ODAMIZIN KURULUŞUNUN 58.YILINDA DÜZENLEDİĞİMİZ GELENEKSEL YEMEĞİMİZ
Eklenme Tarihi: 11/01/2013
Odamızın kuruluşunun 58. yıl dönümünü Anemon otelde düzenlediğimiz geleneksel yemeğimizle kutladık. Açılış konuşmasını Şube Başkanımız Fercan YAVUZ`un yaptığı gecede Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜERŞEN, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet ATAÇ, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Hasan GÖNEN, Eskişehir Ticaret Odası yetkilileri, Mühendislik fakültelerimizin dekan ve bölüm başkanları, meslek odalarının yöneticileri ve 500 üzerinde meslektaşımız bizleri yalnız bırakmadı.
Açılış konuşmasından sonra meslekte 50. 40. ve 25. yılını dolduran 30 üyemize plaket verilerek, mühendisliğe ve ülkemize yaptıkları katkılardan dolayı kendilerine teşekkür edildi.
Meslekte 50 Yılını Dolduran Üyemiz
1- Enver GÖKDEMİR
Meslekte 40 Yılını Dolduran Üyelerimiz
1- İsa ÇUHADAR
2- Abdurrahim BALIK
3- Rifat ÖZTUNA
4- Erdoğan EDİS
5- Tahir MOĞOLKOÇ
6- İrfan ÖZCAN
7- Aytaç ÇINAR
8- Ali Osman ÇAKIR
9- Namık Kemal ÖZGÜL
Meslekte 25 Yılını Dolduran Üyelerimiz
1- Bülent Nezih DARCAN
2- Ali İhsan BAYRAK
3- Yavuz BULAMADIK
4- Fikret TUNALIER
5- Ufuk ŞAHİN
6- Necmi AYTAŞ
7- Şeref GEÇER
8- Mizan DOĞAN
9- Metehan ÇELİK
10- Nurettin KABA
11- Funda ÜNLER
12- Güler KOYUNCU
13- Gülçin ACIKEL
14- Mustafa SEZER
15- Özkan ÜNLÜ
16- Ahmet Cumhur MALGİL
17- Nevin TUNÇEL
18- Rıdvan HIZILKAN
19- Emin FIÇICI
20- Ertuğrul ÖZEN
21- Hacı Fahri KARAER
Şube Başkanımız Fercan YAVUZ`un Açılış Konuşması
Sayın Vali vekili
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım,
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerimizin Sayın Başkanları,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin Saygıdeğer Rektörü,
Fakültelerimizin saygıdeğer Dekan ve Bölüm Başkanları,
Meslek odalarının yöneticisi dostlarımız,
Basınımızın değerli temsilcileri,
Sevgili meslektaşlarım,
Değerli konuklar,
İnşaat Mühendisleri Odamızın 58.kuruluş yıldönümüne hoş geldiniz. Hepinizi Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu adına saygıyla, sevgiyle, dostlukla selamlıyorum.
DEĞERLİ ARKADAŞLAR,
Bugün Odamızın kuruluş yıldönümü yemeği ile birlikte meslekte 40. Ve 25. yılını dolduran üyelerimizin plaket törenini de gerçekleştireceğiz. Ayrıca bu akşam şube tarihinde bir ilki yaşayacağız. 50 yıldır, başka bir deyişle yarım asırdır mesleğini ilk günün heyecanıyla yapan bir duayenimizde onur belgesini alacak.
Bizim bu yemeklerimizin, eğlence ve meslektaşların birbirleri ile özlem gidermesinin dışındaki bir amacı da ülkede, şehirde ve meslekte olup bitenlerin konuşulduğu bir toplantı olmasıdır. Biraz sonra sizler bu değerlendirmeleri çeşitli düzeylerde masalarınızda yapacaksınız. Bizde şube yönetimi olarak geçtiğimiz yılın Aralık ayından bu yana mesleğimizi ilgilendiren konularda neler olup bittiğini kısaca bir anlatalım istiyoruz.
SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM,
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında meydana gelen Van depremlerinin hemen sonrasında, hükümet, çok yoğun bir şekilde mevzuat değişikliği çalışmaları başlattı. Özellikle son altı aydır yasalar, kararnameler, yönetmelikler, genelgeler adeta, havada uçuşuyor. Gerek inşaat mühendisliğini, gerekse toplumun çok geniş kapsamını çok yakından ilgilendiren bu düzenlemelerle ilgili olarak gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu yasal düzenlemelerin hemen hemen hepsi çok yeni, geçen hafta onaylanan Büyükşehir Belediye Yasası, ile Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun şu an yürürlükte. TMMOB yasasını kökten değiştirmeyi amaçlayan Yapı Denetim Yasası ise TBMM genel kurulunda görüşülüyor.
DEĞERLİ DOSTLAR,
Büyükşehir yasası ile il sınırları belediye sınırı haline getirildi. Sınırların genişlemesi, belediye hizmetleri açısından hizmetin de genişlemesi ve yaygınlaşması anlamına ne yazık ki gelmemektedir. Tam aksine, Genişletilen sınırlar, belediyelerin ve seçilen belediye başkanının toplumdan kopması demektir. Halka sunulacak hizmetin zor ve pahalı olması konusunda ciddi endişelerimiz var. Ayrıca İlerleyen yıllarda tarım ve hayvancılığın yok olma sorunu ile karşı karşıya kalabiliriz.
TMMOB ve İMO yerel yönetimleri ve yerinden yönetim anlayışını demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak görür. Bu yasayla böyle bir algı yaratılmasına rağmen oluşturulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezleri, hükümetin, belediyeler üzerindeki müdahale ucu gibi durmaktadır. Bu durum ciddi bir tezattır.
Buna benzer başka bir tezat ise, büyükşehir belediyesi sınırları içindeki köylerde imar affı niteliğinde düzenlemeler yapılmasıdır. Kaçak yapı Büyükşehir`e bağlı bir köyde ise bir anlamda kendini kurtaracak. Belediye, büyükşehir değilse yıkılacak. Bu durum Anayasanın eşitlik ilkesini de ciddi bir biçimde zedelemektedir. Afetlere karşı alınacak her türlü önlemden sorumlu belediyelerimizin başı çok ağrıyacak gibi geliyor.
Mahalleye dönüşen köylerde yapılacak yapılar için tip projeler üretme ve uygulamayı takip görevi ilçe belediyelerine verilmiştir. Çoğu belediye bu işin altından kalkamayacağı için, devreye muhtemelen tek tip proje ve bina üretmekteki en uzman kurum olan TOKİ girecektir.
Büyükşehir Belediye Yasasında mesleğimizi ilgilendiren diğer bir konu ise ulaşımdır. Yasaya göre, Büyükşehir Belediyelerinin kuracağı Ulaşım Koordinasyon Merkezinin meslek odası temsilcisi Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği bir kişidir. Eğer siz ulaştırma konusunun bir bilim dalı olduğunu unutup, konuyu sadece otomobil ve şoför esnafına indirgerseniz ulaşım sorununu da 2071 de belki çözersiniz.
SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM,
İMO yaklaşık otuz yıldır şöyle bir çağrı yapar.`` Riskli binaları deprem yıkmadan biz yıkalım.`` Bu çağrımıza hiçbir zaman yanıt alamadık. Van depremi sonrası birdenbire ne olduysa oldu birileri, deprem güvenliği konusunda bizim gibi düşünmeye başladı. Bizim gibi düşünseler de uygulamada farklılaşacağımızı bekliyorduk. Bizi bu konuda yanıltmadılar. Şeffaf olmayan bir karar alma süreci sonunda topluma emrivaki ile topluma dayatılan kentsel dönüşümün tepkiyi azalmak için deprem üzerinden sunulduğu herkes çok çabuk anladı.
Olayın arka planına bakınca manzara çok başka. En kutsal insanlık haklarından biri olan konut, ülkemizde dayanıklı lüks bir tüketim aracına dönüştürüldü. Büyük GYO lar bu gösterişçi ekonomik kültürü var güçleri ile destekliyorlar. Şu anda Türkiye`de satılmayı bekleyen 800.000 konut var. Yıllık ihtiyaç ise 350.000 yani talebin iki katı arz var. Buna çözüm bulamazsan ekonomi çökecek. Eldeki stoku eritmenin yolu mevcutları yıkmaktan geçiyor. Bakanlık beyanları da tezimizi doğruluyor. 20 yılda 7.000.000 konutun yıkılıp yeniden yapılacağı açıklandı. Bu da yıllık 350.000 konut demektir. İnşaata dayalı bu ekonomik model çökmesin diye 500 bin konutluk bu arz fazlasına kentsel dönüşümle çare aranıyor. Bu başarılamadığı takdirde on binlerce konut iskan edilmeden israf edilecek. Dolayısıyla kriz kapıya dayanacak.
Kamuoyu nezdinde sorun deprem, çözüm ise kentsel dönüşümdür şeklinde bir başlatılan propagandanın ve reklamların esas nedeni de bu. Vatandaş projeleri elinin tersiyle yerlere atan, hiçbir şeyi beğenmeyen, her şeyi en iyi kendisinin bildiğini söyleyen beyaz atlı bir ağa çocuğunu günlerce televizyonlardan izledi. Sonunda anladı ki eski evleri alıp kimse yerine yenisini vermeyecek. Hatta devlette bunu yapmayacak.
DEĞERLİ KONUKLAR,
Son bir yıl içinde üst üste çıkarılan yasaların temel amacının yukarıda bahsettiğim ekonomik krize çare aramak olduğunu biz başından beri biliyoruz. Bu uygulamaların hukuki sosyal ve ekonomik boyutlarını kim tartışmak ister? Tabi ki TMMOB.
O zaman bunları etkisiz hale getirelim dendi ve Nisan ayında düğmeye basıldı. Yağmur gibi genelgeler yağmaya başladı. Üyesinin hakkını zaten çok kısıtlı savunabilen Odaların, üyeleri ile ilişkilerini tamamen koparacak düzenlemeler yapıldı. Ankara da üç dört tane bürokrat, seçilmiş oda yöneticilerini ve belediye başkanlarını Anayasaya aykırı bir biçimde açıkça tehdit eder hale geldi. Adalet mekanizmasından kimse ne oluyor demedi. Yapılanlar yetmedi torba yasanın içine Yapı Denetim Kanunu koyarak Odalarımızın işlevlerini yok etmeye çalışıyorlar.
Yeni Denetim yasamızla,
Kamu arazisine sözleşmeyle inşaat yapanlar pek çok harçtan muaf olacak,
Meralar, çayırlar, kışlaklar kentsel dönüşümde kullanılabilecek,
Parası olan şirket kurup projede yapacak yapı da denetleyecek, belediyeler bunların işlemlerini beş günde onaylayacak
Kıyılara 10 metreye kadar bina yapılabilecek,
Mimarların telif hakları estetik kurulların insafına bırakılacak,
Bunlara karşı çıkma ihtimaline karşı Odalar illere bölünecek
Artık 25 kişi bir araya geldi mi bir meslek odası kurabilecek,
Bakanlıkla anlaşma yapan Odalar, projeden denetime, fizibiliteden piyasa araştırmasına kadar herşeyi yapıp üyesini ekmeğinden edecek.
Bütün bunlara da çağdaş normlar adı verilecek.
Altını çizerek söylüyorum ``BU KADAR ÇAĞDAŞLIK !!!!`` istemiyoruz.
Devletin Anayasal kurumlarını etkisizleştirmek toplumsal sıkıntının boyutunu çok büyütebilir.
Değerli meslektaşlarım,
Yazın tozunda kışın ayazında son derece güç koşullarda çalışıyoruz. Aldığımız ücretin binlerce katı sorumluluklar yükleniyoruz. Her alanda olduğu gibi, bizim işimizde de başarı için bilgi, deneyim ve meslek sevgisi temel koşuldur. Bugün meslekte 25 , 40 ve 50 yıllarını dolduran arkadaşlarımızın başarısında bunun izlerini görüyoruz. Ülkenin kalkınması için büyük emekler veren bu deneyimli meslektaşlarımızı ve onlara koşulsuz destek verip her türlü fedakarlıkta bulunan saygıdeğer eşlerini yürekten kutluyorum.
Esenlikler dileğiyle, tekrar hoş geldiniz diyor, saygılar sunuyorum