TMMOB MMŞP Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Ankara Yerel Kurultayı Gerçekleştirildi
TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Yerel Kurultayları kapsamında 13 Eylül 2025 tarihinde Ankara Yerel Kurultayı, MMO Eğitim ve Kültür Merkezi'nde düzenlend
Eklenme Tarihi: 15/09/2025

TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Yerel Kurultayları kapsamında 13 Eylül 2025 tarihinde Ankara Yerel Kurultayı, MMO Eğitim ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
Kurultayın açılışında Divan seçimi gerçekleştirildi. Bu görevi İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Onur Özergene, Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aslı İlgen ve Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sami Gökoğlu üstlendi. Seçimler sonrasında TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyit Ali Korkmaz ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz birer konuşma yaptılar.
Koramaz salona şöyle seslendi:
"Sevgili Meslektaşlarım,
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulumuz adına hepinizi dostlukla selamlıyorum.
Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Ankara Yerel Kurultayına hepiniz hoş geldiniz.
İKK sekreterimizin de belirttiği üzere 18 Ekim’de yine Ankara’da, Türkiye’nin dört bir tarafından katılım sağlayacak arkadaşlarımızla çalışma yaşamında ve sosyal hayatta yaşadığımız sorunları tüm boyutlarıyla masaya yatıracağımız, çözüm önerilerimizi sıralayacağımız, mesleklerimizin ülke kalkınması için önemini kamuoyuyla paylaşacağımız büyük bir buluşma gerçekleştireceğiz.
Bugünkü etkinliğimizi bu büyük buluşmada yapılacak tartışmalar ve alınacak kararlara yönelik Ankara’da örgütlü meslektaşlarımızın görüş ve önerilerini oluşturmak için yapıyoruz.
Örgütlü olduğumuz diğer illerde de benzer şekilde yerel kurultaylar düzenleniyor.
Ülke genelinde birbirine komşu illerin de katılımına açık bir şekilde 30 ilde yerel kurultay yapmayı karar altına almıştık. Geçtiğimiz haftalarda bu kurultayların 9 tanesi gerçekleştirildi.
Bugün Ankara etkinliğimizin yanı sıra Tekirdağ, Adana, Gaziantep ve Antalya’da Yerel Kurultaylarımız yapılıyor. Diğer illerimizdeki yerel kurultayları planlandığı gibi eylül ayı sonuna kadar toplamış olacağız.
TMMOB Yönetim Kurulu olarak bu kurultayları, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının tespiti ve çözüm önerileri üretmenin yanı sıra üyelerimizin harekete geçirilmesi, Oda-üye ilişkilerinin güçlendirilmesi ve örgütsel yapımızın tahkim edilmesi açısından da hayati önemde görüyoruz.
Bu nedenle tüm yerel kurultaylara mutlaka en az bir Yönetim kurulu üyemiz rehberlik ediyor.
Yerel kurultaylardaki tartışmalara altlık oluşturması düşüncesiyle gerek çalışma dönemimizde ve gerekse de geçmiş dönemlerde düzenlenen çalıştay, sempozyum, kongre ve kurultaylardan süzülen görüşler ışığında sizlere girişte dağıtılan “Güncel Sorunlarımız ve Çözüm Önerilerimiz” başlıklı bir broşür hazırlayarak örgütümüzle de paylaştık.
Ben bu vesileyle Geçmişten günümüze bu etkinliklerin örgütlenmesinde emeği geçen tüm örgüt yöneticilerimize, çalışma grubu üyelerimize, teknik görevlilerimize, TMMOB ve Oda çalışanı arkadaşlarımıza bir kez daha yürekten teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
Sevgili Meslektaşlarım,
Biz mühendis, mimar ve plancılar, bilimi ve doğal kaynakları toplumun hizmetine sunan bir mesleği uyguluyoruz.
Bu toplumcu kimliğimizden dolayı örgütümüz TMMOB kuruluş, mevzuatı gereği üyelerinin hak ve çıkarlarını korumanın yanı sıra, kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak görevleri ile donatılmıştır.
Anayasadan ve kuruluş yasamızdan aldığımız bu görev çerçevesinde 70 yıllık tarihimizin tamamı boyunca bilimi rehber alan, üreten, sanayileşen, kalkınan, tarımda kendi kendine yeten, ürettiklerini de hakça bölüşen, bağımsız ve demokratik bir ülke özlemiyle mücadele ettik; mücadele etmeye de devam ediyoruz.
Örgütümüzün ve mesleğimizin bu toplumcu niteliği kaçınılmaz olarak hem mesleğimizi hem de meslek örgütümüzü rant ve çıkar çevreleri ile onların güdümündeki siyasi iktidarların hedefine oturtmaktadır.
Bir yandan bir çok mevzuatta yapılan yeni düzenlemelerle örgütümüzün mesleki denetim yetkileri kısıtlanıp, gelir kaynakları budanırken, TMMOB ve bağlı Odaları üzerinde hiyerarşik vesayet kurulup işlevsiz kılınmaya çalışılırken, asgari ücret belirleme yetkimiz elimizden alınarak ve SGK ile yaptığımız protokol tek yanlı olarak fes edilerek üyelerimiz piyasa aktörlerine karşı tümüyle savunmasız bırakılırken, diğer yandan da meslek uygulama alanlarımız da yaşama geçirilen ticarileştirme ve serbestleştirme uygulamaları ile mesleğimizin kamusal niteliğinin içi de boşaltılmaktadır.
Yani ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancıları hem örgütlü yapılarıyla hem de meslek mensubu kimlikleriyle çifte bir saldırı altında yaşamaktadır.
Meslek alanımıza yönelik saldırıların temelinde 1980’li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal ekonomi politikaları yatmaktadır.
Özelleştirmeye, piyasalaştırılmaya, kuralsızlaştırma ve sanayisizleştirmeye yönelik bu politika ve uygulamalarla, kamu mülkiyetindeki sanayi tesisleri, enerji santralleri, petrokimya ve demir-çelik tesislerimiz, tarımda üretime dayalı kuruluşlarımız, teknik hizmetler altyapımız elden çıkarılmış; bütün bu alanlarda ithalata, fason üretime, taşeronlaşmaya, kamu ve halka ait arazi ve mülklerin yağmalanmasına dayalı rant eksenli bir ekonomi inşa edilmiştir.
Böylelikle meslek icra ettiğimiz alanlarda üzerimize düşen kamusal hizmetler ticarileştirilmiş, mesleğimizin toplumsal niteliği aşındırılmıştır.
Mühendislik, mimarlık ve planlama eğitiminin de içi boşaltılmış; istihdam boyutu gözetilmeden, hiçbir gereksinime dayandırılmadan, gerekli alt yapı oluşturulmadan açılan bölüm ve fakültelerle bir yandan teknik eğitimin kalitesi düşürülürken, diğer yandan da işsizliğe, düşük ücretlere, esnek güvencesiz çalışmaya zemin yaratılmıştır.
Geldiğimiz aşamada; iş güvencesine sahip olmamak, çalışma koşullarının giderek ağırlaşması, yetersiz ücret, işsizlik tehlikesi, sigortasız çalıştırılma, fazla çalıştırma, iş saatleri ihlali; sosyal hak ve özlük hakkı ihlalleri, insan onuruna yaraşır emeklilik sürecini yaşayamama ortak sorunumuz haline gelmiştir.
Serbest çalışan, küçük büro ve atölye sahibi meslektaşlarımızın pek çoğu artan maaliyetler, iş hacminin azalması, artan borç yükü nedeniyle iş yerlerini kapatmak zorunda kalmaktadır.
Genç meslektaşlarımız çok büyük bir oranı işsizlikle mücadele etmektedir.
İş bulabilen üyelerimizin ezici bir çoğunluğu meslek alanları dışında çalışmak zorunda kalmakta, görece iyi eğitim alan köklü üniversitelerden mezun olan genç meslektaşlarımızın önemli bir kısmı ise geleceğini yurt dışında aramaktadır.
Sevgili Arkadaşlar,
Biz mühendis, mimar ve plancılar, tarımsal ve sanayi üretiminin ve ülke kalkınmasının itici gücüyüz.
Ülke imarında, enerji üretim ve dağıtımının tüm aşamalarında, iletişim sektöründe, madenlerimizin bulunup işletilmesinde ciddi görevler üstleniyoruz.
Ülke sanayisinin, tarımının, doğal çevrenin, ormanlarımızın, tarihi kültürel varlıklarımızın korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara taşınması asli sorumluluğumuz.
Bu boyutuyla bakıldığında, bilimi, tekniği, mühendisliği, mimarlığı, plancılığı, üretimi yatırımı, insanı doğayı dışlayan, dışa bağımlı piyasacı politika ve uygulamaların yıkıcı sonuçları yalnızca biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşam koşullarını kötüleştirmekle sınırlı kalmıyor.
Özelleştirme ve serbestleştirme politikaları ile ülkemizin üretim alt yapısının bitirilmesinin bedeli tüm topluma işsizlik, pahalılık yoksulluk ve yoksunluk geri dönüyor.
Ülkemizin sanayileşme hedefinden uzaklaşmasından ve özelleştirme uygulamalarından dolayı ekonomik krizlere karşı savunmasız hale geliyoruz.
Rantiyeye dayalı kentleşme ve yapılaşma uygulamaları nedeniyle afetlere kaşı savunmasız hale geliyoruz.
Kar hırsı nedeniyle alınmayan tedbirler nedeniyle iş cinayetlerine, işyeri felaketlerine karşı savunmasız hale geliyoruz.
