Teoman Öztürk, 11 Temmuz 2025 tarihinde, ölümünün 31. yılında Anıt Mezarı Başında Anıldı
Eklenme Tarihi: 14/07/2025
TMMOB'nin Unutulmaz Başkanı Teoman Öztürk, 11 Temmuz 2025 tarihinde, ölümünün 31. yılında Karşıyaka Mezarlığındaki Anıt Mezarı başında ailesi, dostları ve yol arkadaşlarının katıldığı bir törenle anıldı.
Anma töreninde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, kendi konuşmasının ardından Teoman Öztürk anmalarına her yıl büyük bir özenle katılan ve bu sene sağlık sebepleriyle fiziken katılamayan Oguz Türkyılmaz'ın mesajını okudu. Sonrasında Teoman Öztürk'ün kızı Elif Öztürk ve Mustafa Erdoğan da birer konuşma yaptılar.
Koramaz, anmada şöyle konuştu:
"Sevgili arkadaşlar,
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Yine bir 11 temmuz günü, ismi TMMOB tarihi ile özdeşleşen unutulmaz başkanımız Teoman Öztürk’ü anmak için yine mezarı başındayız.
Teoman abiyi sonsuzluğa uğurlayışımızın 31. Yılında sevgili başkanımızı bir kez daha sevgiyle, minnetle, hasretle anıyorum.
Sizleri, Teoman Abi’nin şahsında, bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunma mücadelesine omuz vermiş sonsuzluğa uğurladığımız tüm meslektaşlarımızın ve tüm TMMOB kadrolarının, bağımsızlık, eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi, devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirdiğimiz tüm dostlarımızın, tüm yoldaşlarımızın anısına bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.
Sevgili arkadaşlar,
Teoman Abi’nin ölümünün üzerinden 31 yıl geçti, TMMOB başkanlığını bırakmasının üzerinden ise tam 45 yıl geçti.
Aramızda Teoman abiyle mücadele arkadaşlığı yapmış örgüt büyüklerimiz var, onu tanıma fırsatı yakalamış arkadaşlarımız var.
Eminim ki genç arkadaşlarımız da onun onun yaşam hikayesine TMMOB belgelerinden bir şekilde aşinadır.
Ancak ben yine de, bir kez daha anlatmak isterim.
1994 yılında aramızdan ayrılan Teoman abi 1973-1980 yılları arasında TMMOB Başkanlığı görevini yürüttü.
Teoman abi ve arkadaşlarının TMMOB yönetimlerine geldiği dönem gerek dünyada yaşanan küresel kriz, gerek uygulanan ambargolar, gerek emek karşıtı, sermaye yanlısı politikalar nedeniyle ülkemizde büyük ekonomik zorlukların yaşandığı, geniş halk kesimlerinin hızla yoksullaştığı, hak ihlallerine uğratıldığı, geçim ve yaşam zorluğu içine sürüklendikleri bir dönemdi. Mühendis ve mimarlar da bu hayat zorluğundan payını düşeni alıyordu.
O dönemde TMMOB’yi benzeri meslek örgütlerinden ayıran en önemli şey, Teoman abi ve çevresinde bulunan ilerici, devrimci, yurtsever kadroların bu krize ve hak kayıplarına karşı emeğin çıkarlarını korumak doğrultusunda gösterdiği çabaydı.
Biliyorlardı ki krizin asıl nedeni kapitalizmin sömürü anlayışına dayalı üretim mantığıydı. Biliyorlardı ki mühendis ve mimarların kurtuluşu, işçi sınıfının ve yoksul halk kesimlerinin kurtuluşuyla birlikte mümkündü.
Bu devrimci anlayış, TMMOB’nin makas değiştirmesini, seçkin zümre çıkarları yerine toplumun genel çıkarını savunan bir örgüt haline dönüşmesini sağlamıştı.
Dönemin kadroları, TMMOB’yi yurtsever, bağımsızlıkçı, emekten yana, toplumcu bir çizgiye taşıdılar. Emekçi sınıflarla, halkla buluşturdular.
70’li yıllar boyunca TMMOB Kadroları halkımızın ve meslektaşlarımızın hak ve özgürlüklerini savunmak için ellerinden gelen mücadeleyi verdiler. Bu mücadeleleri nedeniyle devletin ve sivil faşist odakların hedefi de oldular.
Yaşadıkları olanca zorluğa rağmen mücadeleden asla geri adım atmadılar. Bize bıraktıkları bu devrimci mirası alnımızın akı gibi, gururla taşımaya devam ediyoruz.
Sevgili Arkadaşlar,
1970’li yılların krizi ve o krize karşı toplumun geniş kesimlerinin direnişi 12 Eylül askeri darbesiyle bastırıldı.
Devrimci kadrolara büyük bedeller ödetildi.
Kurumlarımıza büyük zararlar verildi.
En önemlisi de toplumdaki örgütlü mücadele anlayışı ortadan kaldırıldı.
Bir yandan neoliberal politikalar, diğer yandan post modern ideolojik saldırılar, diğer yandan da devlet eliyle topluma nüfuz ettirilen Türk-İslam sentezi anlayışı toplumu paramparça etti. Sendikalar, dernekler, meslek örgütleri, siyasi partiler etkisizleşirken cemaat ve tarikatlar güçlendi.
Bugün AKP karanlığında yaşadığımız bu dönem ve inşa edilen tek adam rejmi de 12 eylül faşizminin kurumsallaşmış suretidir.
Sevgili Arkadaşlar,
Ülkemiz öyle bir hale getirildi ki artık sandık demokrasisine dahi tahammül edemiyorlar.
19 Mart darbesi olarak toplumsal hafızamıza kazınan bu süreci hepimiz yakından yaşıyoruz.
Seçimle alamadıkları her belediyeyi zor yoluyla, hukuksuzca gasp ediyorlar.
Kimden aykırı bir ses yükseliyorsa, nerede bir mücadele boy veriyorsa amansızca saldırıyorlar.
Emek düşmanlığı, doğa düşmanlığı, bilim ve aydınlanma düşmanlığı tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar revaçta.
Pervasızca saldırıyorlar. Çünkü korkuyorlar.
23 yıllk iktidarları boyunca işledikleri suçların hesabını vermekten korkuyorlar.
Hesap vermekten korktukları için önce yasaları değiştirdiler yetmedi; yüksek yargıyı tümden değiştirdiler yine yetmedi; en sonunda anayasayı değiştirdiler yine de korkuyorlar!
İnsanca bir yaşam için, yaşam çevrelerine sahip çıkmak için, çocuklarının geleceği için meydanlara çıkanlardan korkuyorlar. Adalet için yollara düşenlerden korkuyorlar.
Emeklinin, emekçinin, kadının, gencin, ,işsizin , esnafın, çiftçinin tepkisinden korkuyorlar.
Çok açıktır ki bu iktidarın topluma verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Ne barış ne adil ve özgür bir gelecek
Bilsinler ki bu korkunun ecellerine faydası yok.
Bilsinler ki kurdukları bu faşist rejim ilelebet devam etmeyecek. Er ya da geç hesap verecekler, er ya da geç yargılanacaklar!
23 yıllık iktidarları boyunca ülkenin tüm zenginliklerini kendi yandaşlarına peşkeş çektikleri için yargılanacaklar!
23 yıllık iktidarları boyunca emekçinin alın terini, yoksulun hakkını gasp ettikleri için yargılanacaklar! 23 yıllık iktidarları boyunca uyguladıkları savaş ve şiddet politikaları için yargılanacaklar!
23 yıllık iktidarları boyunca tecavüzcülere, tacizcilere, ahlak düşkünlerine kol kanat gerdikleri için yargılanacaklar!
Gazetecileri, Belediye Başkanlarını, Milletvekillerini, Siyasi Parti Başkanlarını, cezaevlerine yolladıkları için yargılanacaklar!
Geziyi yargıladıkları, haksız hukuksuz bir şekilde Tayfun Kahraman ve Can Atalayı ve gezi hükümlülerini yıllarca hapis tuttukları için yargılanacaklar.
Bu konuda biz de üzerimize düşen görevi elbette yapacağız.
Toplumcu duruşumuzdan asla geri adım atmayacağız.
TMMOB’nin ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever çizgisini kararlılıkla korumaya devam edeceğiz.
Teoman Öztürklerin bizlere miras bıraktığı mücadeleyi daha da büyüteceğiz.
Bilimi ve tekniği emperyalistlerin ve sömürgenlerin değil halkının hizmetine sunan bir Türkiye’yi mutlaka kuracağız.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiç birimiz
Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü,
Yaşasın Mücadelemiz"
Teoman Öztürk'ün yakın çalışma arkadaşlarından 1977-1980 döneminde TMMOB Genel Sekreter Yardımcılığı görevini üstlenmiş, 75 yaşın eşiğinde bir TMMOB AktivistiOğuz Türkyılmaz'ın mesajıysa şöyle:
"Değerli Başkan, TMMOB ve Oda yöneticileri ve üyeleri, Teoman Öztürk’ün yakınları, dostlar, merhaba!!
Uzun yıllardır aksatmadan katıldığım söz alıp konuştuğum Teoman Öztürk’ü anma etkinliklerine, geçen yıl sağlık sorunları, bu yıl ise birkaç aydır, Ankara dışında olmamdan ötürü katılamadığım için üzgünüm.
Ülkemizde rejimi, islami referans ve ölçütlerle hareket eden bir tek adam yönetimine dönüştürme girişimleri ağırlık kazanmıştır. Yürütmenin tercih ve kararlarına göre hareket eden yargı sistemi, temel, hukuk kural ve ilkelerine aykırı uygulamaları - olağanlaştırmıştır. Bu olumsuz tabloya karşın vazgeçemeyeceğimiz görevler var.
Teoman Öztürk ve içlerinden biri olmaktan gurur duyduğum devrimci TMMOB kadroları, 1970’lerde anti-demokratik uygulamalara ve faşist saldırılara karşı; emekten yana toplumsal mücadeleyi nasıl bir bilinç ve kararlılıkla sürdürdü ise, bugün de bizler, her yaşta TMMOB üyeleri olarak Oda ve TMMOB yöneticilerinin yanında saf tutmalı ,yapılan çalışmalara, verilen mücadelelere destek vermeliyiz.
Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum."