YİNE DEMOKRASİ Mİ GELECEK?
Kobane`de yaşanan katliamı protesto gösterileri sırasında halka uygulanan şiddet ve darbe dönemlerini aratmayan baskı ortamı ülkemizin savaşın ne kadar `dışında` tutulmak istendiğinin göstergesidir. Halklarına zulüm edenlerin; barış sözcüğünü ağzına almaya ne kadar layık oldukları, katledilen binlere değil yaşanan maddi zarara kaygılanan açıklamalarıyla bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır
Eklenme Tarihi: 23/12/2020

YİNE DEMOKRASİ Mİ GELECEK?
"Bizim pozisyonumuz değişmedi. IŞİD`e odaklanmış durumdayız. Suriyeli muhalifleri desteklemeyi kesinlikle sürdürüyoruz"*
"Kobani`ye insani açıdan yardım etmeye çalışıyoruz ama Esad durdurulmazsa IŞİD büyüyecek ve daha çok kent düşecek"**
Azami kâr asgari maliyet üzerinden şekillendirilmeye çalışılan bir dünyada ezilen halkların payına bir kez daha sürgünlerin, yıkımların ve katliamların düşmekte olduğunu izliyoruz günlerdir. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki`nin tek cümlede niyetlerini özetlediği süreci görmemekte ısrarcı olanlar ise bir kez daha yanı başımızda yaşanan insanlık dramından akılları çelmeleyici gerekçeler ön plana çıkarmakta bir sıkıntı görmemekteler. Neoliberal politikalar ekseninde yeniden şekillendirilmek istenen Ortadoğu`ya ekonomik, siyasi ve askeri açılardan her türlü kirli ve vahşi yöntemlerle müdahalede bulunanlar, binlerce insan katledilirken dahi bölgesel çıkarlarından vazgeçmeyeceklerini tüm Dünya kamuoyu önünde bir kez daha ifade ettiler.
Doğrudan uluslararası sermaye grupları ve onların bölgedeki maşası haline gelen iktidarlar, Irak`ta başlayıp Suriye`de devam eden süreçte IİD, ÖSO ve yaşadığımız dönemde IŞİD gibi taşeron çeteleri; halklara karşı girişilen kıyımın en son halkası halinde destekledi ve büyüttü.
Uluslararası kamuoyunda IŞİD`e karşıtmışçasına hava harekâtları ve saldırılar düzenlediğini söyleyenlerin inandırıcılıkları, bölgedeki insan hayatını hiçleştiren sömürünün ortağı olmak isteyenlerin tezkere, güvenli bölge gibi akıl çelmeleyici manevralarla giriştikleri Kobane halkına yardımın inandırıcılığı kadardır.
Savaş dönemlerinin "demokrasi" havarileri, kendi yarattıkları taşeron çetelerden halkı kurtarma maskesi altında giriştikleri bütünlüklü bir Suriye`yi bitirme planlarını adım adım sürdürmeye çalışırlarken Kobane`de yaşanan yaşam mücadelesi aynı zamanda; halkların kaderinin sermaye gruplarına teslim edilmeyeceğinin, kardeşleşen halkların yenilmezliğinin, ezilenlerin ortak mücadelesinin, Gezi`den Roboski`ye, Gazze`den Kobane`ye uzanan isyanın simgeleştiği bir nokta halini almıştır.
Kobane`de yaşanan katliamı protesto gösterileri sırasında halka uygulanan şiddet ve darbe dönemlerini aratmayan baskı ortamı ülkemizin savaşın ne kadar "dışında" tutulmak istendiğinin göstergesidir. Halklarına zulüm edenlerin; barış sözcüğünü ağzına almaya ne kadar layık oldukları, katledilen binlere değil yaşanan maddi zarara kaygılanan açıklamalarıyla bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Kârı değil insanlığı önceleyen bir bakış açısıyla bu şartlar altında da barış ve kardeşliği savunmak insanlık sınavından geçer not almanın ön koşuludur.
*Jen Psaki 7.10.2014
**Ahmet Davutoğlu 7.10.2014
İMO ANKARA ŞUBESİ
YÖNETİM KURULU