Mesleki Haklarımız ve Toplumun Güvenliği İçin TBMM’yi Göreve Çağırıyoruz
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun, TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı 1 Ekim 2025 tarihli açıklama.
Eklenme Tarihi: 01/10/2025
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Ekim’de düzenlenecek törenle yeni yasama yılına başlamaya hazırlanırken, ülkemizde cumhuriyetin ve demokrasinin temel ilkeleri ciddi sınavdan geçmekte, yasama yılına hukukun siyasallaştığı, parlamentonun etkisizleştirildiği, anayasa ve yasaların anlamsızlaştırıldığı, aklın ve bilimin yerini hurafelerin aldığı bir ülke tablosu eşlik etmektedir.
Ekonomik krizlerin süreklilik kazandığı, demokrasi ve hukuk mekanizmalarının işlemez hale geldiği, toplumsal yaşamın kutuplaştırıldığı bu dönemde, demokrasinin olmazsa olmaz organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin demokrasinin inşasında öncü olmak, hukuk devletini korumak ve halkın iradesinin gerçek temsilcisi olmak olan gerçek misyonuna geri dönerek, ülkemizin ekonomik, siyasal ve toplumsal yaşamını doğrudan etkileyen sorunlarının çözümü için gerekli çalışmaları yürütmesi, ülkemizin ve demokrasimizin geleceği için zorunludur.
Yeni yasama yılından beklentimiz, çözüm bekleyen pek çok sorunun yanında ülkemizin deprem gerçeğiyle birlikte afetlere hazırlık, güvenli yapılaşma ve barınma hakkı başta olmak üzere, kamusal kaynakların etkin kullanımı, kamu yararının gereği olarak Meclis tarafından en temel sorunlardan birisi olarak ele alınmasıdır.
Ayrıca toplumun can güvenliğinin, yaşam kalitesinin, tarihi eserlerin ve doğal varlıkların korunmasının da temel unsurlarından birisi olan inşaat mühendislerinin karşı karşıya olduğu sorunların her geçen gün artmasına rağmen çözümsüz bırakılmasının da nitelikli mühendislik hizmetinin sunulması önünde engel teşkil ettiği görülmelidir.
Kamuda ve özel sektörde çalışan inşaat mühendislerinin özlük haklarından yetkin mühendisliğe, şantiye şefliği uygulamalarından yapı denetim sistemine kadar birçok sorunun varlığı kamu güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Deprem gerçeğiyle defalarca yüzleşmiş ve her yüzleşme sonucunda da ağır bedeller ödemiş bir ülkede bu sorunların ertelenmesi, yalnızca meslektaşlarımızla ilgili değil, doğrudan halkımızın can ve mal güvenliğini ilgilendiren bir sorundur.
Yeni yasama döneminde biz inşaat mühendisleri meslek sorunlarımızı, ülkemizin ve halkımızın ortak geleceği ve çıkarlarından ayırmadan, bir kez daha kamuoyuna ve Meclis’e sesleniyoruz;
- 1-İnşaat Mühendislerinin önemli bir bölümü işsizdir. Kamusal yatırımlar artırılmalı, planlı istihdam sağlanmalı, mesleki yetkinlik esas alınmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir.
- 2-İnşaat mühendisliği istihdamında, alınan eğitim, verilen hizmet ve üstlenilen sorumlulukların niteliğine uygun ve insanca yaşanacak bir asgari ücret belirlenmeli ve bu konuda TMMOB yetkili kılınmalıdır.
- 3-Kamu çalışanlarının teknik sorumlulukları tanınmalı; eşit işe eşit ücret, ek gösterge, özel hizmet tazminatı ve emeklilik haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Meslek alanlarımızdaki tüm kamusal görevler meslek ilkeleriyle uyumlu biçimde yeniden tanımlanmalıdır. Kamuda istihdam, atama ve güvenceli kadro konusunda ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı, istihdam artırılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır.
- 4-Kamuda taşeronlaşmaya derhal son verilmeli; kamu kurum ve kuruluşları, ihtiyaç duydukları mühendislik hizmetlerini adil ve şeffaf atamalar ile oluşturacakları öz kaynaklarından temin etmelidir.
- 5-Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın işyerlerinde fiilen yaptıkları iş ile SGK kayıtlarında yer alan meslek kodları Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili kamu kuruluşları tarafından karşılaştırılmalı, meslektaşlarımızın yaptıkları işe uygun meslek kodu ve en az TMMOB tarafından belirlenen asgari mühendis maaşı ile çalışmaları sağlanmalıdır.
- 6-Emekliler için en düşük emekli maaşı, mühendislik mesleğinin önemi ve uygulanmasında alınan sorumluluğun gerektirdiği düzeye getirilmelidir.
- 7-Kadın meslektaşlarımız çalışırken yalnızca fiziksel zorluklarla değil, iş yerlerinde karşılaştıkları ayrımcılık, mobbing ve eşitsizlikle de mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Kadın meslektaşlarımız bırakalım sağlıklı koşullarda çalışmayı, işe
girme noktasında bile ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaktadır. Kadınlar için daha fazla istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma koşullarının iyileştirilmeli ve karşılaştıkları sorunlara karşı etkin bir mücadele verilmelidir. - 8-Niteliksiz eğitim politikaları, meslek alanlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açmaktadır. Bölüm kontenjanları ile eğitim içerik ve yöntemleri planlı biçimde belirlenmeli; meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalıdır. Yükseköğretim kurumlarında verilen inşaat mühendislik eğitimi, temel düzeyde bir eğitim niteliğindedir. Bir mühendisin sadece dört yıllık eğitimle uzmanlaşması veya yetkinleşmesi fiilen mümkün değildir. Buna rağmen, unvanına dayanarak tüm alanlarda yetkilendirilmiş sayılması bir çelişkidir. Bu nedenle meslek odalarına üyelerini yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı tanınmalıdır.
- 9-Yapı Denetim Kuruluşlarında çalışan tüm görevliler kamu görevlisi statüsünde olmalı, ücretleri, iş güvenceleri ve özlük hakları teminat altına alınmalı, ücretleri TMMOB tarafından belirlenen asgari ücretin altında olmamak kaydıyla görev, yetki ve sorumluluklarına göre kademeli olarak belirlenmeli, bu kuruluşlarda görev yapan mühendis ve mimarlar sorumluluklarına göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmelidir.
- 10-Gerek Etüt ve Proje Denetim Birimlerinde gerekse Yapı Denetim Kuruluşlarında görev yapan mühendis ve mimarlar için mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir.
- 11-Nitelikli proje hizmetlerinin verilebilmesi için meslek odalarının önündeki engeller kaldırılmalı, proje hizmeti veren mühendis ve mimarlar için odaların yetkilendirme ve denetleme hakkı olmalı, proje hizmet koşulları ve ücretleri Odalar tarafından belirlenmelidir.
- 12-Müteahhitlik iş, işleyiş ve ilişkilerini belirleyen özel bir kanun çıkarılmalı ve sorumlulukları belirlenmelidir. Kamu müteahhitleri gibi yeterlilik kriterleri getirilmeli teknik kadro, finans, donanım ve iş bitirme kriterleri koyularak titizlikle uygulanmalıdır.
- 13-Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklikler son derece yetersiz kalmıştır. Yapı alanı 1500 m²’yi geçen her yapım işinde tam zamanlı olarak bir Şantiye Şefi bulundurulması zorunlu hale getirilmeli, Şantiye Şeflerinin işveren (müteahhit) ile yapacağı hizmet sözleşmeleri ilgili Meslek Odası tarafından belirlenen tip sözleşmeler çerçevesinde olmalı, Şantiye Şeflerinin alacakları ücretler TMMOB’nin belirlemiş olduğu ücretlerin altında olmamalıdır. Ayrıca Şantiye Şeflerinin belgelendirilmesi ve bu belgelendirmeye esas eğitimleri ilgili Meslek Odası tarafından yapılmalı, sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek Odaları tarafından tutulmalıdır.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu