Yönetim Kurulu üyelerimiz Duygu Argunşah ve Leyla Tan`ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Açıklaması

Kadın cinayetlerinde, her geçen gün daha da vahimleşen bir durumla karşı karşıyayız. 2002 yılından bu yana kadın cinayetleri inanılmaz bir tırmanışta. Son 15 yılda öldürülen kadın sayısı; 5 bin 469. Kamuoyuna yansıyanlarla oluşan bu rakamlar bile ülkemizde her gün bir kadın cinayetinin işlendiğini gösteriyor

Eklenme Tarihi: 08/03/2016

SADECE KINAMAK YETMEZ, SORGULAMALI ve MÜCADELE ETMELİYİZ

Bugün 8 Mart.  159 yıl önce sömürüye karşı direnerek hayatını kaybeden 129 kadın işçinin anısına, tüm dünyada kadınların hak arama mücadelesinin simgeleştiği gün. 

Öncelikle İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak,    insanların cinsiyeti, etnik kökeni ne olursa olsun eşit,  özgür ve barış içinde yaşadığı bir toplum özlemiyle, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyoruz.

Biz isterdik ki 8 Martları, kadına şiddetin ortadan kaldırıldığı, böylesi güzel günlere ulaşılmasını sağlayan mücadelelerin saygıyla anıldığı günler olarak coşkuyla kutlayalım. Ama ne yazıktır ki, her geçen gün daha da vahimleşen bir durumla karşı karşıyayız; 2002 yılından beri kadın cinayetleri inanılmaz bir tırmanışta. Son 15 yılda öldüren kadın sayısı, 5 bin 469. Kamuoyuna yansıyanlarla oluşan bu rakamlar bile, ülkemizde her gün bir kadın cinayetinin işlendiğini gösteriyor.

Öldürülen kadınların katillerini hepimiz tanıyoruz; eş, sevgili, yakın akraba çoğunluğu. Bahaneleri de biliyoruz; tayt giydi diye, yemeği yaktığı için, boşanmak istediği için, yeterince hizmet etmediği için, daha da sıralayabiliriz ama ne denli insanlık dışı olduğunu belirtmek için bu kadarı bile yeterli. Tabii bir de dillerden düşmeyen namus meselesini de ekleyelim.  Tecavüz edileni suçlamaya kadar götüren, hatta mağdurun bile kendini suçlu olarak görmesine neden olan, kadın bedenini erkeklerin kontrolü altında gören bu çağdışı zihniyet kadın cinayetlerini artıran baş faktörlerdendir.

Kadına şiddeti kınamakla yetinemeyiz, şiddet sadece kınamakla yok olmaz, neden var, neden artıyor diye sorgulamalıyız, neden bitmiyor diye sorgulamalıyız ve sorgulamalarımızın beraberinde mücadelemizi sürdürmeliyiz.

Evet, sorgulayalım; ülkemizde yetkililer, her fırsatta kadının kahkahası, konuşması, giyimi, hamileliği, kürtajıyla ilgili ahkam kesiyor. Kadının bireyselliğinin yok sayıldığı, kimi yaşamların yaşam sayılmadığı,  devlet görevlilerinin katledilen kadınların çıplak bedenlerini teşhir ettiği bir ülkede yaşıyoruz. Yasalara gelince bakanlığın adından kadını kaldırıp, kadını aile içinde tanımlayan, kadını yok sayan bir bakanlığın olduğu ülkede yasalar da kadını değil, bireyin yaşam hakkını değil aileyi kutsamak, çocuk doğurmayı teşvik etmek üzere düzenleniyor. Türkiye yasalarının kadını korumadığı,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin son kararıyla da tescillendi. AİHM, Selma Civek`in yaşam hakkını ihlalden Türkiye`nin, 50 bin Avro tazminat ödemesi kararını aldı.

Erkek egemen bir çalışma alanı olarak görünen bir mesleğin mensupları olan biz kadın inşaat mühendisleri;   şantiyelerde, işyerlerinde kadın meslektaşlarımızın sorunlarını aşmasının, karşı karşıya kaldıkları cins ayrımcı yaklaşımın, ücret eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için mücadele ederken mesleğimizde var olan sorunların, ülkemizdeki kadın sorununun bir parçası olduğunun bilincindeyiz.

Bu nedenle diyoruz ki, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran zihniyetin, kadın emeği başta olmak üzere emek sömürüsünün, kadın katili ve tecavüzcü erkekleri koruyan erkek egemen yargının ve bu yargıyı yaratan sistemin karşısındayız. Ülkemizdeki bu karanlık tablonun kalkması için, kadın cinayetlerinin son bulması için yaşamın her alanında kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

 

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası