ÖLÜM HEP BİZE, BİZE Mİ, BİZE Mİ DÜŞER USTA!!!
Manisa`nın Soma İlçesi`ndeki özel bir şirkete ait kömür madeninde meydana gelen cinayet canlarımızı aramızdan aldı, bu açıklama yazılırken 200 canımızın da göçük altında olduğu yetkililer tarafından ifade ediliyordu. Aramızdan ayrılan canlarımızın ailelerine başsağlığı diliyor, göçük altındaki canlarımızın da en kısa sürede kurtarılmalarını bekliyoruz.
Eklenme Tarihi: 23/12/2020

Manisa`nın Soma İlçesi`ndeki özel bir şirkete ait kömür madeninde meydana gelen cinayet canlarımızı aramızdan aldı, bu açıklama yazılırken 200 canımızın da göçük altında olduğu yetkililer tarafından ifade ediliyordu. Aramızdan ayrılan canlarımızın ailelerine başsağlığı diliyor, göçük altındaki canlarımızın da en kısa sürede kurtarılmalarını bekliyoruz.
Bu olay "ölümün neden hep emekçilerin üzerine düştüğünü" tekrar ve tekrar sorgulamamızı gerektiriyor.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu insanı önceleyen bir bakış açısıyla ele alınmadan bu cinayetlerin bitmeyeceğini söylemek ne bir kahinlik ne de yetkili makamlarda bulunanların aşağılayıcı biçimde kullandıkları şekliyle ideolojik bir yaklaşımdır. Bir işin içinde can varsa bu canın önüne hiçbir beklenti hiçbir çıkar geçemez, geçmemelidir.
Oysaki iş cinayetleri istatistikleri açıktır. TUİK verilerine göre 1992-2012 yılları arasında yapılan değerlendirmede, iş kazası, meslek hastalıkları, iş göremezlik durumu ve ölüm sayılarının doğrusal orantılı olarak artış eğilimi içerisinde olduğu görülmektedir. Bu durum bu alandaki sorunların devam ettiğinin de bir göstergesidir.
Bu yıllar arasında bu konu ile ilgili onlarca yönetmelik onlarca kanun değişikliğini de içeren bir çok mevzuat değişikliği yapılmıştır. Ancak iş cinayetlerindeki eğilim değişmediği gibi bir çok veri bize bir artışın olduğunu göstermektedir. Elbette burada yasal düzenlemelerin gerekliliği tartışılmamaktadır. Ancak bu değişikliklerin temel felsefesinde bir yanlışlık olup olmadığını sorgulamak hepimizin görevi olmalıdır.
Öncelikle iş güvenliği konusunun niteliğini saptamak önemlidir. Yapılan yasal düzenlemelerde iş güvenliği konusu bir iş olarak ele alınmakta ve ticari bir alan olarak tanımlanmaktadır. Ancak bizim açımızdan İş güvenliği bir iş değil insanların yaşama haklarının korunmasına yönelik toplumsal bir görevdir. İnsan hayatını birebir ilgilendiren bir faaliyetin ticaretin kurallarına terk edilmesi, bu anlamda rekabet ve karın başat konuma yükseltilmesi kabul edilemez.
Bu noktada yasa yapıcılara ve bu yasaları uygulama iktidarına sahip olanlara şu hatırlatmaları yinelemekte fayda görüyoruz;
- Bakanlığın ilgili biriminin yapısını güçlendiriniz, yapılacak planlamaya göre personel eksiklerini tamamlayınız;
- Bu alanda şu anda ortaya konulan uygulama ile özel sektör elemanı olarak görev ve sorumluluk alacak mühendislere toplumsal bir görev üstlendikleri bilinci ile özlük hakları anlamında kamusal güvenceler sağlayınız;
- Bu alanda kurulacak firmaların rekabet ve kar odaklı çalışmak yerine işbirliği temelinde çalışmalarını sağlayacak mekanizmalar geliştiriniz;
- Bu koşullar oluşmadığı müddetçe, sistemin tüm kurbanlarının ve oluşacak tüm zararların vebalinin üzerinizde olacağını ve bu vebalin görev ve sorumluluk verdiğiniz mühendislerin üzerine yüklenmesine ve mühendislerin hedef tahtasına konulmasına izin vermeyeceğimizi biliniz.
İlgililerine ve Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
İMO Ankara Şubesi
Yönetim Kurulu