KAMU İHALE KURUMU`NA GECE OPERASYONU

İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan, Kamu İhale Kurumu`nun özerkliğini yok ederek, kurumu Maliye Bakanlığı`na bağlayan operasyonla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama metni için tıklayınız.

Eklenme Tarihi: 25/04/2016

 

İhalesiz İhale Dönemi Başlamıştır

İktidara geldiği günden bu yana, pek çok uygulaması kamuoyunda infial yaratan AKP hükümeti, yasal alanda gerçekleştirdiği pek çok düzenleme ve değişiklikler ile de "niyetini" belli etmiştir. Kamu ihale alanı ve bu alanda hükümetin müdahaleleriyle yapılan sistemli değişiklikler, bu niyetin en somut örnekleri olarak karşımızda durmaktadır.

Açıkça görülmektedir ki; iktidara geldiği günden bu yana AKP`nin üzerinde en çok durduğu konuların başında kamu ihaleleri gelmektedir. Hatta AKP, hiçbir kanun üzerinde bu kadar durmamıştır.

Kamu ihaleleri eliyle yaratılan kazanç ve ihale sistemindeki yasal düzenlemelerle oluşturulan denetim mekanizması, hükümet için oldukça önemli bir güç oluşturmakta ve hükümet bu gücü kendine yakın çevreler lehine kullanmaktan çekinmemektedir.

Oysa Kamu İhale Kurumu, tam da böylesi uygulamaları önlemek ve kamu ihalelerinde şeffaflığı sağlamak amacıyla 2001 yılında AB`nin isteğiyle, özerk bir yapıda kurulmuş ve buna bağlı olarak 4734 sayılı ihale yasası hazırlanmıştır.

İktidarda olduğu yıllar boyunca, kamu ihale kanununu 18 kez değiştiren AKP, tüm bu değişikliklerle kamu ihale kanununun ve kurumunun içeriğini boşaltmaya, alanını daraltmaya ve denetim-şeffaflık konularında işlevsiz bir hale getirmeye çabalamıştır.

Bugüne kadar yapılan 18 değişikliğin hangi maddelerde yapıldığı ve yerine hangi düzenlemelerin geçirildiği incelenirse, AKP`nin sistemli operasyonu açıkça görülecektir:

Bu değişiklikler ve Kamu İhale Kurumu`nun etki alanını daraltma çabaları; ihalelerin hükümete yakın şirketlere dağıtılması ve böylece iktidarın kendi zenginini yaratması sürecinde "köşetaşı" görevi görmektedir.

Dolayısıyla kamuoyu nezdinde; kamu ihaleleri sisteminin ve kamu ihale kurumundaki denetleme, inceleme talep edebilme ve soruşturma yürütebilme yetkilerinin "hükümetin ayağına dolandığı", bu nedenle sistemin sürekli tırpanlandığı yargısının oluşması da yersiz değildir. 

Şimdiyse bu kuşkuları ispatlayan yeni bir skandala daha imza atılmıştır. Özerk bir kurum olarak oluşturulan Kamu İhale Kurumu, hükümetin Meclis`te yaptığı bir geceyarısı operasyonuyla Maliye Bakanlığı`na bağlanmıştır.

Yangından mal kaçırır gibi, gözlerden uzak bir saatte Meclis`te oylanan torba yasaya eklenen küçük bir maddeyle; kamu ihale kurumunun tüm yetkileri Maliye Bakanlığı`na bağlanarak bakanlığın onayına tabi kılınmıştır.

Böylece, Kamu İhale Kurumu`nun bugüne kadar bağımsız olarak hazırladığı "kamu ihale mevzuatı" için Maliye Bakanlığı`nın onayının alınması zorunlu hale getirilmiş; ayrıca "kamu alımlarına ilişkin temel politikaları oluşturmak" görevi de Maliye Bakanlığı`na verilmiştir.

Bunun anlamı açıktır; yolsuzluk ve keyfilik kamu ihale sisteminin temel belirleyicisi olacaktır. AKP, kamu kaynaklarının belli çevrelere akıtılmasının önündeki tüm engelleri kendi eliyle kaldırmış, hükümeti rahatsız eden Kamu İhale Kurumu uygulamalarının da önünü kesmiştir. 

Böylece, kamu ihale mevzuatını hükümetin keyfine ve ihtiyaçlarına göre şekillendirecek imkan yaratılmıştır.

Maliye Bakanlığı, hükümeti rahatsız eden soruşturmalar için izin vermeme hakkına sahip olmuş ve böylece kamu ihalelerinde partizanlık, kayırmacılık, yandaşlara peşkeş dönemi hükümet eliyle resmen güvence altına alınmıştır.

Bütün bu uygulamaları ve yol açacağı vahim sonuçları, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak biz uzun süredir ifade etmekteyiz. Kamu ihale yasasındaki değişiklikler gündeme geldiğinde de ilgilileri uyarmış ve kamu kaynaklarının suistimaline izin verilmemesi gerektiğini ısrarla vurgulamıştık.

Kamu ihale sisteminin ve kurumunun giderek siyasallaştırıldığını belirterek; bu durumun hem kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesine yol açacağını, hem de kamu yapılarının güvenilirliği ve niteliğinin ciddi tehlikelere açık hale getirileceğini söylemiştik. Nitekim, tarih bir kez daha bizi doğruluyor.

Yaşanan son gelişmeler, kaygılarımızı ne yazık ki fazlasıyla doğrulamıştır.

Son düzenlemeyle; kamu kaynakları sınırsız ve denetimsiz bir yolsuzluk potansiyeli ile karşı karşıya bırakılırken, üretilen yapıların üretim süreçlerinin ve niteliklerinin denetlenmesi de iktidarın insafına bırakılarak korkutucu bir durum yaratılmıştır.

Gözden kaçırılmaması gereken son nokta da; kamu alımlarına ilişkin temel politikaların artık Maliye Bakanlığı eliyle oluşturulacağıdır.

Böylece hangi kurumda, hangi koşullarla, hangi alanlarda alım yapılacağı ve bu alımların hangi ihtiyaçlar ve ilkeler çerçevesinde belirleneceği tamamen Bakanlığın (dolayısıyla Hükümetin) tercihine ve takdirine bırakılmıştır. Bu alanlarda denetim, paylaşım ve şeffaflık sağlanamadığı için de suistimale fazlasıyla açık bir durum yaratılmaktadır.

Buradan Hükümete ve tüm ilgililere sesleniyoruz: Kamu kaynaklarının yandaş çevrelere peşkeş çekilmesinin önü bir an önce kapanmalıdır. Kamunun kaynakları topluma aittir ve bu kaynakları yönetenler hiçbir kesimin finansörlüğüne soyunmamalıdırlar.

Söz konusu düzenlemenin ardından; kamu yararına kullanılmayan her kaynağın, yaşanılacak olası yolsuzlukların ve toplumsal kaygıları hiçe sayan aymazca uygulamaların sorumlusu da, elbette yetki sahibi olanların ta kendisi olacaktır.

 

İnşaat Mühendisleri Odası

 Ankara Şube Başkanı

Nevzat ERSAN

 

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası