DEPREME DUYARLILIK YÜRÜYÜŞÜ İZMİT'TE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Yürütücülüğünü İnşaat Mühendisleri Odası'nın yaptığı ''TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü'nün'' dördüncüsü Gölcük ve Yalova'dan sonra, 16-17 Ağustos 2011 tarihlerinde İzmit'te yapıldı.
Eklenme Tarihi: 28/10/2011
Yürütücülüğünü İnşaat Mühendisleri Odası`nın yaptığı "TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü"nün dördüncüsü Gölcük ve Yalova`dan sonra, 16-17 Ağustos 2011 tarihlerinde İzmit`te yapıldı.
Marmara depreminin 12. yılında düzenlenen yürüyüşün hazırlıkları anmanın üç gün öncesinde başladı. Türkiye`nin çeşitli üniversitelerinden gelen genç-İMO üyeleri eylemin duyurusunu yapmak ve bilgilendirmek için kent merkezinde stant açtılar. Körfez, Derince, Arızlı gibi çeşitli bölgelerde bildiri dağıtımı yapıldı. İnşaat Mühendisleri Odası temsilcileri İzmit` teki siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve Arızlılı depremzedelerle yaptıkları görüşmelerde eylem ve etkinlik programını anlattılar, katılım çağrısında bulundular.
Yürüyüşün ilk bölümü üçün 16 Ağustos 2011 Salı günü saat 21.30`da Merkez Bankası önünde toplanmaya başlayan ve çoğunluğunu mühendis, mimar ve şehir plancılarının oluşturduğu kitle alkış ve sloganlar eşliğinde Demokrasi Parkı`na yürüyüşe başladı. "Depreme inat yaşasın hayat", "Durma haykır ölümlere hayır", "Hükümet Uyuma Depremi Unutma" sloganları atıldı ve "Can kayıplarının nedeni doğanın öfkesi değil, devletin acizliğidir", "Depreme suskun kalmak yıkıma ortak olmaktır", "Depremlerden korkmak değil korunmak gerek", "Depremi unutma unutturma", "Herkese güvenli barınma hakkı", "Deprem önlemleri için bütçeden pay ayrılsın", "Önce insan, önce yaşam hakkı", "Arızlı Halkı Yalnız Değildir", "Mühendisiz Mimarız Depremzedenin Yanındayız" dövizleri taşındı.
Demokrasi Parkı`nda ilk konuşmayı TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı yaptı. Soğancı, 12 yıl önce bu topraklardan yüreğimize inanılmaz bir kor düştüğünü ve normal bir doğa olayı olan depremin ülkemizdeki sistem hatalarından dolayı afete dönüştüğünü belirtti. Soğancı adı deprem olan ancak bu coğrafyada "afet" olarak yaşanan bu doğa olayı için mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak inatla, ısrarla bu coğrafyada toplanacaklarını ve çığlıklarını duyuracaklarını vurguladı.
Dokuz yıldır ülkeyi yöneten ancak imar yasalarını, kentleşme yasalarını, yapı denetim yasalarını bir türlü insan odaklı hale getiremeyen siyasi iktidarın bugün bu alandan yükselen sesleri duyacağını söyleyen Soğancı "Türkiye deprem kuşağında olan bir ülke, coğrafyanın yüzde 95`i deprem riski altında, nüfusun yüzde 98`i depremle yaşamaktadır. Bunlar biliniyor, ama biz bir şeyi daha biliyoruz: gerekli mühendislik, mimarlık hizmetleri ve yasal düzenlemelerle deprem zararları engellenebilir. Japonya`da 9,0`lık deprem sadece cam salladı. El âlemin ülkesinde başardıklarına bu ülkenin halkı layık değil midir? Soruyorum size" diye konuştu.
Depremin üzerinden 12 yıl geçtiğini ama hala gerekli yasal düzenlemelerin yapılamadığını belirten Soğancı, "Siyasi iktidarları hep uyardık. Uyarmaya devam edeceğiz: Doğa olaylarının afete dönmesini istemiyorsanız; yüzünüzü insanımıza dönün. Bilimin ve tekniğin gereğini yapın. Odalarımızın ve Birliğimizin sesine kulak verin" dedi. Meslektaşlarına da seslenen Mehmet Soğancı, "Buraya gelen bütün arkadaşlarımız biliyor, burada anmalara katıldıktan sonra tekrar memleketin her bir yanına dağılınca, kendimizi yetiştirme, eğitme, uzmanlaştırma konusunda elimizden geleni yapacağız. Bizim halkımıza olan boynumuzun borcu budur. Depremi unutmadık sözü bunun için çok önemlidir" diye konuştu.
Soğancı`nın ardından sözü alan genç-İMO Konsey Üyesi Engin Sakin ise yaptığı konuşmada, mühendislik fakültelerinde depremin bir felaket olmadığını öğrendiklerini belirterek, "mühendislik bilimini halkın yararına kullanacağız" dedi.
Depremin 12. yılında barınma sorunları çözülmediği gibi yaşadıkları konutlar da ellerinden alınmak istenen Arızlı depremzedeleri adına Recep Uğur konuşma yaptı. Bürokrat ve siyasi iradenin deniz manzaralı siteye göz koyduğunu ve 10 yıldır yapılmayan zulüm kalmadığını belirten Uğur, Bürokratlarına bu hibeyi peşkeş çektiremeyen yeni dünya düzeninin tetikçilerinin intikam almak için TOKİ ile yuvalarından sürgün edilmek istediklerini söyledi. ?Arızlı Kız Öğrenci Yurdu` yapılacağı iddialarına yanıt veren Uğur, "İzmit`te kız öğrenci yurduna ihtiyaç varsa dünyanın sayılı ekonomileri arasına giren devletimiz başka bir yerde bu ihtiyacı gideremez mi?" diye sordu.
"Amaç belli, ?bürokratlara yar olmadı, depremzedeye de yar olmasın` mantığı" diyen Uğur, kendilerinin bu yolla terbiye edilmek istendiğini belirtti. Hükümetin ?ileri demokrasi` söylemini de eleştiren Recep Uğur, "Ortadoğu`nun kanlı diktatörlerine ?halkın taleplerini ciddiye alın` diyerek demokrasi dersi veren Başbakan, Arızlı`da dökülen kanlardan, insan hakları ihlalinden haberi yok mu? Depremin 12. yıldönümünde siyasi iradeye sesleniyoruz. Verdiğiniz sözleri tutun. Daha fazla üzerimize gelmeyin" dedi.
Son olarak konuşan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp bizleri yönetenlerin yıllarca toplumsal hafızamızı körelttiklerini ve kendilerinden hesap sorulmasını engellediklerini kaydetti. Önemli olanın depreme karşı gerekli önlemler alıp, riski en alt düzeye indirmek olduğunu söyleyen Harp, deprem riski karşısında büyük çaplı yıkımların ve ölümlerin yaşanması muhtemel bölgelerin üzerinde iktidar tarafından kentsel dönüşüm projelerinin oluşturulduğunu ve kamu yararı adı altında özel şirketlerin kasalarının doldurulduğunu belirtti.
Yapı denetim sisteminde son on yılda yapılan değişiklikleri hatırlatan, depremin can ve mal kaybına yol açmaması için sağlıklı bir yapı denetim sisteminin uygulamaya konulması gerektiğini kaydeden Harp "Doğal afet riskinin en alt düzeyde olduğu Avrupa ülkelerinde bile yapı denetim konusunda gerekli düzenlemeler yapılmışken, büyük depremler yaşayan ve bekleyen ülkemizde yapı güvenliği iktidar nezdinde gerekli ilgiyi görememektedir. Gerekli değişiklilerin ve düzenlemelerin yapılması için siyasi irade kullanılması zorunluluktur. Eğer bu irade kullanılmaz kentleşmeye ve yapılaşmaya dair yasal düzenlemeler yapılmaz ve yapı denetim sistemi revize edilmezse ileride yaşayacağımız yıkımın şimdiye kadar yaşananlara göre kat kat fazla olacağı bilinmelidir" diye konuştu.
Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı Taslağı`nı değerlendiren Serdar Harp, depreme yönelik bir strateji ve eylem planının olmasını önemsediklerini ancak taslakta bazı eksikler olduğuna dikkat çekti. Harp, "eğer planın kâğıt üzerinde kalması istenmiyorsa eksikliklerin önerilerimiz çerçevesinde giderilmesi gerekmektedir" dedi. Harp ayrıca KHK`ler yoluyla TMMOB`ye ve Odalara yapılan sistemli saldırılara dikkat çekti.
Anmanın ikinci bölümü katılımcıların Demokrasi Parkı`nda 02.15`da toplanması ile başladı. Arızlı halkının da katılması ile meşaleler, sloganlar ve dövizler eşliğinden Anıtpark`a yürüyüşe geçildi. Yürüyüş depremin yaşandığı saat olan 03.02`de Anıtpark`ta depremde yaşamını yitirenler adına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla sona erdi.