1 Eylül Dünya Barış Günü Açıklaması

Bu yıl yine 1 Eylül Dünya Barış Günü?nü, savaşların katliamların, bombalamaların hüküm sürdürdüğü bir dünyada karşılıyoruz. Tarihte savaşların acımasızlığına, vahşetine defalarca tanıklık etmiş olan insanlık, bu vahşetin aynı zamanda yaratıcısı olarak yoluna devam ediyor.

Eklenme Tarihi: 06/09/2016

Bu yıl yine 1 Eylül Dünya Barış Günü`nü, savaşların katliamların, bombalamaların hüküm sürdürdüğü bir dünyada karşılıyoruz. Tarihte savaşların acımasızlığına, vahşetine defalarca tanıklık etmiş olan insanlık, bu vahşetin aynı zamanda yaratıcısı olarak yoluna devam ediyor.

Hitler faşizminin, 1 Eylül 1939 günü Polonya`yı işgal etmesiyle İkinci Dünya Savaşı başladı. İnsanlık tarihinin bu en kanlı, en vahşi, en kirli savaşının başladığı 1 Eylül günü, barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. O günlerden bu yana değişen sadece savaşların biçimi, kullanılan araçların gelişmişliği, siyasetin gittikçe çirkinleşen yeni oyunları.

Savaştan çıkar sağlayan güçlerin isteği ve yönlendirmesiyle, başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde çatışmalar, katliamlar ve savaş devam ettiriliyor. Hala kadınlar, çocuklar, gençler ölüyor, sakat kalıyor, salgın hastalıklar, evsizler, sığınmacılar çoğalıyor. Milyonlarca savaş mağduru, eğer sağ kalabilirlerse çok kötü koşullar altında açlık, yoksulluk, yoksunluk dolu bir yaşama itiliyor.

Ülkemizdeki karanlık tablo da vahametini koruyor. Gün geçmiyor ki yeni katliamlarla karşılaşmayalım. Ölümsüz,  çatışmasız, acısız tek bir gün bile yaşanmaz oldu neredeyse bu ülkede. Sadece bir yıl içinde ülkemizde yaşananlara dönüp bakalım; yüzlerce can alan onlarca saldırı, devlete sızan değil bizzat yerleşen bir örgütün darbe girişimi ve Suriye`de savaşa girmek...

Angajman kuralları çerçevesinde denilerek başka bir ülkenin sınırları ihlal edilip Suriye`ye giriliyor. Cerablus`ta İŞİD tehdidi ortadan kaldırılmaya çalışılırken yine cihatçı - şeriatçı bir grup olan Özgür Suriye Ordusu ile ittifakta beis görülmüyor.  Artık yeter diyoruz. Ülkemizin savaş atmosferine sokulmasını istemiyoruz. Ülkemizde kan akmasın istiyoruz.

Türkiye daha fazla Suriye`ye müdahale edip iç işlerine karışmamalıdır. Tüm Ortadoğu`da olduğu gibi Suriye`de de emperyalist güçlerin oynadığı oyunlara ortak olmamalıdır. Türkiye içindeki IŞİD hücrelerinin ve bütün şeriatçı güçlerin kökünü kurutmaya yönelik politikalar yaşama geçirilmelidir.

Biz ne darbe, ne dikta diyoruz. OHAL değil demokrasi istiyoruz; ülkede ve bölgede barış diyoruz. Patlayan bombalar ve katliamlar bu ülkenin kaderi değildir. Bizim kirli oyunlara kurban edilecek bir tek canımız bile yok.

Ülkemizdeki, bölgemizdeki tüm bu gelişmeler, barış için her zamankinden daha fazla, daha kararlı mücadele etmemiz gerektiği göstermektedir. Savaşa karşı çıkmak, barış için mücadele etmek,  yaşamsal bir öneme sahip. Bu katliamlara, bu kanlı oyunlara bugün sessiz kalırsak, açıktır ki vahşet boyutlarını arttırarak hükmünü sürdürmeye devam edecektir. Oynanan oyunlar bitmeyecek, katliamlar sona ermeyecektir.

İnanç, köken, mezhep farkı gözetmeden tüm halkların,  tüm insanlığın eşit, özgür, insanca, barış içinde yaşadığı bir ülke, bir dünya bizim özlemimiz.  Ve bu özleme ulaşmak için, demokrasi ve barış için mücadelemizi; tüm demokrasi ve emek güçleriyle birlikte, gücümüzü birleştirerek, ısrarla, azimle,  kararlılıkla sürdürmeliyiz.

H. Çağdaş Kaya

İMO Adana Şube Başkanı

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası