2017 yılında 409 kadın cinayeti işlendi, 332 kadına cinsel şiddet uygulandı, 387 çocuk istismara uğradı, 20 çocuk öldürüldü. Öldürülen 20 çocuğun 10?u babası tarafından öldürüldü.

Eklenme Tarihi: 07/03/2018

 

8 Mart 1857 tarihinde tekstil işçilerinin hak mücadelesinde yaşamını yitiren çoğunluğu kadın 129 kişinin mücadelesinin anısına; 1910 tarihinde, 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak belirlendi. Ancak bütün dünyada kadınların bedenlerine, kararlarına ve hayatlarına yönelik müdahaleler ve şiddet durmaksızın devam ediyor.

Ülkemizdeki şiddet rakamları da bu sonucu işaret ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu`nun verilerine göre, 2017 yılında 409 kadın cinayeti işlendi, 332 kadına cinsel şiddet uygulandı.

2017 yılında 387 çocuk istismara uğradı, 20 çocuk öldürüldü. Öldürülen 20 çocuğun 10`u babası tarafından öldürüldü.  Çocuklar bulundukları her alanda kaldıkları yurtlarda, okullarında öğretmenleri, okul çalışanları tarafından ve evlerinde istismar edildiler.

8 MART HER ZAMANKİNDEN DAHA ÖNEMLİ

Ülkemizde kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, son bir yılda inanılmaz yoğunlukta olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, 108 yıldır kadın mücadelesinin simge günü olarak kutlanmakta olan 8 Mart, her zamankinden daha da önemli. 8 Martları, kadına karşı şiddetle mücadelenin, kadınların hak kayıplarına karşı çıkmanın, kadın özgürlüğünü yükseltmenin günü olarak etkin bir şekilde yaşatabilmeliyiz ki, toplumsal duyarlılıkları artıralım, gerekli önlemlerin ve yasal düzenlemelerin alınmasını sağlayabilelim.

ÇOCUK İSTİSMARI ZİNA İLE BİRLİKTE ELE ALINAMAZ

Önlemlerin kamuoyu yatıştırmak için değil, sonuç alıcı olmasını istiyoruz. Diyanetin medeni hukuk çerçevesinde görev almasını, yine çocuk istismarı gibi hayati önemde bir konunun zina ile birlikte ele alınmasını, çocuk istismarı düzenlemesine 12 yaş üstü çocukların dahil edilmemesini kabul edilemez buluyoruz. Adalet Bakanı`nın açıklamasına göre çocuklar dahil cinsel istismardan hükümlü ve tutuklu sayısı 16 bin.  Temyizden geçmeyi bekleyen dosya sayısı 19 bin 954. Düzenleme ile bu sanıklara tahliye kapısı açılmamalıdır.

2017 yılında, çocuklara yönelik cinsel taciz ve istismar vakalarının ağırlıklı olarak eğitim kurumlarında yaşanması son derece endişe vericidir. Ülkemizdeki eğitim sistemi, kız ve erkek çocukların eşit görüldüğü, ayrımcılığa uğramadığı, bilimsel verilere dayalı çağdaş müfredatın uygulandığı bir sistem olmalıdır.    

CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ UÇURUMU BÜYÜYOR

Dünya ülkeleri içindeki yerimiz açısından da, Türkiye`de cinsiyet eşitsizliği uçurumunun daha da büyüdüğünü görüyoruz. Dünya Ekonomik Forumu`nun 2017 raporuna göre, Türkiye, cinsiyet eşitsizliği uçurumunda 140 ülke arasında 2016 yılında 130`uncu sıradayken, 2017 yılında 131`inci sıraya geriledi. Yine rapora göre, Türkiye`de kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması için 100 yıl, erkeklerle eşit ücrete sahip olması için 217 yıl beklemesi gerekiyor.

SONUÇ ALICI ÖNLEMLER İSTİYORUZ

Kadınlar toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Kadınlar hayatın her alanında özgürce, korkusuzca yer alabilmelidir. Unutulmamalıdır ki kadını toplumsal yaşamdan uzaklaştıran, kocaya, babaya bağımlı kılan, kadına yönelik şiddeti kader olarak dayatan, kadını aile içine hapseden, namusun odağı haline getiren yaşam biçiminin reddedilmediği bir ülkede, hiç kimse özgür, adil, eşit bir yaşama sahip olamaz.

Ülkemiz ve geleceğimiz için, kadınlarımız ve çocuklarımız için ciddi, kapsamlı ve sonuç alıcı önlemler acilen hayata geçirilmelidir.