10. TÜRKİYE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KONFERANSI TAMAMLANDI-8-10 EKİM 2025
Eklenme Tarihi: 14/10/2025
Odamız adına Şubemizin, Türkiye Deprem Vakfı Deprem Mühendisliği Komitesi ile birlikte düzenlediği 10. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı 8-10 Ekim 2025 tarihleri arasında İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Konferans, İMO İstanbul Şubesi Müzik Topluluğu'nun müzik dinletisi ile başladı.
Açılış konuşmaları, Şube Yönetim Kurulu Başkanımız ve Konferans Eş Başkanı Sinem KOLGU’nun, konuşmasıyla başladı. KOLGU, “İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve Türkiye Deprem Vakfı Deprem Mühendisliği Komitesi tarafından düzenlenmekte olan 10. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansına hoş geldiniz. Hepinizi İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi adına saygıyla selamlıyorum. Bu konferans, 1985 yılında gerçekleştirilen ilk sempozyumdan bugüne kadar, ülkemizde deprem mühendisliği alanındaki gelişimin en güçlü bilimsel platformlarından biri olmuştur. Ülkemiz, bulunduğu coğrafya nedeniyle sürekli deprem tehlikesi altındadır. 1999 Marmara depreminden bu yana geçen çeyrek asırda, her yaşadığımız deprem bilgi birikimini uygulamaya dönüştürmedeki yetersizliklerimizin de bir göstergesi olmaktadır. Ve ne yazık ki 6 Şubat 2023’te yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler, yıkımın boyutu ve etkilediği nüfus itibarıyla tarihimizin en yıkıcı afetlerinden biri olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu felaket, ülkemizde depreme dayanıklı yapı üretimi için gerekli bilgi, mevzuat ve teknolojik altyapının mevcut olmasına rağmen; bunların uygulanmasında ciddi zaafların sürdüğünü, bütüncül ve kararlı politikaların hâlâ hayata geçirilemediğini, bunları yaşama geçirmedeki eksikliklerimizin ne kadar yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini acı biçimde hatırlatmıştır.” diyerek başladığı konuşmasında, deprem tehlikesi altındaki kentlerde yapı güvenliği, planlama, denetim ve mühendislik hizmetleri için yeni yaklaşımların gerekliliğine dikkat çekti.
“Artık biliyoruz ki, öldüren depremler değil; ihmaller, yanlış politikalar ve eksik uygulamalardır. Ve bu gerçeği hiçbirimizin unutmaya hakkı yoktur.” diyen KOLGU, deprem mühendisliğinin yalnızca teknik bir uzmanlık alanı olmadığını, bilimsel bilgiyle toplumsal sorumluluğun buluştuğu bir vicdan alanı olarak dile getirdi. KOLGU, “Biz mühendisler, yapı üretim süreçlerinde bilimin dışına itilen her adımın, toplumsal maliyetini en iyi bilen insanlarız. Yapı üretim süreçlerinde bilimsel ölçütlerden uzaklaşılması, rant odaklı kentsel politikalar, denetimsizlik ve imar afları gibi uygulamalar güvenli kentleşmenin önündeki en büyük engellerdir.” diyerek, Türkiye’de yapı stokunun niteliği, kentleşme politikaları ve denetim mekanizmaları, afetlere karşı dirençli bir yaşamın ön koşulu olduğunu vurguladı. “Bilimsel gerçeklerin gereğini yerine getirmek, güvenli yapı üretimini, kamusal sorumluluğu ve mühendislik etiğini merkeze alan bir mühendislik anlayışını hâkim kılmak hepimizin ortak görevidir. Biz inanıyoruz ki, bilginin paylaşıldığı yer, umudun filizlendiği yerdir” diyen KOLGU, konferansa emeği geçenlere teşekkür etti ve başarı dilekleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Türkiye Deprem Vakfı Başkanı ve Konferans Eş Başkanı Alper İLKİ konuşmasında, Kahramanmaraş 2023 depremlerinin sonrasında ülkemizde deprem güvenliği, yapı stoku değerlendirmesi ve mühendislik hizmetlerinin niteliği konularında kapsamlı bir yeniden yapılanma süreci başladığını, bu süreçte yürürlüğe giren Afetler Sonrası Bina Hasar Tespiti Yapılmasına İlişkin Genel Kurallar Hakkında Yönetmelik ve şu sıra güncellenmekte olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin ve hazırlanmakta olan Güçlendirme Yönetmeliğinin bu alanlardaki uygulamalarda uzun süredir hissedilen boşlukları doldurarak standart çerçeveler oluşturmayı hedeflediğini belirtti.
“Uzman Mühendislik sistemine ilişkin devam eden çalışmalar, mühendislik hizmetlerinde kalite güvence mekanizmalarının tesis edilmesi açısından önemli bir adımı temsil etmektedir. Bu düzenlemeler; yapı denetim sistemindeki iyileştirmeler, zorunlu deprem sigortasının yaygınlaşması, bina bazlı hızlı deprem güvenliği değerlendirme uygulamaları ve hasar tespit süreçlerinin geliştirilmesi ve buna yönelik eğitimlerin yaygınlaştırılması birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin deprem riskinin azaltılmasına yönelik kurumsal kararlılık görülmektedir.” diyen İLKİ, 10. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı’nın, ülkemizin deprem mühendisliği alanındaki en köklü bilimsel platformu olarak, akademi, kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirdiğini belirtti. “Bu yılki konferansa 157 bildiri özeti gönderilmiş, titiz bir değerlendirme süreci sonucunda 148 tam metin bildiri kabul edilerek programa dahil edilmiştir. Ayrıca, 7 çağrılı konuşma, 6 tema konuşması ve 8 “Ustalarımızdan” konuşması ile birlikte toplam 169 bildiri 41 oturumda sunulacaktır. Konferans, 13 farklı ülkeden seçkin bilim insanlarının katkısıyla, bilimsel derinlik ve çeşitlilik açısından önceki yıllara göre daha da zenginleşmiştir.” dedi ve konferansa başarılar dileyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah EKİNCİ, “10. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı artık bir marka haline gelmiştir. Program içeriğini de incelediğiniz zaman alanında bir çok uzman kişinin burada sunumlar gerçekleştireceğini ve ülkemizin bu alandaki gelişimini sağlayacağını görebilirsiniz. Bugün aranızda olmaktan mutluluk duyuyoruz.” diyerek başladığı konuşmasında deprem konusunun zaman zaman popülizmin kaynağı haline geldiğini, ehli olmayan kişilerin deprem konusunu alıp gündem yaptığına dikkat çekti. “Doğru bilginin bize ve halka ulaşması önemlidir. Bugün burada uzmanlar konuşacak, popülizm değil bilim konuşacak. inşaat mühendisliğinin önünde iki büyük tehlike var. Bunlardan birisi, çözümünü bulduğumuz sorunları halka ve topluma gereğince aktaramıyoruz. Diğer bir konu gençler artık inşaat mühendisi olmak istemiyor. Bizler inşaat mühendisliğinin nasıl teknolojik bir meslek olduğunu, çok eski mesleklerden biri olduğunu ve geleceğin mesleği olduğunu gençlere aktarmamız gerekiyor” diyen EKİNCİ, 1999 depremi, Kahramanmaraş depremlerinde yaşanan kayıpların depreme hazır olmadığının bir göstergesi olarak niteledi. Kuzey Kıbrıs’ta Kahramanmaraş Depremi sonrası kaybedilen sporcuları anarak, büyük bir yıkım ve trajedi yaşandığına dikkat çekti.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Oktay ÖZEL, “İstanbul binlerce yıllık geçmişe sayısız deprem sığdırmış birçok doğa olayı ile başetme mücadelesini sürdürmüş eşsiz bir kent. 40.000 tescilli yapı, 11 km uzunluğunda sur duvarıyla gök kubbeye yükselen yüzlerce kubbe ve minaresiyle benzersiz bir güzelliğe sahip. Aynı zamanda milyonlarca nüfusu barındıran, plansız, estetikten yoksun, ve her şeyden önemlisi de dayanıksız bir yapı stokuna sahip.” diyerek konuşmasına başladı. Tarihsel olarak kentin yaşadığı büyük depremlere değinen ÖZEL, İstanbul’da 1.200.000’i aşkın bina olduğunu, bu binaların yaklaşık 800.000’in üzerindeki yapı stoku 1999 öncesi inşa edildiğini, bunun 200.000’inin güçlendirilmesi ve dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti. ÖZEL, “2020’de İTÜ ile birlikte İnşaat Mühendisleri Odası’nın da katkılarıyla binaların hızlı tarama yönteminin geliştirilmesi üzerine bir çalışma başlatıldı. Bugüne kadar yaklaşık 128.000 bina ziyaret edildi.37.000 binanın ölçümleri yapıldı. 37.000 binanın 6840 bina E sınıfı (çok yüksek riskli yapı sınıfı) olarak belirlendi. Bu 6840 bina için kısa süre içinde teşvik edici kira yardımları ile bu binaların yıkımının hızlandırılmasına katkı kondu. 1400 binada muradımıza erdik. 1400 binanın yıkımı sağlandı ve önemli bir kısmının da dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Böylelikle yaklaşık 50.000 insanımız depreme karşı güvenli hale geldi.” diyen ÖZEL, ortak akılla ve bilimin ışığında çözülemeyecek hiçbir sorun olmadığına dikkat çekti ve bunun liyakatlı kadrolar, vicdanlı insanların aynı masada toplanabilmesiyle mümkün olduğuna dikkat çekerek konferansa başarılar dileyerek konuşmasını sonlandırdı.
