Ne yazık ki,
Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından yapılan son duyuru ile
endişelerimizde ne denli haklı olduğumuz doğrulanmıştır.
Söz
konusu duyuru ile ilan edilen usul ve esaslara ait metnin maddeleri
incelendiğinde; tüzel kişi olarak bölge kurullarına kayıt olacak
şirketlerin anonim şirket olması ve resmi ortaklarının tamamının
yabancılardan oluşabileceği, tüzel kişi olarak listeye kayıt edilen ve
bilirkişilik yetkisi alan şirketlerin şubeleri olmak şartı ile tüm bölge
kurullarının yetki alanında iş yapabileceği, bünyelerinde çalışacak
gerçek kişi bilirkişilerin ise tüzel kişiliğin listeye kayıt olması ile
birlikte o bölge kurulu sınırlarında ama sadece tüzel kişinin üstlendiği
işlerde bilirkişi olarak çalışabileceği, ferdi olarak tüzel kişi
bünyesi dışında bilirkişilik yapamayacağı gibi kurallar getirilmiş
olduğu görülmüştür.
Ayrıca
tüzel kişilik bünyesinde görev alarak, ücretli çalışacak olan gerçek
kişi bilirkişiler ile yürürlükteki mevzuata göre bilirkişilik temel
eğitimi alarak, uzmanlık alanlarını belgelendirip müracaat eden ve
ilgili bölge kurullarının incelemesi sonucu listeye kabul edilen mevcut
bilirkişiler ve listelere kayıt olmayı bekleyen yeni bilirkişi adayları
arasında, listeye kabul ve bilirkişi olarak kamusal hizmet verme
açısından eşit olmayan durumlar yaratacak olması bakımından da
Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme olduğu görülmüştür.
Hatırlatmak
gereklidir ki, özel hukuk tüzel kişilerinin bilirkişilik yapmasının
sakıncaları, hem teoride hem de pratikte doğuracağı sonuçları,
Birliğimiz tarafından Yasa tartışmalarının başladığı günden bugüne kadar
pek çok defa ifade edilmiştir. Yine Birliğimiz tarafından
görevlendirilen temsilcilerimiz aracılığıyla da her zaman, bugüne kadar
oluşturduğumuz ve paylaştığımız görüşlerimiz her ortamda dile
getirilmiş, üyelerimiz ve kamuoyuyla paylaşılmıştır.
TMMOB
olarak, bir kez daha tekrar ediyor ve diyoruz ki; Bilirkişilik,
yalnızca uzman gerçek kişi eliyle yapılması gereken kamusal bir
görevdir. Özel Hukuk Tüzel Kişilerine bu yetkinin verilmesi yasayla
bir kamu hizmeti olarak belirlenen bağımsız bilirkişiliğin, amacı kâr
olan ticari bir yapıya dönüştürülmesi sonucunda bilirkişilerin özgür,
bağımsız ve tarafsız rapor yazma olanağını ortadan kaldıracaktır.
Bilirkişiliğin ticari oluşumlar eliyle gerçekleştirilmesi sonucu
bilirkişilerin siyasi baskı altına gireceği, yargılamanın bağımsızlığı
ve tarafsızlığı ilkesine de gölge düşüreceği gerekçesiyle; “Adaletin
rekabete konu edilemez” olduğunun tekrar altını çiziyoruz.
Daha
önce olduğu gibi görüşlerimizin alınmasının yalnızca usulü bir işlemin
yerine getirilmesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ısrarla
vurguluyoruz.
Bilirkişilik
alanının ağırlıklı öznelerinden olan mühendislik, mimarlık ve şehir
planlama mesleği mensuplarının, Anayasal meslek kuruluşu olan
Birliğimizin ve Odalarımızın görüşleri doğrultusunda; katılımcı, kamu
yararı ve çözüm odaklı bir yöntem izlenmesinin gerekli olduğunu bir kez
daha hatırlatmak istiyoruz.
Yapılan
son uygulama acilen gözden geçirilmeli ve gerekli yasal düzenlemeler
yapılarak bilirkişilik alanını ticarileştirecek yaklaşımlar sona
erdirilmelidir.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Emin Koramaz