Afet Riskli Binalar ve Kentsel Dönüşüm konulu basın açıklamamız şube binamızda gerçekleşti.

Afet Riskli Binalar ve Kentsel Dönüşüm konulu basın açıklamamız, Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Bülent ERKUL,Yönetim Kurulu Üyelerimiz Berrin ÇİFTÇİ, Cumali NİĞDELİOĞLU, Selim ŞENGEL, Deniz KILIÇ ve Şube Sekreterimiz Müberra ÇETİNKAYA`nın katılımıyla şube binamızda gerçekleşti.

Eklenme Tarihi: 07/03/2016

Çok Değerli Eskişehir Kamuoyu ve değerli basın mensupları.

Büyükşehir Belediyesi tarafından 6306 sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi" yasası kapsamında 8 mahalledeki 56.4 Hektarlık alanda İTÜ Şehir Planlama Bölümüne yaptırılan kentsel dönüşüm planlama sürecine, İMO olarak ilk kez 26 Mart 2015 tarihinde sunduğumuz bir raporla dahil olduk.

 

Bu raporda özetle, dönüşümün mümkün olduğu kadar yerinde olması gerektiğini, yapılacak planlamalarda; rant artışına meydan verilmemesi, maliklerin hak kaybına uğramamaları, ada bazında yaklaşımlarla ulaşım ve alt yapının gelecekteki gereksinimleri de karşılaması ve her şeyden önce kentle uyumlu ve sağlıklı yapılardan oluşan bir yenileme yapılması görüşümüzü belirtmiştik.

 

5 Mart 2015 tarihinde Kamuoyunu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla geniş katılımlı "Kentsel Dönüşüm Ne? Niçin? Nasıl?" konulu Paneli düzenledik. Süreç içerisinde, Proje sorumlusu İTÜ Akademisyenlerinin talepleri doğrultusunda değişik tarihlerde yapılan birçok toplantıda da görüşlerimizi dile getirdik. En son olarak 4 Şubat 2016 da İstanbul da Şehir Planlama bölümü öğretim üyeleri planlamanın en son halini Şube Yönetim Kurulumuz ile paylaştı. Daha sonra Eskişehir basınına ve kamuoyuna da yansıyan planlama ile ilgili düşünce, öneri ve eleştirimizi bugün sizlere de aktaralım istedik.

 

* Planda, mevcut yoğunluğun 1.3 oranında arttığı görülmektedir. Bu yoğunluk ve kat artışına çok olumlu yaklaşmasak da vazgeçemeyeceğimiz "Yerinde Dönüşüm" anlayışı ile yapılacak olması planlamanın kabul edilebilirliğini arttırmaktadır.

*Yapılaşmanın "Ada" bazında uygulanacak olması da olumlu bir yaklaşımdır. Ayrıca bitişik nizam blokların ortasında oluşan iç avluların farklı kullanım alanlarına dönüştürülmesi, gerektiğinde otopark olarak kullanılması modern ve pratik bir çözüm gibi görülmektedir. *Yapıların iki bodrumlu olarak düşünülmesi yerinde bir mühendislik anlayışıdır. Temellerin, sağlam zemine oturtulacak veya zemin güçlendirilmesi ile dayanıklı hale getirilecek olması deprem kuvvetlerine karşı yapının dayanımını kolaylaştıracaktır. Maliyetleri bir miktar arttıracak olsa da bu uygulama özellikle zemin katlardaki dükkan ve ticarethaneler için alan kazanımı olacağı gibi otopark sorununun çözümünde de çıkar bir yol olarak gözükmektedir.

*Kentimizin en önemli değeri olan Porsuk Çayı düzenlemesinin sosyal donatı alanları ile aynı kotta yapılması, halkımızın Porsukla temasını sağladığı gibi peyzaj ve görsellik açısından da iyi bir düzenleme olarak değerlendirilmiştir.

 

*Porsuk kenarında ekonomik ömrünü doldurmuş yapılar ile yıllardır atıl duran eski Otogar ve çevresindeki çöküntü bölgelerinin konaklama, turizm ve sosyal donatı alanı olarak değerlendirilmesi olumlu bir yaklaşımdır.

 

*Vatandaşın Mülkiyet hakkının korunması ve şu anda kullandığı konut alanı kadar hak sahibi yapılması çok önemlidir. Böylelikle, 6306 sayılı yasanın mülkiyet konusunda ki eksik ve yanlış yaklaşımının önüne geçilecek olması sosyal adalet anlayışımız ile örtüşmektedir.

 

*Kültür varlıklarımızın korunması da projenin önemli bölümlerinden biridir. Planları incelediğimizde gördüğümüz yukarıdaki olumlu yönler İMO olarak işin başından bu yana savunduğumuz görüş ve yaklaşımlarla uyumludur. ANCAK !!! Planlamada henüz netleşmediğini saptadığımız ve planlamanın özünü zedeleyebileceğini düşündüğümüz çekincelerimiz ve eleştirilerimiz vardır.

 

*Bu alandaki emsal artışı kentin diğer bölgeleri için cezbedici hale gelecek ve hukuksal bir takım zorlamalarla diğer mahalleler de de kat artırımı taleplerini getirecektir.

 

*Yoğunluğun artması nedeniyle oluşacak trafik ve ulaşım sorunu nasıl çözülecektir?

 

*2007 Deprem Yönetmeliğine göre inşa edilmiş yapıların durumu ne olacaktır? Kendiliğinden dönüşmüş bina veya alanlar bu planlamayla nasıl uyumlaştırılacaktır?

 

*Yoğunluk artışı nedeni ile mevcut alt yapı yetersiz kalacaktır. Yüklü bir maliyeti olacak bu yatırım nasıl karşılanacak? Alt Yapı, sosyal donatı ve çevre düzenleme maliyetleri hak sahiplerine yansıtılacak mıdır? *Cephe (ön/arka), cadde, sokak, yön v.b. öncelik olabilecek şerefiye sorunları hangi yöntemlerle çözülecektir? Dolayısı ile hak sahiplerinin ekonomik kayba uğramaları veya adaletsiz dağılım nasıl önlenebilecektir?

 

*Belediye`ye ait alanların (örn; Pazar yeri ve Yunusemre Halk Çarşısı) dönüştürülmesinden elde edilecek gelir nerelerde ve nasıl değerlendirilecek? Bu gelirler; hak sahiplerinin yapım maliyetleri nedeniyle borçlanacakları miktarların bir kısmının karşılanmasında kullanılacak mıdır?

 

*Planlanan alan canlı bir ekonomi merkezi olup, çok miktarda işletme bulunmaktadır. Yapım sürecinde bu iş yerleri nerelerde faaliyetlerini sürdüreceklerdir? Konutu olan hak sahiplerinin kira desteği alacakları bilinmektedir. Ama işyerlerinin kayıplarını nasıl karşılayacakları konusunda bir çalışma yapılmış mıdır? Beklentimiz, Yapım sürecinde Eskişehir deki İnşaat Sektöründe oluşacak finansal hareketlenmenin kente katkı sağlaması amacıyla mutlak surette kentteki proje yapım, yüklenici ve iş gücünün kullanılması, TOKİ anlayışının işi çözümsüz bırakacağının bilinciyle hareket edilmesidir. Sorunların nasıl çözüleceği ve halka nasıl anlatılacağı, mülk sahiplerinin nasıl ikna edileceği çok önemlidir. Kentsel dönüşümden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen tüm kesimlerin mutlu olacağı veya en az zararla atlatacağı bir ortam yaratmanın güç olduğunu biliyoruz. Bu projenin başarıyla uygulanması halinde de şimdiye kadar yapılanlar arasında iyi bir örnek olacağına inanıyoruz.

 

Bu nedenle bir an önce içinde mühendis, mimar, ekonomist, hukukçu ve sosyologların bulunduğu kadrolarla şeffaf bir şekilde halkımıza, Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan bu planlamanın tanıtılması ve anlatılması gerekliliğini savunuyoruz. Yukarıda saydığımız meslek disiplinlerini ve onların örgütlerini de kapsayacak ve ilk raporumuzda da önerdiğimiz şekilde, "KENTSEL DÖNÜŞÜM KURULU" nun oluşturulmasını talep ediyoruz? Saygılarımızla? 07 Mart 2016

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası