Ormanlarımızı Yok Eden Keyfi Anlayışı Reddediyoruz!
Eklenme Tarihi: 20/09/2024
TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz 20 Eylül 2024 tarihinde
"Ormanlarımızı yok eden keyfi uygulamaları kabul etmiyoruz, halkın ortak
varlıklarının en önemlisi olan ormanlarımızı yok eden anlayışı
reddediyoruz" başlıklı bir basın açıklaması yaptı. (20.09.2024)
Ormanlarımızı Yok Eden Keyfi Anlayışı Reddediyoruz!
AKP
iktidarı geldiği günden beri, ne zaman doğal çevrenin korunmasına
ilişkin bir yasa veya yönetmelikte düzenleme yapsa, altından korunan
alanlarda yapılaşma ve çevre tahribatı çıktı. Koruma amacıyla yapılan
yasal düzenlemeler, korunması gereken alanlarda nasıl ve ne şekilde
yapılar yapılabileceğini tarif eden metinlere dönüştürüldü. Kıyılar,
yaylalar, meralar, ormanlar bu düzenlemelerin ardından turizme, sanayi
alanlarına, enerji santrallerine, maden işletmelerine veya lüks konut
projelerine açıldı.
İktidarın
çevre tahribatı için yaptığı müdahalelerden en çok zararı orman
alanlarımız görmüş, 6831 sayılı Orman Yasası 31 kez değiştirilmiştir. Bu
değişikliklerin büyük bir çoğunluğu ormanların yapısını bozan,
madenciliğe açan, HES ve RES projelerine sınırsız kolaylık sağlayan, her
türlü altyapı, çöp atık tesisi, maden atığı depolaması dahil,
ormanlarda her türlü yapılaşmaya olanak sağlayan değişiklikler olmuştur.
Bu uygulamalar Anayasamızla kesin şekilde korunacağı taahhüt edilen
ormanlarımızın parçalanmasına, bütünlüklerinin bozulmasına neden
olmuştur.
Siyasal
iktidar tarafından 2018 yılında 7139 sayılı torba yasayla 6831 sayılı
yasaya ek madde olarak eklenmek üzere çıkarılan yasa ile “Ek-16” maddesi
getirilmiştir. Bu ek madde ile, “2018 yılı itibariyle bilim ve fen
bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen, tarım ve
hayvancılıkta da kullanılması mümkün olmayan yerleşime uygun görülen,
orman vasfını kaybetmiş taşlık kayalık yerler Cumhurbaşkanı kararıyla
orman alanı dışına çıkarılır” denilmiştir.
Ancak maalesef, Anayasa’nın 169. Maddesindeki “Devlet,
ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli
kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman
yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.
Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti
devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve
işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı
dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir
faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol
açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve
özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak
amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” Şeklindeki
kesin ifadelere rağmen, istisna ifadeler gerekçe gösterilerek, Anayasa
Mahkemesi bu düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bulmamıştır.
Ormanlarımızın tahribatının önünü açan bu düzenlemeyi defalarca kullanan AKP iktidarı, son günlerde sıklaşan “Cumhurbaşkanı Kararı” Resmi Gazete ilamları ile bu düzenlemeyi adeta “monarşik yönetim” keyfiyetine dönüştürmüş;
- 20 Mayıs 2024 tarihinde Kastamonu ilinde,
- 28 Haziran 2024 tarihinde Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde,
- 17 Temmuz 2024 tarihinde Amasya, Balıkesir, Kastamonu, Manisa, Muğla Samsun, Sinop ve Sivas illerinde,
- 2 Ağustos 2024 tarihinde Amasya, Bingöl, Kastamonu, Kütahya, Manisa, Niğde, Mersin, İstanbul ve Samsun illerinde,
- 31
Ağustos 2024 tarihinde ise İzmir ilinde bazı alanların orman sınırları
dışına çıkartılması hakkındaki Cumhurbaşkanı kararları yayımlanmıştır.
Yani
“Cumhurbaşkanı Kararları” ile sadece 4 aylık sürede, toplam 422
kadastral parselde, 8.654.160 m2 alan’ın, Resmî Gazetedeki ifadesi ile; “…….
İlinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması
hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulmasına, 6831 sayılı Orman
Kanunu’nun ek 16’ncı maddesi gereğince karar verilmiştir.”
Kısacık
bir ön metin ile Büyükada ve Heybeliada toplam alanından daha büyük,
1212 futbol sahası büyüklüğündeki alan, hiçbir gerekçe, etüt, rapor veya
kamusal yarar ekine ihtiyaç duyulmaksızın, orman sınırları dışına
çıkartılmıştır. Yani ülkemizin ormanları Cumhurbaşkanı’nın imzası ile
kamu varlığı olmaktan çıkarılmıştır.
Ormanlarımızı yok eden keyfiyeti kabul etmiyoruz.
Kamusal yararı yok sayan, ormanları özelleştiren anlayışı kabul etmiyoruz.
6831
Sayılı Orman Kanunu’nun Ek 16’ncı Maddesi Kapsamında Orman Sınırları
Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik’te; “Orman sınırları
dışına çıkartılan alanın iki katından az olmamak üzere Devletin hüküm ve
tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar
Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis etmek üzere tahsis edilir.”
denilmektedir. Bu kapsamda Orman Genel Müdürlüğü’ne ve Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Birliğimizin “Bilgi Edinme Kanunu”
kapsamında sorduğu sorular cevapsız bırakılmıştır.
Orman
sınırları dışına çıkarılan bu alanların “bilim ve fen bakımından orman
olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına
dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerlerden” oluştuğuna dair bir bilgi ve
veri kamuoyu ile paylaşılmadan orman sınırı dışına çıkartılmasını kabul
etmiyor ve soruyoruz;
- Yasa
gereği, bugüne kadar orman alanı dışına ne kadar alan çıkartılmış,
çıkarılan yerlerin karşılığında, orman tesis etmek üzere tahsis edilen
ne kadar alan, hangi illerde, nerede tahsis edilmiştir?
- Bu alanlar üzerinde orman tesis edilmiş midir? Hangi yeni orman alanı açma çalışması veya projelendirilmesi yapılmıştır?
- Yasa
gereği orman dışına çıkarılan alanlarda Hazine adına işlem yapılması
gerekirken, bu alanların akıbeti ne olmuştur? Kimlere hangi ücret
karşılığı satılmış ve üzerine hangi yapılar tesis edilmiştir?
- Çıkarılan
yerler ve bunun karşılığında tahsis edilen yerler hakkında ilgili kamu
kurum ve kuruluşları ile kamuoyu bilgilendirilmiş midir?
- Bu
alanların orman alanı dışına çıkartılması için herhangi bir rapor veya
bilimsel çalışma var mıdır? Yoksa, mülkiyetin orman sınırı dışına
çıkmasındaki bireysel çıkarda, Cumhurbaşkanına erişebilmek tek kriter
midir?
TMMOB,
ülkemizin ormansızlaştırılmasına, orman alanlarına yönelik keyfi
uygulamalarla ülkemizin geleceğinin kuraklaştırılmasına izin
vermeyecektir.
Yineliyoruz;
ormanlarımızı yok eden keyfi uygulamaları kabul etmiyoruz, halkın ortak
varlıklarının en önemlisi olan ormanlarımızı yok eden anlayışı
reddediyoruz.
Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı