BİZ ÇALAR, BİZ OYNARIZ -YENİ BAŞBAKANLIK HİZMET BİNASI İNŞAATI-

AOÇ arazisini birinci derece sit alanından üçüncü derece sit alanına dönüştüren Koruma Kurulu Kararı`nın Ankara 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve mahkemece verilen iptal kararına rağmen bu alan üzerinde Başbakanlık Hizmet Binası inşaatının yapımının sürdürülmesine ilişkin olarak 17.03.2014 tarihinde TBMM Başkanlığına verilen soru önergesi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay tarafından 19.06.2014 tarihinde yanıtlandı.

Eklenme Tarihi: 23/12/2020


BİZ ÇALAR, BİZ OYNARIZ

-YENİ BAŞBAKANLIK HİZMET BİNASI İNŞAATI-

AOÇ arazisini birinci derece sit alanından üçüncü derece sit alanına dönüştüren Koruma Kurulu Kararı`nın Ankara 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve mahkemece verilen iptal kararına rağmen bu alan üzerinde Başbakanlık Hizmet Binası inşaatının yapımının sürdürülmesine ilişkin olarak 17.03.2014 tarihinde TBMM Başkanlığına verilen soru önergesi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay tarafından 19.06.2014 tarihinde yanıtlandı.

Soru önergesini sözlü olarak yanıtlayan Beşir Atalay; Başbakanlık binasının devletin güvenliğine ilişkin en önemli merkezlerden biri olduğunun göz önünde bulundurularak, devlet menfaatlerinin en yüksek seviyede korunmasını ve temsilini sağlayacak bir yapıya ihtiyaç duyulduğunu, güvenlik araştırmasında en uygun yerin Orman Genel Müdürlüğü yerleşkesinin olduğunun tespiti sonucu, anılan yerde yeni ‘Başbakanlık Hizmet Binası` yapılmasının kararlaştırıldığını ayrıca binanın tüm kurullardan izin alınarak ve Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yapıldığını belirtti.

Bu açıklamada öne çıkan, şehrin merkezinde ve Başbakanlık Hizmet Binası olarak yapılan bir yapının gizlilik içerisinde yapılması gereken bir yapı olarak değerlendirilmesinin "gizlilik" kavramının ne kadar geniş yorumlanabileceğini göstermesinin yanı sıra "tüm kurullardan izin alındığı" ve "Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yapıldığı" ifadeleridir. AOÇ arazisi üzerinde yapılan Başbakanlık Hizmet Binası`nın ihalesine ilişkin süreçler dikkatle incelendiğinde yapılan uygulamaların arka planı görünür olmaktadır. Söz konusu süreci kronolojik olarak şu şekilde özetlemek mümkündür;

-03.02.2012, AOÇ`nin 7 hektarlık alanının tarihi SİT statüsü birinci dereceden üçüncü dereceye düşürülmüş, bu karar kapsamında bölgede yapılaşmanın önü açılmıştır.

-05.03.2012, Bakanlar Kurulu`nca  4734 sayılı Kamu İhale Kanunu`nun istisnaları düzenleyen 3. maddesinin b) bendi kapsamında yapılacak ihalelere ilişkin usul ve esaslar hakkında karar çıkarılmış ve 4734sayılı Kamu İhale Kanunu`na bağlı kalmaksızın ihalenin yapılabilmesinin önü açılmıştır.

-26.04.2012,Yapılan yeni düzenlemelerle önünde hiç bir engel kalmayan Başbakanlık Hizmet Binası projesi ihale edilmiştir.

-24.05.2012, 68 milyon liralık bir maliyet üzerinden Başbakanlık Hizmet Binası`nın sözleşmesi imzalanıp yapımına başlanmıştır.

-12.03.2013, 1. ihale yeterli görülmeyerek 2. ihale yapılmıştır.

-18.04.2013, 2. ihale sonucuna göre yüklenici firmayla bu kez 351 milyon lira üzerinden yeni bir sözleşme imzalanmıştır.

-10.02.2014, Ankara 5. İdare Mahkemesi`nin AOÇ`deki inşaatlar için yürütmeyi durdurma kararı

-17.02.2014, Ankara 11. İdare Mahkemesinin, AOÇ arazisinin  1.derece sit statüsünü 3. Derece sit statüsüne dönüştüren Koruma Kurulu kararını iptal kararı

Arka arkaya okuduğumuzda açıkça görülmektedir ki Başbakanlık Hizmet Binası projesi için yasalara uyulmamış yasa çıkartılmış/değiştirilmiş, Kamu İhale Kanunu`nun hükümlerine göre bir süreç gerçekleşmemiş, yasanın istisnalar bölümü proje kapsamında şekillendirilip pürüzler giderilmiştir.

Bizzat başbakan tarafından "yıkabiliyorlarsa gelsin yıksınlar" tarzında yasa ve kanun tanımaz açıklamalar AOÇ sürecinde işleyen zihniyeti de ortaya koymuştur.

Demokrasiyi çoğunluk olmanın yapabilecekleri kapsamında değerlendirenler, toplumda temsiliyetin ne kadar adaletsiz olduğunu göremezler. Keyfi uygulamalar ve bireysel çıkarlara tekabül eden yaptırımlarla yasa ve kanun belirlemek, değil "demokrasi" kapsamında en hafif ifadesiyle insan olmanın değerleriyle dahi örtüşemezler. Sopa ve havuç seçeneğiyle bütün bir ülkeyi  rant politikaları uğruna şekillendirmeye kalkanlar, yasalara uyduklarını söyleyerek kendilerinin dahi inanmadığı tespitleri halka sunmaya devam etmektedirler.

Mevcut mahkeme kararına rağmen yapımına devam edilen Başbakanlık Hizmet Binası tamamen yasalara aykırı ve kaçak bir yapıdır. İnşaatı sürdürülen bölge 1. dereceden SİT alanıdır ve koruma kapsamındadır.

Bu sürecin incelenmesi sonucunda açığa çıkan, Beşir Atalay tarafından dile getirilen; "tüm kurullardan izin alındığı" ifadesinin "kurullardan izin çıkarttırıldığı" anlamında ve "Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yapıldı"  ifadesinin de "Kanun kapsamından çıkartacak düzenlemeler yapılarak ihale edildiği" şeklinde okunması daha doğrudur.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

İMO ANKARA ŞUBESİ

YÖNETİM KURULU

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası