TMMOB KADIN KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

TMMOB 3. Kadın Kurultayı 16-17 Kasım 2013 tarihlerinde Ankara?da İMO Teoman Öztürk Salonu?nda gerçekleştirildi. İki gün süren kurultayın ilk günü düzenlenen oturumlarda çeşitli konu başlıklarında kadın sorunu ele alınırken, ikinci gün 15 ilde düzenlenen yerel kurultaylarda alınan kararlar tartışılarak oylandı.

Eklenme Tarihi: 16/12/2013

GEZİ VE DEMOKRASİMİZ PANELİ


İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi İnşaat Mühendisliği Haftası Etkinlikleri kapsamında "Gezi ve Demokrasimiz" Paneli gerçekleştirdi. 15 Aralık 2013 Pazar günü İMO KKM`de gerçekleştirilen ve İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özer Akkuş`un yönettiği panele konuşmacı olarak İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Taner Yüzgeç, Birgün Gazetesi`nden Barış İnce, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve öykücü, senarist Seray Şahiner katıldı.


Panel-forum`da, gezi direnişinin önde isimlerinden olan konuşmacılar ve katılımcılar, son zamanların en önemli toplumsal hareketi olan gezi sürecinin demokrasimize neler kattığı, neleri dönüştürdüğü, özgürlükler, çeşitlenen toplumsal talepleri, yaşam hakkı arayışlarını ve dile getiriliş biçimlerini tartıştı. 


İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özer Akkuş`un konuşması ile başlayan panelde, Akkuş son dönemlerin en önemli toplumsal muhalefeti olan gezi sürecinin çok ciddi bir etki yarattığını ve bu nedenle Mühendislik Haftası`nın ilk etkinliği olarak bu paneli düzenlediklerini söyledi. Toplumun her kesiminin gezi sürecini bir bütün olarak tartışmaya, bunun da ötesinde meslek örgütü olsun, emek örgütü olsun, siyasi örgüt olsun her örgütün ya da her bireyin kendi adına gezi sürecini tartışmaya, anlamaya, kendini değiştirmeye ve dönüştürmeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Akkuş, tartışmaları buradan temel alarak gerçekleştirmek istediklerini vurguladı.


Birgün Gazetesi`nden Barış İnce Birgün gazetesinin ‘Gezi`deki tutumları ve yorumlarına dair konuştu. Gezi direnişinin ve Gezi`deki şiddetin mağduru değil muhatabı olduklarını belirten İnce, bir taraftan haber yaparken bir taraftan da direnen bir basın kuruluşu olduklarını söyledi. Birgün gazetesi olarak gezi direnişinden ders alıp kendilerini ona göre anlamlandırıp, değiştirmeye çalıştıklarını söyleyen İnce, Gezi`den sonra Türkiye`de muhalefet yapma anlayışının değiştiğini söyledi. Gezi direnişinin birden ortaya çıkan, anlık bir olay olmadığını, Erdoğan`ın diktatör tavırlarıyla insanların direnme eylemine geçmeye başladıklarını vurgulayan İnce, geçmişte bu topraklarda böyle bir bilinç ya da benzer deneyimler olduğunu, gezinin geçmişteki bu bilinci uyandırdığını, insanların sadece park ya da asfalt istemediğini, söz yetki karar sahibi yani iktidar ortağı olmak istediklerini ve bunun park forumları ile hayata geçirilmeye çalışıldığını belirtti.


Öykücü, senarist Seray Şahiner Gezi`ye bir edebiyatçı olarak değil, can havli ve öfke ile katıldığını söyledi, gezinin o zamana kadar fark etmediğimiz birçok şeyi fark etmemizi sağladığını ve olan her şeyi de farklı bir hale getirdiğini, yeni bir gelenek oluşturduğunu belirtti. Gezi`de sokağa bizlerin çıktığını ama yaptığı zulümle devletin bizi örgütlediğine dikkat çeken Şahiner, gaddarlığı da vicdanı da zalime bakarak örendiğimizi söyledi. Farklı meslek grupları içerisinde örgütlenmeler ve dirsek temaslarının başladığını, empati ortamının oluştuğunu ve insanların artık korkmadığını belirten Şahiner, birçok değeri ya da okuduklarını anarak ama anlamayarak büyüdüklerini ama gezi olayları ile toplumcu gerçekçi edebiyatı daha iyi anladığını söyledi ve Gezi Parkı`nda yaşanan dayanışmaya dikkat çekerek "Bir gün içinde bir parkta bir hayat kuruldu" diye konuştu.


CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Gezi eylemlerinde kimse arasında bir hiyerarşinin olmadığını, herkesin kendi özgünlüğüyle orada yer aldığını belirtti. Eylem görsellerinde genelde kadın ve gençlerin göze çarptığını kaydeden Nazlıaka "bu durum bizlere kentlerimizin artık kadın dostu, genç dostu olmaları gerektiğini anlatıyor" diye konuştu.


İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, yenidünya düzeninin ürünü olan "marka şehir" kavramının 8-10 yıldır Türkiye`de de karşılık bulduğunu ve marka olan bir yerde kentli hakkı diye bir şeyin olmayacağını, kent sakinlerinin ise bir müşteri, parasal döngünün bir bileşeni olacağını belirtti.


Kentsel dönüşüm projelerinin de "marka şehir" kavramının bir uzantısı olduğunu vurgulayan Yüzgeç, "düşük gelirli kesimler, marka şehrin görüntüsüne engel olarak görülüyor ve şehrin görüntüsünü bozdukları düşüncesiyle kent dışına atılıyorlar. Sulukule`de olduğu gibi. Çünkü onlar markanın değerini düşürebilecek kesimlerdir" dedi.  Marka şehir kavramının AKP döneminde gündemimize girdiğini kaydeden Yüzgeç, AKP`nin küresel dünyaya en iyi eklemlenebilen bir siyasal oluşum olduğunu belirtti.


İstanbul`un da pazarlama furyasından nasibine düşeni aldığını belirten Yüzgeç, bir kentte pazarlama varsa oranın belediye başkanı CEO`dur, halk ise sadece müşterisidir değerlendirmesinde bulundu. 


Başbakan Tayyip Erdoğan`ın üçüncü köprüyle ilgili 1995 yılında "3. Köprü bir cinayettir. Kuzey bölgelerindeki yeşil alanın katledilmesinden başka bir şey değildir" sözlerini hatırlatan Yüzgeç, "Başbakanın söylemindeki bu değişimi anlayabiliyorum. Eğer marka şehir yaratma peşindeyseniz böyle şeylere mecbursunuz. Dünyadaki kapitalist küreselleşen dünyaya eklemlenmeye çalışıyorsanız dün söylediğinizle bugün çelişeceksiniz" diye konuştu. 


Türkiye`de artık gelinen aşamada, pazarlanamayan ormanların, Taksim Meydanının, AKM binasının, Topçu Kışlası`nın bir öneminin olmadığını belirten Yüzgeç, şehircilik anlayışı açısından en kötü aslın en iyi kopyadan daha iyi olduğunu ancak yönetenlerin bu gerçeği gözden kaçırdıklarını vurguladı. 


Gezi olaylarının Türkiye tarihindeki en büyük halk hareketi olarak tanımlandığını hatırlatan Yüzgeç, "yüzbinlerce insan sokaklara indi, şehrin bir yakası diğer yakasına yürüdü, 78 ilde gösteriler yapıldı bunlar Türkiye tarihinde yaşanmış şeyler değil bundan sonra bu boyutta yaşanır mı zaman gösterecek" diye ifade etti.  


Gezi olaylarının Türkiye`de canlı bir toplumun olduğunu sadece iktidar çevrelerine değil dünyadaki birçok ülkeye gösterdiğini belirten Yüzgeç, "Gezi sosyologların, psikologların, siyaset bilimcilerin üzerince çok durması gereken bir konudur. Herkes kendine göre bir ders çıkarıyor. Örgütlü her kurum, her grup bu sürecin gerisinde kaldı. Bizler de dâhil olmak üzere sendikalar, meslek örgütleri, siyasal partiler bu sürecin gerisinde kaldı" diye konuştu. 



Konuşmaların ardından etkinlik forum bölümü ile son buldu.

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası