GÖKÇEK`İN ÇABASI: ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK
Akay Kavşağı krizinde Melih Gökçek`in `çözüm` talebine ilişkin İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan bir açıklama yayınladı. İMO Ankara Şubesi`nin çözüm önerileri ve açıklamanın tam metni için tıklayınız.
Eklenme Tarihi: 25/04/2016
Ankara`da Melih Gökçek ve ekibi tarafından uzun bir süreden beri sergilenen aymaz yöneticilik tarzı ve icraatları hayret ve sabır sınırlarını çoktan aşmıştır. Kente, kentlilere ve kent yaşamına savaş açan bu yöneticilik tarzı, 15 yıldır kenti bir yap-boz alanına çevirmekle kalmamış, şaka gibi uygulamalarıyla da kentlilerle adeta dalga geçen boyutlara ulaşmıştır. Kişisel hırs ve çıkarla örülmüş bu umursamaz belediyeciliğin yeni bir örneği son günlerde yine karşımıza çıkarılmıştır.
Neredeyse her adımı kentte kriz yaratan Belediye Başkanı, kentin gündemine bu kez de Akay Kavşağı tartışmasını sokmuş ve eliyle yarattığı çözümsüzlük ortamını kente ve kentlilere dayatmaktan çekinmemiştir.
Peki Ne Olmuştur Akay Kavşağında?
Çankaya Belediyesi`nin açtığı dava sonucu mahkeme, Akay kavşağının imara aykırı olduğuna karar vermiştir.
Akay kavşağı, daha önce Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından açılan davaya rağmen tamamlanıp ulaşıma açılmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek, o dönemde meslek odalarının açmış olduğu davalarla ilgili olarak, meşhur Gökçek gülüşü ile "mahkeme sonuçlanmadan biz kavşakları bitiriyoruz" demeçlerini vermekten çekinmemiştir.
Ancak benzeri dava Çankaya Belediyesi tarafından açılınca, mahkeme kararlarına uymak aklına gelmiştir. Gökçek böylece, kentte yaratılacak krizin sorumluluğunu ve 15 yıllık belediyeciliğinin en büyük yatırımlarından olan katlı kavşakların yarattığı çözümsüzlükleri adalete ve Çankaya Belediyesi`ne yüklemek istemiştir.
Oy kaygısı, koltuk sevdası ve "kendinden olmayanı yok etme hırsı" Melih Gökçek`in gözünü karartmıştır. Öyle ki, mahkeme Akay kavşağının hukuksuz şekilde yapıldığına karar verdiğinde, Gökçek hukuksuz iş yaptığı için özür dilemek yerine, Çankaya Belediyesi`ni suçlu gibi gösterip Ankara halkına teşhir etmeye çalışmıştır.
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak, katlı kavşak projelerine karşı durmamızın iki ana nedeni bulunmaktadır.
İlk olarak, trafiğin amacı insan taşımaktır. Bu nedenle kalkınmış ülkeler ulaşımda metro sistemleri, toplu ulaşım ağları gibi yöntemleri tercih ederler. Kavşaklar ise insan değil araç taşıma önceliği olan, bireysel ulaşımı özendiren ve şehirlerdeki araç sayısını arttıran; bu nedenle de geçici olan çözümlerdir ve hatalıdırlar.
İkinci olarak dış borcu 400 milyar doların üstünde olan, petrol ve otomotiv sektörlerinde dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye`nin katlı kavşaklarla, petrol ve otomotiv bağımlılığı artmakta, bir nevi zorunlu sömürge yapılmaktadır.
Ayrıca, Ankara gibi hızlı büyüyen bir kentin ulaşım sorunu, çözülemeyecek boyutlara taşınmaktadır. Mevcut ulaşım politikasızlığının bir sonucu olarak Ankara şimdiden yoğun araç trafiğini kaldıramaz seviyeye ulaşmıştır.
Belediye Başkanı ise, görevinin gereği olan bu tarz değerlendirmeleri yapmak ve belli bir öngörüye sahip olmak yerine; bulduğu her ortamda hamasi söylemler atmayı, katlı kavşakların üzerinde Ankaralıların parasıyla şatafatlı gösteriler düzenlemeyi belediyecilik sanmaktadır.
Geldiğimiz durumda yaşananlar ise; mahkeme kararlarına rağmen Akay Kavşağı`nın inşaatına devam ederek bitiren, söz konusu mahkeme tamamlandıktan sonra da Ankara halkını kavşağı kapatmakta tehdit eden bir yönetim anlayışının kendi başarısızlıklarını örtbas etme, hatalarını başkalarının üzerine atma çabasıdır.
Ankara için çözüm imkansız ve ulaşılamaz değildir.
Akay Kavşağı, Gökçek`in Ankaralıları ve Ankara ulaşım yapısını mahkum ettiği plansız ve günlük uygulamaların bir örneğidir.
Açıktır ki Gökçek, Ankara trafiğinin planlı ve uzun vadeli olarak tasarlanan temel yapısını bozmuştur.
Gökçek, Ankara`nın insan odaklı ulaşım ve trafik yapısını; araç ve karayolu öncelikli olarak kökten değiştirmiştir. Katlı kavşaklardan sonra kentte artan trafik kazaları ile ölüm oranları bu durumun en somut ve acı örnekleri olarak hala hafızalarımızdadır.
Kent planlamasında yapılan icraatlar ne oranda "günü kurtarmak ve göz boyamak" amacıyla yapılırsa, çözüm de aynı oranda zorlaşacaktır. Günlük kaygılar ve günü kurtarma amaçlı uygulamaların çözümü maalesef günübirlik öneriler ve müdahalelerle sağlanamaz.
Bu nedenle, Akay kavşağı hakkında yalnızca "kapatılsın" ya da "kapatılmasın" demek, sloganvari medyatik bir tartışmadan öte gidemeyeceği gibi, tek başına ne bilimsel ne de gerçekçi bir çözüm de sunmayacaktır.
Sorunu gerçekten çözmek için; kentlileri tehdit etmek ve siyasi rakipleri karalamak yerine kapsamlı, uzun vadeli ve yapısal bir çözüm programı oluşturmak gereklidir.
Bir başkentin belediye başkanı olarak bunu çok iyi bilmesi gereken Gökçek, kentin kurumlarına karşı bu konuda da çamur atma siyaseti yürüterek içine battığı krizden kurtulmaya çabalamaktadır.
15 yıllık başkanlığında Melih Gökçek, günübirlik işlere ve kente dair uyarılara kulak kapamaya alışmış olabilir. Oysa Gökçek tüm bunlar için harcadığı enerjiyi ve kentteki polemikler için kullandığı "yaratıcılığını", orta-uzun vadeli öngörüler geliştirmek ve kent için kamu yararı güden, planlı bir ulaşım altyapısı oluşturmak için harcasaydı, Ankaralılar olarak böylesi bir kaosu yaşamak zorunda kalmamış olurduk.
Çözüm Ortadadır!
Acıdır ki Gökçek, meslek kuruluşları ve ilgili kurumların tüm uyarılarına ve açılan davalara rağmen 11 yıldır Ankaralıların milyonlarca dolarını Akay Kavşağı için hiç çekinmeden harcamıştır.
Şimdiyse, o dönemden beri neredeyse düşman ilan ettiği kurumlardan medet ummaktadır!
Gökçek açısından yaşanan çaresizlik gerçekten inkar edilemez boyutlara ulaşmış olmalıdır ki, çözüm için gözünü, her fırsatta dışladığı meslek odalarına ve kentin örgütlü kurumlarına dikmiş durumdadır.
Kentin kurumları ve meslek örgütleri olarak bizler, Gökçek`in aradığı çözümü yıllardır söylemekteyiz.
-Tekrar etmek gerekirse; kapsamlı, uzun vadeli, planlı ve insan odaklı bir bakış açısı, çözüm için ilk şarttır.
-Belediye yönetimi, 2015 Master planına uymalı, kentte toplu ulaşım ağları oluşturulup kaliteli, ucuz, sık aralıklı ve güvenli bir ulaşım biçimi hayata geçirilmelidir.
-Sincan – Ümitköy – Keçiören metroları bitirilmeli; şehrin batı kısmı ile Çankaya arasında bireysel araca tercih edilebilecek düzeyde kaliteli ve düzenli toplu ulaşımın oluşturulması gerekmektedir.
-Bu projeler tamamlandıkça şehir içindeki katlı kavşaklar kapatılmalı ve Ankaralıların toplu ulaşımı tercih etmesi sağlanmalıdır.
-Metrolar 2004 ve 2009 seçimlerinde olduğu gibi seçim öncesi, içinde golf arabasıyla gezmek, vatandaşları gezdirmek ve oy almak için değil, Ankara`nın gelecekteki en büyük sorunu olarak görünen ulaşımı çözmek için kullanılmalıdır.
Başkentte Yönetici Olmak "Sulu Şaka" Değildir!
Bu vesileyle tekrar, Büyükşehir Belediyesi`ni ve Melih Gökçek`i, kentin huzurunu kaçıracak yanlışlardan bir an önce dönmeye çağırıyor ve yaratılan hukuksuzluğun kendilerine ibret olmasını diliyoruz.
Bilinmelidir ki Gökçek dahil hiçbir kimse ve kurumun, yanlışlarının bedelini bütün bir kente ödetmeye hakkı yoktur!
Ankara kenti ve Büyükşehir Belediyesi kimsenin oyun alanı, kimsenin deneme tahtası değildir!
Kentin kaynakları, kimsenin kendi mülkü değildir ve hukuka aykırı işler için kullanılamaz!
Anlaşılır olması için, Gökçek`in kendi genel başkanının diliyle söylemek gerekirse; bu konularda herkes ne yaptığını iyi bilmeli, bir Başkentin yöneticisi olmayı "sulu şaka" zannetmemelidir!
O yüzden Gökçek`i; Ankaralılarla yüzleşmeye ve yaptığı yanlışlığı anlamaya; bu tür yanlışları yapmadan önce proje safhasında meslek odalarından yardım istemeye davet ediyoruz.
Çünkü Melih Gökçek`in yanlışlarını düzeltmek bizim görevimiz değildir.
Dolayısıyla Melih Gökçek`i; yarattığı krizin sorumluluğunu üstlenmeye ve tüm Ankaralılardan özür dilemeye çağırıyoruz.
Bu çağrıya cevap vermek; ahlaki ve insani bir sorumluluk olduğu kadar, bir kent yöneticisi için de vazgeçilmez bir zorunluluk olmalıdır.
Nevzat ERSAN
İnşaat Mühendisleri Odası
Ankara Şube Başkanı