ULAŞIMDA YAPILAN “MİNİ ZAMLAR” BİR ARAYA GELİNCE “KOCAMAN ZAMLAR” OLUYOR
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Başkanı Nevzat Ersan, Ankara`da yapılan ulaşım zamlarıyla ilgili 18 Ağustos 2011 tarihinde basın açıklaması yaptı.
Eklenme Tarihi: 28/12/2020
Halkın temel kullanım alanlarından biri olan ulaşımda Türkiye İstatistik Kurumu`nun ilan ettiği enflasyon rakamlarının kat be kat üstüne çıkıldığı çok açıktır. İçinde bulunduğumuz takvim yılının 9. ayını bile doldurmadan toplu taşımaya yapılan zam oranının tam tarifede %17, indirimli tarifede ise %18 düzeyine ulaşması bunun en önemli göstergesi olmuştur.
Toplu taşıma konusunda Türkiye`nin en pahalı illerinden birisi olan Ankara`da toplu taşıma ücretlerine yılın ikinci zammı yapıldı. İlk zam kararını 30 Aralık 2010 tarihinde alan Büyükşehir Belediyesi ikinci zammını aradan çok zaman geçmeden "mini bir zam" olarak kamuoyuna duyurdu.
12 Ağustos 2011 tarihinde UKOME (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) tarafından yapılan açıklamada; 1 Eylül`den itibaren ulaşıma yüzde 5 zam yapılacağı duyuruldu. Alınan karara göre, EGO otobüsleri, Metro ve Ankaray`da 1.65 lira olan tek binişli kartlar 1.75 lira,1.25 lira olan tek binişli indirimli öğrenci kartları ise 1.30 lira olacak. Ukome`den yapılan açıklamada karara sebep olarak; personel giderleri, akaryakıt fiyatları, enflasyon oranlarına bağlı olarak malzeme ve yedek parça girdi maliyetindeki artışlar göz önüne alındığı ifade edildi. Halkın temel kullanım alanlarından biri olan ulaşımda Türkiye İstatistik Kurumu`nun ilan ettiği enflasyon rakamlarının kat be kat üstüne çıkıldığı çok açıktır. İçinde bulunduğumuz takvim yılının 9. ayını bile doldurmadan toplu taşımaya yapılan zam oranının tam tarifede %17, indirimli tarifede ise %18 düzeyine ulaşması bunun en önemli göstergesi olmuştur.
Bir yıl içine yapılan bu iki zam oranı toplandığında Büyükşehir Belediyesi`nin nitelemesiyle "mini zamlar" sonuçta "kocaman zamlar" olmuştur. Yani yine ulaşımla ilgili gerçekleştirilemeyen bütün sorunlar Ankaralının cebinden çözülmek istenmektedir. Memur kenti olan Ankara`da, hükümet memurlara 4+4 zam yaparken ulaşıma ise 9 ayda %17 zam yapılmaktadır. Bu hesabın neye göre yapıldığını ve mantığının hangi zihniyetin ürünü olduğunu merak ediyoruz.
Taşıt odaklı değil insan odaklı ulaşım
Ulaşımda karayollarının ve otomobillerin egemenliği artarken toplu taşıma seçenekleri konusunda sadece lafta kalan uygulamaları harekete geçiren Büyükşehir Belediye Yönetimi, toplu ulaşımla ilgili sorunları ulaşıma zam yaparak çözmek istemektedir. Bugün toplu ulaşımda sorunların olduğu açık ve hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir. Gerek otomobillere yönelik düzenlemelerin toplu ulaşıma tercih edilmesi gerekse de zam örneklerinde olduğu gibi "sosyal belediyecilik" anlayışının yerine "tüccar belediyecilik" anlayışının geçmesi belediye yönetiminin bu konudaki tutumunu açıkça ortaya koymaktadır.
Belediyelerin kamu hizmeti olarak sunma yükümlülüğü bulunan ulaşım hizmeti kamu yararı esasında herkes için eşit ve ulaşılabilir düzeyde gerçekleştirmesi gerekir. Dolayısıyla ulaşım vatandaşlar için bir haktır.
Ulaşım Kâr-Zarar Odaklı Değerlendirilemez...
Büyükşehir belediyesi, bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi "toplu taşıma kamu hizmetinin sürekliliğinin sağlanması" gerekçesiyle ulaşıma zam yapmayı çözüm olarak ortaya koymuş doğalgaz, akaryakıt gibi girdilere zam yapılmasını bahane olarak göstererek belediyenin yapması gereken kamu hizmetini vatandaşın cebinden ödemek istemektedir. Ulaşımı kamu hizmeti kapsamından çıkararak belediyenin kâr-zararına sebep olan bir unsur olarak değerlendirmektedir. Ulaşımın kâr-zarar odaklı değerlendirilmesi ise vatandaşlarının bir bölümünün maddi kaynakları itibariyle herkese ait olan bu alandan yararlanamaması anlamına gelmektedir.
Büyükşehir belediye yönetimi, vatandaşlar için temel bir hak olan ulaşım hakkını hak olmaktan çıkararak vatandaşı hizmetten yararlanan değil hizmeti satın alan haline getirmektedir. Bugün Ankaralılar yurttaş değil müşteri konumuna sokulmak istenmektedir.
Ulaşım kar-zarar odaklı düşünülmemesi gereken her vatandaşın eşit ve ulaşabilir şekilde yararlanması gereken bir kamu hizmeti olduğu unutulmamalıdır.
Özel halk otobüsleri kazanıyor, EGO zarar ediyor, zamlarla Belediye kurtarılıyor
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Gökçek, Ocak ayında yapılan zamlardan sonra ``Ayda 10 milyon lira zarar ediyoruz. Bunun tabii ki hepsini kapatmayacak bu zam ama en azından bir kısmını kapatabilir" diyor. Ankara`da toplu taşıma hizmetlerinin zarar etmesi inanılması güç bir durum. Eğer ki her şeye rağmen zarar ettiği gerçekse de, burada Sayın Gökçek yine hatayı kendinde aramalı. Birçok güzergâhta EGO otobüslerinin sayısı azaltılırken, özel halk otobüslerinin sayısı artmaktadır.
Bugün Ankara`da yaşayan vatandaşlar, toplu taşıma hizmetlerinden pahalıya yararlandığı kadar konforlu ve güvenli bir biçimde de yararlanamıyor. Toplu taşıma bir kamu hizmetidir ve bu hizmetten herkesin eşit, güvenilir, konforlu ve en ucuz şekilde yararlanılması esas alınmalıdır.
Ulaşımda zamlar geri çekilmeli toplu ulaşım seçenekleri geliştirilmelidir
Ulaşımda karayollarının ve otomobil taşımasının getirdiği olumsuzluklar dikkate alınmalıdır. Otomobillere yönelik ulaşım seçeneklerinin geliştirilmesi ve metro gibi toplu ulaşım seçeneklerinin geliştirilmemesi kenti yaşanılır olmakta uzaklaştırmasının yanında, kentin trafik sorunlarını da arttırmaktadır.
Ankara`da toplu taşıma hizmetlerindeki sorunların çözümü ulaşım ücretlerine zam yapmak değildir. Çözüm aynı anda daha çok insanı, daha hızlı, daha güvenli, daha konforlu taşıma imkanı yaratan metro gibi toplu taşıma alternatiflerinin geliştirilmesidir. Bu konuda Ankara`da yarım bırakılan metro hatlarının bitirilmesi öncelik olmalı ve yeni hatlar gündeme getirilmelidir. Aksi takdirde, daha önceki zamlarda da söylediğimiz gibi, bu zamlar sürekli olarak yeni zamlar şeklinde karşımıza çıkmaya devam edecektir.
Nevzat ERSAN
İMO Ankara Şube
Yönetim Kurulu Başkanı