Zemin Türü Tek Başına Yapı Güvenliğini Belirlemez; Depreme Dayanıklı Yapılar Bilimsel ve Doğru Mühendislikle Mümkündür
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun, son zamanlarda basında yer alan “belli bölgelerde konut satın almayın, kiralamayın” şeklinde ifadeler hakkında 15 Kasım 2025 tarihli açıklaması.
Eklenme Tarihi: 14/11/2025
Son günlerde çeşitli medya mecralarında, bazı akademisyenlerce ülkemizdeki belirli yerleşim alanlarının zemin niteliklerine ilişkin değerlendirmeler yapılarak bu bölgelerdeki çok katlı yapıların deprem sırasında “sarsıntıyı büyüteceği”, “rezonansa geleceği” ve bu nedenle göçme riski taşıdığı yönünde uyarılar paylaşılmaktadır. Kamuoyunda kaygı yaratabilecek nitelikteki bu tür açıklamalar üzerine, bilimsel veriler ve mühendislik uygulamaları ışığında kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur.
Öncelikle bilinmelidir ki, deprem güvenliği yalnızca zeminin türüne göre belirlenen bir konu değildir. Depreme dayanıklı yapılar; şartnamelerde belirtildiği şekliyle zemin etüdü, uygun mühendislik tasarımı, kaliteli imalat ve etkin yapı denetimi sayesinde mümkündür. Bu süreçlerin bilimsel esaslara uygun şekilde işletilmesi durumunda, farklı zemin sınıflarında bulunan yapılar güvenli biçimde inşa edilebilir.
Ülkemizde kullanılan geoteknik raporlar ve yürürlükteki deprem yönetmeliği, zeminin deprem sırasında nasıl davranacağını ayrıntılı biçimde değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Zemin özellikleri uygun değilse; zemin iyileştirme, tasarım değişikliği, temel sisteminin güçlendirilmesi gibi çözümler uygulanarak yapı güvenliği sağlanabilir.
Bu nedenle, belirli ilçeler veya mahalleler için “orada bulunan tüm yapılar risklidir” şeklindeki genellemeler, mühendislik biliminin bütüncül yaklaşımını yansıtmaz. Altını çizerek ifade etmek gerekir ki önemli olan zeminin doğru analiz edilmesi ve yapının bu bilgilere göre tasarlanmış, inşa edilmiş ve denetlenmiş olmasıdır.
Nitekim Odamızın hazırladığı raporlar, bilimsel çalışmalar ve teknik değerlendirmeler; yapılarda ortaya çıkan hasarların büyük oranda projelendirme, imalat ve denetim süreçlerinde yapılan ihmal ve kusurlardan kaynaklandığını açıkça ortaya koymaktadır.
Odamızın yıllardır ifade ettiği gerçeği bir kez daha vurgulamak gerekir: Doğru yerde, şartnamelerde belirtildiği şekliyle zemin etüdüyle, doğru şekilde tasarlanıp denetlenen yapılar; hangi bölgede olursa olsun depreme karşı dayanıklı olabilir.
Bu nedenle vatandaşlarımıza yapılacak en doğru çağrı şudur: Yapının mühendislik hizmeti alıp almadığını, projelerinin ve denetim süreçlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını sorgulayınız.
Deprem gerçeğiyle yaşadığımız ülkemizde, güvenli yapılar ancak bilimsel bilgiye dayalı mühendislik ve etkin denetim ile mümkündür.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak, toplumun doğru bilgilendirilmesi ve kentlerimizin afetlere karşı güvenliğinin sağlanması için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu