HARUN KARADENİZ'İN FİKİRLERİ MÜCADELESİ VE BUGÜNE YANSIMALARI-31 MAYIS 2025
Eklenme Tarihi: 02/06/2025
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak düzenlediğimiz Harun Karadeniz'in Fikirleri Mücadelesi Ve Bugüne Yansımaları etkinliği 31 Mayıs 2025 tarihinde İMO İstanbul Şubesi Harun Karadeniz Konferans Salonunda gerçekleşti. Etkinlik Şube Başkanımız Sinem Kolgu’nun açılış konuşmasıyla başladı. Önceki Dönem Oda Başkanı Mete AKALIN’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, Hülya KARADENİZ, Fahri ARAL, Gökalp EREN ve Candeğer CEYLAN konuşmacı olarak katıldılar. Etkinlikte Harun KARADENİZ’in, arkadaşları ve onu tanıyanlar da söz alarak Harun Karadeniz’in fikirleri, hayata bakışına yönelik görüşlerini aktardılar.
ŞUBE BAŞKANIMIZ SİNEM KOLGU’NUN HARUN KARADENİZ'İN FİKİRLERİ, MÜCADELESİ VE BUGÜNE YANSIMALARI ETKİİNLİĞİNDE YAPMIŞ OLDUĞU AÇILIŞ KONUŞMASI
Değerli Meslektaşlarım,
Saygıdeğer Konuklarımız,
Kıymetli Katılımcılar,
Hepinizi şahsım ve İstanbul Şubemiz adına saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Bugün, çok özel bir kitap ve onun ardındaki çok özel bir hayat burada bulunmamıza vesile oldu, bir araya geldik. Harun Karadeniz’in “Eğitim Üretim İçindir” eseri, yalnızca bir kitap değil; aynı zamanda bir dönemin, bir anlayışın ve hiç şüphesiz bugün hâlâ güncelliğini koruyan bir mücadelenin sesi, mirasıdır.
Harun Karadeniz, 1962 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ne adım attığında, sadece kendi yaşam yolculuğunu değil, bir neslin vicdanını da şekillendiren bir mücadeleye başlamıştı.
Mesleğim gereği ve naçizane bir İTÜ mezunu olarak, Harun Karadeniz’in öğrenim gördüğü o okulun bir parçası olmanın ayrı bir sorumluluğunu taşıyor; kendimi onun bıraktığı bu mirasla ister istemez daha da yakın hissediyorum. Bu, benim için hem bir gurur hem de bir sorumluluk. Hala aktif meslek hayatı içinde üretmeye, tecrübeyle yoğrulmuş bilgiyi kullanarak topluma katkı sağlamaya çalışıyorum. Meslek odamızda yönetici olmayı tercih etmem de, teknik bilginin hayatta karşılık bulmasında yaşanan aksaklıklara ve uygulamadaki eksikliklere bir nebze olsun çözüm arayışımdan kaynaklanıyor. Keza bizler, onun düşünce dünyasında şekillenen o temel ilkeye—“eğitim üretim içindir” ilkesine—bugün çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.
Çünkü bugün, üretmenin, çalışmanın, gerçek anlamda değer yaratmanın içinin boşaltıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Herkes bir şeyler "üretiyor" ama gerçekten üretilen nedir, bu hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir soru. Sosyal medya çağında "üretmek" kavramı; beğeni almak, görünür olmak, sürekli aktif görünmek ve yüzeysel içeriklerle varlık göstermek gibi geçici tatminlerle ikame ediliyor. Oysa Harun Karadeniz’in savunduğu üretim; toprağa, fabrikaya, bilgiye, emeğe ve halkın refahına dayalı gerçek bir üretimdi. Üreten, düşündüren, dönüştüren bir eğitim ve üretim modeli…
Günümüzde geçerli anlayış, maalesef zaman zaman kurumları, toplumları şekillendiren, işlemesini sağlayan görünmeyen emeklerin ve dolasıyla gerçek anlamda üreten kişilerin göz ardı edilmesine, göz boyamaların, mış gibi yapanların sürekli görünür olmasından kaynaklanan yanılsamalara neden olabiliyor.
Harun Karadeniz döneminde 6. Filo’yu protesto eden gençler, emperyalizmin ülkemize ve gençliğimize biçtiği rolü reddediyordu. Bugün 6. Filo belki o limanlarda değil, ama çok daha karmaşık, çok daha kuşatıcı başka şekillerde karşımızda: ekonomik bağımlılıklarla, dijital sömürgecilikle, algoritmalarla, veri manipülasyonlarıyla, medya tekelleriyle... Bir dönem gemilerle yapılan baskı, bugün ekranlardan, algoritmalardan, dış politikadaki bağımlılıklardan sürdürülüyor.
Bilginin değersizleştirilmesiyle algılar her şeyin önüne geçirilmiş durumda. Gerçekle yüzleşmek yerine algı yönetimiyle toplumlar yönlendiriliyor. Toplumların bilgiyle donanmadığı, sorgulamadığı ortamlarda algılar gerçeklerin yerini alıyor. Böylece, küçük veya büyük ölçekte olsun fark etmez topluluklar, toplumlar kolayca manipüle ediliyor, iradeleri örseleniyor. Harun Karadeniz’in eğitime ve bilime verdiği önem işte tam burada anlam kazanıyor. O, eğitimin toplum için üretken ve kamusal bir görev olduğunu savunuyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise eğitimin özelleştirilmesiyle, ticarileştirilmesiyle, gençlerin borç yükleriyle susturulduğu, bilginin ayrıcalıklı bir mala dönüştüğü acı bir tabloyla karşı karşıyayız. Oysa eğitim herkes için erişilebilir ve toplumsal gelişim için bir araç olmalı.
İşte tam da bu yüzden Harun Karadeniz’in 1975 yılında yazdığı satırlar hâlâ güncel; hâlâ yol gösterici. Onun mücadele azmi ve üretim odaklı eğitim anlayışı, bizlere yalnızca geçmişi değil, geleceği de nasıl inşa etmemiz gerektiğini gösteriyor. O gün olduğu gibi bugün de bilimden, kamusal yarardan, halkın refahından yana bir mühendislik anlayışını savunmaya devam ediyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, yalnızca bu kitabın dokuzuncu baskısını yayımlamakla kalmadık; Harun Karadeniz’in ismini şubemizde yaşatarak, mücadele mirasını da geleceğe taşıyoruz. Bugün bu söyleşi vesilesiyle hem Harun Karadeniz’i hem de onun gibi toplum için mücadele etmiş, bedel ödemiş tüm insanları saygıyla anıyorum. Onların mücadeleleri bize yol gösteriyor.
Katılımınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Söyleşimizin verimli ve ilham dolu geçmesini diliyorum.