Tarım ve hayvancılık alanında izlenen dışa bağımlı politikalar nedeniyle gıda krizi, kıtlık ve açlık tehlikesiyle boğuşuyoruz.
Geldiğimiz noktada ülkemizin hali içler acısıdır. Ülkemizin kalkınma hedeflerinden bilim ve teknolojiden uzaklaşması tüm alanlarda karşılığını bulmuş mafyatik, oligarşik bir rant ağı ülkeyi sarmıştır.
Geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkan ortak geleceğimizi ve kamu idaresine olan güveni dinamitleyen sahte diploma skandalı bu durumun en bariz örneği olarak karşımızda durmaktadır.
Yıllardır vurguladığımız gibi, liyakatin hiçe sayıldığı, meslek odalarının anayasal yetkilerinin gasp edildiği ve kamusal denetimin bilinçli olarak zayıflatıldığı bir sistemin bizi getirdiği nokta budur.
Ekonomisi tamamen çökertilmiş, hukukun siyasallaştığı, parlamentonun etkisizleştirildiği, anayasa ve yasaların anlamsızlaştırıldığı, tek adamın buyruğuyla yönetilen, aklın ve bilimin yerini hurafelerin, liyakatin yerini parti ve din devleti anlayışının aldığı, her alanda çeteleşen bir ülke tablosuyla karşı karşıyayız.
Bu acı tablonun yaratıcısı olan siyasi iktidarsa bu ülkenin en acil sorunları olan işsizlik, açlık, güvencesiz gelecek, her geçen gün artan borç yüküyle yüzleşmek ve çözüm aramak şöyle dursun toplumsal muhalefet unsurlarını baskı ve zor politikalarıyla sindirmek susturmak istiyor.
Demokratik seçimlerle ele geçiremediği belediyelere kayyumlarla el koyuyor.
Grevleri, festivalleri, konserleri yasaklıyor. Siyasallaştırdığı ve araçsallaştırdığı yargı eliyle parti kongrelerini iptal ediyor.
Seçilmiş belediye başkanları tutuklu, siyasiler tutuklu, bürokratlar, gazeteciler, öğrenciler tutuklu.
Ancak meydanlarda her geçen gün sayısı artan kalabalıklardan da görüldüğü üzere ne yaparlarsa yapsınlar, gelecekleri ve emekleri için mücadele eden milyonlarca yurttaşımızı teslim alamazlar.
Bugün sokaklarda büyüyen protesto dalgası her şeye rağmen birleşik bir sese dönüşmüştür ve en önemlisi AKP’nin 23 yılda inşa ettiği korku duvarı, geniş halk kesimlerinin isyanıyla yıkılmış durumdadır.
Bu toplumsal dalga, ülkemizin içinden geçtiği zorlu koşulları ortaya sermekle sınırlı kalmamış, halkımızın ve onun içinde özellikle gençlerin öncülüğünde gelişen direniş ve yükselen mücadele eşit, özgür ve adil gelecek umudumuzu daha da büyütmüştür.
Buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyorum: Hiç kimsenin insanların demokratik iradesi üzerine ipotek koymaya hakkı yoktur.
Bizler bu ülkenin imkanlarıyla okumuş mühendisler, mimarlar, şehir plancıları olarak tüm baskı ve zor politikalarına karşın ülkemize, anayasal demokratik kazanımlarımıza, emeğimize, geleceğimize ne olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Ülkemizin eşit, özgür, barıştan yana ve demokratik yarınları için hep birlikte mücadele edeceğiz.
Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini tehdit eden uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız.
TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.
Bu anlayışla yaklaşmakta olan 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde, bu önemle kutlayacağız.
Sevgili Meslektaşlarım,
Sözlerime son vermeden önce Nazım’ın hepinizin bildiği dizelerini okumak isterim;
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu,
Bu dâvet bizim…
Yerel Kurultaylarımızda başlayan ve merkezi Kurultayımıza uzanan bu tartışma süreçleri aynı zamanda bizlerin, ülkemizin ve halkımızın geleceği için bir mücadele davetidir.
Ülkemizin aydınlık geleceği, bilim ve teknolojide yetkinleşmekten ve bunu toplumsal bir faydaya çevirecek olan halkçı ve toplumcu politikalardan geçmektedir.
Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum.
Ankara yerel kurultayımızın başarı ile geçmesini temenni ediyorum.
Yaşasın TMMOB!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!"
Kurultayda 46 önerge katılımcılara sunulup tartışılarak karara bağlandı. Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Ankara Yerel Kurultayı önergeleri, 18 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilecek Merkezi Kurultaya sunulacak. Merkezi Kurultaydan çıkan sonuçlar kamuoyu ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla da paylaşılırken, TMMOB'nin gelecek dönemlerdeki çalışmalarına da ışık tutacak.