Şubemiz Dünya Su Günü dolayısıyla Basın Açıklaması yaptı

Su kaynaklarının azalması insanlık ve doğa için büyük bir tehlikenin işaretidir.

Eklenme Tarihi: 25/03/2015

Su hakkı metalaştırılamaz!

Dünya üzerinde su kaynaklarının azalması insanlık için doğa için büyük bir tehlikeye işaret etmektedir. Bu soruna dikkat çekmek isteyen Birleşmiş Milletler Örgütü, 1993 yılında, su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasını teşvik etmek için 22 Mart gününü Dünya Su Günü olarak ilan etti.

Ancak önlemler yetersiz. Su kaynaklarının azalmasının sonuçlarını gösteren rakamlar ürkütücü olmaya devam ediyor.  6 insandan birinin güvenilir içme suyuna sahip olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. BM`ye göre güvenilir temiz suya talep artışı, önceki yıllara göre hızlanmış durumda. BM, 43 ülkede 700 milyon kişinin su kıtlığı çektiğini, önlem alınmazsa 2025 yılında bu rakamın 3 milyarı geçebileceğini bildirmektedir. Dünyada her sekiz saniyede bir çocuk kirli su içtiği için ölüyor. Salgın hastalıkların % 80`i kirli su kullanıma bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Veriler açlık ve susuzluğa karşı ciddi önlemler alınması ve mücadele edilmesi gerektiğine açıkça işaret ediyor.

Küresel ısınmanın, iklim değişikliklerin etkisi büyük, ancak aynı zamanda, suyun ticari meta olarak görülmesi ve bilinçsiz tüketim de su kaynaklarını hızla azaltmaktadır. Doğa ve emek sömürüsünün sonucu haksız paylaşım,  insanların temel ihtiyacı olan su ve gıdaya erişimi etkiliyor. Ticarileştirilen temiz su, büyük bir çoğunluk için ulaşılmaz hale getiriliyor. Sömürü, adaletsizlik, haksızlık üzerine kurulu sistem, herkese yetebilecek olan kaynakların azınlık elinde bir kar aracına dönüşmesine neden oluyor.  Bu ticarileşmenin sonucu olarak, küresel su siyasetinde suya erişim, insanlık için bir hak olmaktan çıkıp,  bir haksızlığa dönüşmektedir.

Yaşamın önde gelen temellerinden olan suyun varlığında ülkemizin hangi konumda olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ülkemiz, su sorunu yaşayan ülkelerin dışında değil.  Türkiye`de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1500 metreküp civarındadır. Bu miktarla, su varlığına göre sınıflandırmada, ülkemiz su azlığı çeken bir ülke konumundadır.  2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörülüyor. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1000 metreküp civarında olacağı söylenebilir.  Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1000 metreküpün altında olan ülkeler su fakiri ülke konumunda değerlendirilmektedir. Bu rakamlar yaklaşmakta olan tehlikeyi işaret etmektedir. Türkiye`nin su kaynakları üzerine olabilecek baskıları öngörerek gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekiyor.

Bugüne kadar doğru bir su politikası oluşturulmaması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmemesi nedeniyle doğal kaynak olarak ülke yararına kullanılması gereken sularımız, özel sektörün rant alanı haline dönüşmüştür, ticarileştirilmeye açılmıştır

İnsanoğlu susuz yaşayamaz. Hava ve gıda gibi su, sadece insanlığın değil tüm canlıların hayatta kalabilmek için ihtiyaç duyduğu en temel gereksinimlerdendir. Bu en temel gereksinimlere erişimin sağlanamaması yaşamın sonudur.

Vazgeçilmez insan hakkı olan su hakkı metalaştırılmamalıdır.  Suyun bir ticari meta değil, herkesin, her canlının erişebilmesinin gereken bir hayat kaynağı olduğu bir dünyada bu haksızlıklar ve neden olduğu hastalıklar, ölümler son bulabilir. 

İnşaat Mühendisleri Odası olarak, suyun ticarileştirilmesine karşı mücadeleyi hedefleyen bir programın acilen hayata geçirilmesini Dünya Su Gününde bir kez daha hatırlatarak, tüm duyarlı kesimleri, ülkemizdeki su kaynaklarının korunması için mücadele etmeye,  suyun ticarileşmesine karşı durmaya çağırıyoruz.

İnşaat Mühendisleri Odası

Adana Şubesi 20. Dönem Yönetim Kurulu

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası