3 seçim dönemidir gündemden düşmeyen bir konu Ankara`da temalı bir lunapark projesi. İsmi, niteliği ve dönemi değişse de proje olarak varlığını sürekli muhafaza etmeyi başardı. Adeta talan edilen AOÇ arazisi üzerinde nihayetinde proje Ankapark ismiyle yerini buldu.

Eklenme Tarihi: 23/12/2020

3 seçim dönemidir gündemden düşmeyen bir konu Ankara`da temalı bir lunapark projesi. İsmi, niteliği ve dönemi değişse de proje olarak varlığını sürekli muhafaza etmeyi başardı. Adeta talan edilen AOÇ arazisi üzerinde nihayetinde  proje Ankapark ismiyle yerini buldu.  

Tanıtım süreci, alan seçimi ve  adeta bilim ve teknikle dalga geçercesine paylaşılan beklentiler; AnkaApark Projesi`nin ne anlam ifade ettiğini de açıkça ortaya koymaktadır. Beklentilerden bir tanesi olan 10 milyon turist (kentin ulaştığı en yüksek rakam 500 binken) ne kadar ayakları yere basan ölçütlerle hazırlanan bir proje olduğuna dair fikir sahibi olmamız için yeterlidir.

Ankapark için seçilen alan ise iki handikapla karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birincisi; zeminin ağır metal oyuncaklar ve oluşacak yaya ve araç trafiği için uygunsuzluğu ikincisi ise; bilirkişi raporlarında Ankapark için düşünülen alana ilişkin görüşlerdir.

 Atatürk Orman Çiftliği`nin kendi bütünselliği içerisinde tarım alanı olarak korunması gerektiğini belirten bilirkişi raporu; rekreasyon niteliğiyle alan bütünleştirilmeli ve alanda yenileme olacaksa kentsel niteliğe dönüşmüş parçaların yeniden tarıma ve doğa niteliğine kavuşması yönünde bir yenileme olmalı diyor. Bilirkişi raporu ayrıca,  üst ölçekli planlarda konut ticaret amaçlı yapılaşma yapılamayacağını belirtiyor. Ankapark ise tepeden tırnağa ticari bir proje.

Ankapark sürecinin absürtlüğünde bir diğer önemli başlık ise yargı süreci ve süreçte oynanan Ali Cengiz oyunları. İlk olarak Danıştay 14. Dairesi`nin 2012/10367 esas sayılı dosyasında 10.07.2014 Tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verildi. Danıştay 14. Dairesi kararında AOÇ Müdürlüğü tarafından devredilen hayvanat bahçesinin 29 hektarlık bir alanı kapsadığını, ancak proje için 217 hektarlık bir alanın yenileme alanı ilan edildiği ve bu alanın mutlak tarım arazisi olduğunu belirtti.

2014 Aralık ayı içerisinde benzer bir karar 18. İdare Mahkemesi`nden geldi. Mahkeme kararında AOÇ arazileri üzerinde yapılaşma yapılamaz hükmünü hatırlatarak Ankapark projesi alanının mutlak tarım alanı özelliğiyle uyuşmadığını belirtti.

"Ya bitecek, ya bitecek" açıklamalarıyla duyurulan proje için bu kez de farklı bir hukuk tanımazlık örneği sergilendi. Alanın yenileme olarak gösterilen bir bölümü projeden çıkarılarak ve başka bir değişiklik yapılmaksızın proje 16.01.2015 tarihinde tekrar belediye meclisinden geçirildi. Bu şekilde bir kez daha hukukun arkasından dolaşılmış ve yürütmeyi durdurma kararları hiçe sayılmış oldu.

Bilim ve teknikten uzak, keyfi projelerle bir alan daha yağmalanmaktadır. Alınan mahkeme kararlarına rağmen hukuk çalımlama girişimleriyle yapılanlar akıllarla alay etmenin bir başka versiyonudur. Bu konuda sürecin takipçisi olmayı sürdüreceğimizi bir kez daha hatırlatıyor bu keyfi uygulamaların bir gün sahiplerini yakacağını vurguluyoruz.

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi

Yönetim Kurulu Adına

Selim Tulumtaş