İstanbul İl Afet Müdürü Prof. Dr. Haluk ÖZENER, Türkiye’de her türlü kanun ve kuralların olduğunu, fakat uygulamada biraz zayıf kalındığına dikkat çekerek konuşmasına başladı. ÖZENER, Türkiye’nin müdahaleden risk yönetimine geçtiğini, 2021 yılında 81 ilde risk azaltma planı devreye girdiğini belirtti. “İstanbul’daki risk azaltma planında 40.000’inin üzerinde bir anketle binlerce uzman araştırmacının katkılarıyla hazırlandı. 1757 adet eylem planımız var. Bunların 505 tanesi spesifik depreme yönelik eylem planı. 716 tanesi de içinde deprem olan eylem planları. 1757 eylem planının 1221’i direk depremle ilgili eylem planı.” diyen ÖZENER, tek bir kişinin, tek bir kurumun mükemmel yazılan planları olsa da bu konunun herkesin bir araya gelerek üstesinden gelinebileceği siyaset üstü bir konu olduğuna dikkat çekti. “Yapmak istediğim tek şey farklı kurum ve kuruluşları biraraya getirerek afet yönetiminde risk azaltmada bir tuğla koymak. Türkiye’de afet yönetme planı var ve bu konuda çok başarılıyız. Afet sonrası iyileştirme planımız var. Risk azaltma konusunda bütün çabalarımızı buna ayırmamız gerek. Riski ne kadar azaltırsak, hem can, hem mal kaybını minimize etmiş oluruz. Bu konuda inşaat mühendislerine, deprem güvenli yapılar yapmak konusunda önemli bir rol düşüyor.” diyen ÖZENER konferansta emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret SUNA konuşmasında, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerine değindi ve “6 Şubat depremleri, yalnızca son yüzyılın değil, tarihimizin de en yıkıcı felaketlerinden biri olmuş; yapı stokumuzun kırılganlığını, kurum ve kuruluşların depreme karşı hazırlıksızlığının boyutlarını gözler önüne sermiştir.” diyerek, deprem gerçeğinin bilimsel veriler ışığında birçok yönüyle bilindiğini, gerekli önlemlerin alınmaması, bilimsel bilginin gerektiği gibi uygulanmaması nedeniyle bir doğa olayı olan depremin afete dönüştüğüne dikkat çekti. 1999 Marmara Depreminden sonra ülkemizde neredeyse tüm ilgili kuruluşların deprem konusuna ilişkin çalışmalar yaptığını, raporlar hazırlandığını, eylem planları oluşturulduğunu vurgulayan SUNA, bu çalışmaların neredeyse tümünün tozlu raflarda kaldığını ve bunca tecrübeye rağmen kayda değer bir ilerleme sağlanamadığını belirtti ve, “Güvenli yapılaşmanın temeli olan mühendislik hizmetlerinin, hiçbir şekilde göz ardı edilmeden ve eksiksiz biçimde hayata geçirilmesi, toplumumuzun can ve mal güvenliği açısından hayati öneme sahiptir.” dedi.
“Bilimsel bilgiyle toplumsal sorumluluğu birleştiren böylesi etkinlikler, özellikle bizim gibi afetlere hazırlık başta olmak üzere birçok konuda kat edilmesi gereken mesafenin bir hayli fazla olduğu ülkelerde, geleceğe umutla bakabilmenin kaynaklarından biridir. Çünkü biz biliyoruz ki, depremi engelleyemeyiz, ancak yıkımı engelleyebiliriz. Bunun yolu da mühendisliğin evrensel doğrularını rehber edinmekten, bilim ve aklın ışığında hareket etmekten geçmektedir.” diyen SUNA, “Deprem mühendisliği alanında çalışan yerli ve yabancı bilim insanlarını, araştırmacıları ve uygulayıcı mühendisleri bir araya getirerek çok değerli bir tartışma ve paylaşım ortamı sunmaktadır. Burada yapılacak her sunum, her katkı, ülkemizde daha güvenli ve dirençli bir yapı stokunun oluşturulmasına hizmet edecektir. Bu noktada konferansımızın amacı yalnızca bilimsel bilgiyi paylaşmak değil, aynı zamanda bu bilginin uygulamaya yansımasını sağlamak, akademi ile uygulama arasındaki köprüyü güçlendirmektir. Unutmayalım ki, depremi engelleyemeyiz, ancak yıkımı engelleyebiliriz. Bunun yolu da bilimden, mühendislikten ve toplumsal sorumluluk anlayışından geçmektedir.” dedi ve emeği geçenlere teşekkür ederek ve konferansa başarılar dileyerek konuşmasını sonlandırdı.
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan MANDAL, deprem konferanslarının geçmişine değindi. Yaşanan depremlerden sonra 2021’de yapılan 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansıyla günümüz arasında yaşanan 6 Şubat depremleri ve bu süreçte yaşanan depremlerin sıklığının arttığına dikkat çekti ve bu süreçlerde dijital dönüşümün kuvvetli bir şekilde geliştiğini belirtti. Toplumun farkındalığının farklı bir düzeye taşınmış olmasının önemine değinen MANDAL, üniversitelerin bilgi üreten, insan kaynağı yetiştiren ve toplumun ihtiyaçlarını çözen, topluma katkı sunan kurumlar olarak niteledi. Pandeminin bilgiyi üretme noktasının, insan kaynağı yetiştirmenin ötesinde topluma katkı sunma boyutunu toplumla birlikte katkı sunma boyutuna dönüştürdüğüne dikkat çeken MANDAL, bilimi, toplumla buluşturma noktasında toplum adına düşünmekten daha çok toplumla birlikte düşünme noktasının ön plana geldiği bir noktaya getirdiğini belirtti. Bilgi üretenlerin toplumla birlikte bilgi üreterek sürecin içinde olma zorunluluğu olduğunu ve sürdürülebilirliğin öneminde de değinen MANDAL, birlikte çalışabilme, birlikte hareket edebilme, birbirimizden öğrenebilme, soruların neyi bulmaktan çok nasıl bulmak noktasında sorulmasının önemli olduğunu vurgulayarak, konferansa başarılar dileyerek konuşmasını sonlandırdı.
Oturum başkanlığı Prof. Dr. Mustafa ERDİK tarafından gerçekleştirilen Prof. Dr. Rıfat Yarar Konuşması bölümünde Prof. Dr. Haluk SUCUOĞLU, “Türkiye’nin Deprem Güvenliği Sorunu Çerçevesinde Deprem Yönetmeliği, Yapı Denetim Sistemi ve Yasal Sorumlulukların Genel Değerlendirmesi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Konferansın 1. Oturumu Ana Salonda, Alper İLKİ ve Nusret SUNA oturum başkanlığında çağrılı konuşmacı Sinan AKKAR’ın, “Earthquake Loss Models for Turkish Insurance Portfolios” başlıklı sunumu, tema konuşmacısı Murat Altuğ ERBERİK’in “Should We Design for Sequential Earthquakes” başlıklı sunumu, Ustalarımızdan Mustafa ERDİK’in “Uzun Periyotlu Deprem Yer Hareketi” ve Zekai CELEP’in “Betonarmenin Doğrusal Olmayan Davranışının Tasarıma Yansıması” başlıklı sunumları yer aldı.
2. Oturum Ana Salonda, Çağlar GÖKSU’nun oturum başkanlığında, çağrılı konuşmacı Helen CROWLEY’in, “Engineering the Future: How Seismic Risk Models Can Build More Resilient Societies” başlıklı sunumu ile gerçekleştirildi.
3A Oturumu Helen CROWLEY ve Abdullah EKİNCİ, 3B Oturumu Arkadiusz KWİECİEŃ ve ZEKAİ CELEP', 3C Oturumu Kemal BEYEN ve Özer OR, 3D Oturumu Cem YENİDOĞAN ve Bülent AKBAŞ oturum başkanlığında gerçekleşti.
4. Oturumu Ana Salonda, Özer ÇİNİCİOĞLU ve Temel PİRLİ’nin oturum başkanlığında, tema konuşmacısı Dina D'AYALA’nın, “Improving School Infrastructure Resilience to Earthquakes and Flooding” başlıklı sunumu ve Ustalarımızdan Atilla ANSAL’ın “Depremlerde Geoteknik Koşulların Önemi” başlıklı sunumu yer aldı.
İlk günün son oturumları, 5A Oturumu Oğuz C. ÇELİK ve Selçuk ULUATA, 5B Oturumu Gülüm TANIRCAN ve Elif ERSOY, 5C Oturumu Sadık Can GİRGİN ve Bülent TATLI, 5D Oturumu Ufuk HANCILAR ve Tansel ÖNAL oturum başkanlığında tamamlandı.
Konferansın 2. gününün ilk oturumu (6. Oturum) Ana Salonda, Beyza TAŞKIN ve Ercan YÜKSEL oturum başkanlığında gerçekleşti. Bu oturumda, çağrılı konuşmacı Riyadh AL-MAHAIDI, “The 15-Year Legacy of the MAST System: Advancing Seismic Resilience through Hybrid Simulation” başlıklı sunumu, çağrılı konuşmacı Murat SAATÇİOĞLU “Use of Transverse Grid Reinforcement in Earthquake Resistant Structural Elements” başlıklı sunumu, Ustalarımızdan Polat GÜLKAN “Betonarme Yapılar İçin Düktilite Tek Başına Bir Çare Değildir” ve Altok KURŞUN “Geçmişten Günümüze Köprüler, Depremler ve Şartnameler” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.
7A Oturumu Mihaela Anca CİUPALA ve Gülşen TAŞKIN KAYA, 7B Oturumu Altok KURŞUN ve Metin AYDOĞAN, 7C Oturumu Polat GÜLKAN ve S. Gülsun PARLAR, 7D Oturumu Cüneyt VATANSEVER ve Selçuk İZ’in oturum başkanlıklarında gerçekleştirildi.
8. Oturum, Ana Salonda, Recep İYİSAN’ın oturum başkanlığında gerçekleşti. Bu oturumda çağrılı konuşmacı Kemal Önder ÇETİN, “Lessons offered by the 2023 Kahramanmaraş Earthquake Sequence and Recent Advances in Seismic Soil Liquefaction Engineering” başlıklı sunumu ABD’den online bağlantı kurularak gerçekleşti.
9A Oturumu Gürkan ÖZDEN ve Gökçe TÖNÜK, 9B Oturumu Eren VURAN ve Tuba GÜRBÜZ, 9C Oturumu Uğurhan AKYÜZ ve Jale ALEL, 9D Oturumu Seda KUNDAK ve Nurdan APAYDIN’ın oturum başkanlığında gerçekleşti.
Konferansın 10. Oturumu, Ana Salonda, Cem DEMİR ve Ufuk YAZGAN’ın oturum başkanlığında gerçekleşti. Bu oturumda tema konuşmacısı Koichi KUSUNOKI’nin, “A new but old problem in the practical structural design, the current discussion on Soft-First Story failure in Japan” başlıklı sunumu ve tema konuşmacısı Gerard O'REILLY’nin “Advancements in Seismic Risk Assesment of existing structures: insights from analytical models and empirical earthquake data” başlıklı sunumları yer aldı.
11A Oturumu Ülgen MERT ve Çağlar GÖKSU, 11B Oturumu Sinan AKKAR ve Cüneyt TÜZÜN, 11C Oturumu Aslı YALÇIN DAYIOĞLU ve Gökhan ÇEVİKBİLEN, 11D Oturumu Ömer Tuğrul TURAN ve Evren KORKMAZER’in oturum başkanlığında gerçekleştirildi.
Konferansın üçüncü günü (12. Oturum) Ana Salonda, Haluk SUCUOĞLU’nun oturum başkanlığında gerçekleşti. Bu oturumda çağrılı konuşmacı Sergio ALCOCER, “Challenges for Strengthening Seismic Resilience in Large Urban Areas: The Case of Mexico City” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
12A Oturumu (ATC Özel Oturumu) Ana Salonda, “İstanbul’daki Konut Binalarının Deprem Riskinin Azaltılması Acil Eylem Önerileri” konu başlığında, Ayşen HORTAÇSU, Mustafa ERDİK, Sergio ALCOCER ve Alper İLKİ’nin sunumlarıyla gerçekleşti. 12B Oturumu Pelin ÖZENER ve Sami GÜLTEKİN’in oturum başkanlığında, 12C Oturumu Medine İSPİR ve Murat Serdar KIRÇIL’ın oturum başkanlığında gerçekleştirildi.
13A Oturumu Marko MARİNKOVIĆ ve Ömer Faruk HALICI, 13B Oturumu Ayşe EDİNÇLİLER ve Barlas Özden ÇAĞLAYAN, 13C Oturumu Kutlu DARILMAZ ve Zeynep DEĞER, 13D Oturumu Atilla ANSAL ve Havvanur KILIÇ’ın oturum başkanlığında gerçekleşti.
14. Oturum A Salonunda Sergio ALCOCER'in Oturum Başkanlığında Çağrılı Konuşmacı Kutay ORAKÇAL'ın "Reinforced concrete walls: How well do we consider their behavior in analysis and design?" sunumu yer aldı.
15A Oturumu Murat SAATÇİOĞLU ve Pınar ÖZDEMİR ÇAĞLAYAN, 15B Oturumu Ali Osman ATEŞ ve Umut HASGÜL, 15C Oturumu Alper İLKİ ve Filiz PİROĞLU, 15D Oturumu Nurcan Meral ÖZEL ve Yasin FAHJAN’ın oturum başkanlığında gerçekleştirildi.
16. Oturum Ana Salonda, Tülay AKSU ve Sinem KOLGU’nun oturum başkanlığında gerçekleşti. Bu oturumda, tema konuşmacısı Ufuk YAZGAN’ın, “Beyond the Model: Critical Judgment and Holistic Thinking in Earthquake Engineering in the Age of AI” başlıklı sunumu, tema konuşmacısı Pelin ÖZENER’in “Role and Significance of Performance Based Design in Earthquake Geotechnical Engineering Practice” başlıklı sunumu, Ustalarımızdan M. Nuray AYDINOĞLU’nun “Deprem Katsayısından Performansa Göre Tasarıma: 60 Yıllık Bir Mühendisin Bakış Açısından Yapısal Deprem Mühendisliğinin Serüveni”, Kutay ÖZAYDIN’ın “Yerel Zemin Koşulları ve Temel Sisteminin Yapısal Hasara Etkisi” ve Tuğrul TANKUT’un “Deprem Sorununun En Çetin Boyutu” başlıklı sunumları yer aldı.
Konferansın kapanış konuşmalarında Şube Başkanımız (Konferans Eş Başkanı) Sinem KOLGU ve Türkiye Deprem Vakfı (Konferans Eş Başkanı) Alper İLKİ tarafından, üç gün süren konferansın uluslararası düzeyde bir konferans olma düzeyine eriştiğini, başarılı ve verimli geçtiğini, emeği geçen düzenleme ve bilim kurulun üyelerine, ulusal ve uluslararası çağrılı konuşmacılara, tema konuşmacılarına ve ustalarımızdan bölümünde yer alan konuşmacılara, bildiri yazarlarına, destek veren kurum ve kuruluşlara ve sponsorlara teşekkürlerini dile getirdiler.
Konferansın programı, fotoğraflar, bildiriler kitabı ve tüm detaylarına erişmek için: https://10tcee.org/
Canlı yayını izlemek için tıklayınız: https://10tcee.org/canli-yayinlar