SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM FİLM FESTİVALİ TAMAMLANDI

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ve 350 Ankara?nın düzenlediği Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 20-22 Kasım 2015 tarihleri arasında İMO KKM?de gerçekleştirildi.

Eklenme Tarihi: 24/11/2015

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM FİLM FESTİVALİ

 

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ve 350 Ankara`nın düzenlediği Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 20-22 Kasım 2015 tarihleri arasında İMO KKM`de gerçekleştirildi.

 

İlki 2013 yılında gerçekleştirilen ve bu yıl, 29 film, 4 söyleşi, 4 müzik performansı, 4 filmin sesli betimlemesi ve bir serginin yer aldığı festivalin açılışında; İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesince düzenlenen "Mukavim Haller" ve "Ankara`nın Kayıp Dereleri" fotoğraf yarışmalarından derlenen sergi ve "Deltanın Uyanışı" belgesel filminin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından kokteyl gerçekleştirildi.

 

Açılışta 350ankara.org adına Önder Algedik söz aldı. Festivalin düzenleyici olarak İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ve 350 Ankara`nın bir araya gelişini anlatan Algedik, daha önce İMO Ankara Su Çalışma Grubu ve festival gönüllülerinin oluşturduğu Ankara Dereleri grubunun benzer perspektifli çalışmalarının bu seneki festival birlikteliğini doğurduğunu belirtti. Festival ve programı hakkında bilgiler veren Algedik, sesli betimlemede görme engelli arkadaşlarımızla aynı deneyimi paylaşmak amacıyla salonda görmeyi engelleyecek siyah bandın isteyen izleyicilere dağıtılacağını söyledi.

 

İMO Ankara Şubesi adına konuşan Şube Başkanı Selim Tulumtaş ise yeryüzüne ve yeraltına insan eliyle yapılan iradi tüm uygulamalar ve müdahalelerin inşaat mühendisliğinin kapsamı ve ilgi alanı olduğunu belirtti ve mühendisliğin teknik ve ekonomik çözümler üreterek toplumun refah düzeyini yükseltmeyi amaçladığını söyledi. "Bu belgesellerle yaptıklarımızın sonuçlarına bakıp, yeni çıkan sorunlara bu perspektiften çözüm yolları üretmeye çalışacağız" diye konuşan Tulumtaş, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Su Çalışma Grubu`na ve 350 Ankara`ya teşekkürlerini iletti.

 

Festivalde eski oda başkanlarımızdan Prof. Dr. Mustafa Tokyay ve İMO Ankara Su Çalışma Grubu Üyesi Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Akyar sohbetleri yer aldı

 

Festivalin ilk günü "Kum Savaşları" adlı belgeselin ardından eski oda başkanlarımızdan Prof Dr. Mustafa Tokyay ile sohbet gerçekleştirildi. Türkiye`de kum savaşları ile ilgili ilk haberi Hürriyet Gazetesi`nin 1999 yılında yaptığını ancak bu savaşın iki rantiye arasında olan bir savaş olduğunu belirten Tokyay, Türkiye`de sadece 20 metre derinlikten sonra denizden kum çekileceğine dair bir yönetmelik olduğu, bazen kıyıya çok yakın yerlerin de 20 metre derinlikte olabileceğini, bunun dışında çok ciddi bir sınırlamanın olmadığını söyledi. Daha sonraki yıllarda çıkan haberler üzerinden örnekler veren Tokyay, başkalarına tahsis edilmiş yerlerden kum çalan korsan gemileri, çevreye verilen zararları, kamu görevlilerinin de dahil olduğu hırsızlıkları, kumun çalındığı yerlerdeki çevre halkın isyanı ve eylemlerini içeren haberlerden bahsetti. Bu savaşların neden çıktığına değinen Tokyay, Türkiye`de kumun 1,5 trilyonluk cirosu olduğunu, kumun m³`ünün 50 ve 8000 TL arasında değiştiğini ve inanılmaz bir para döndüğünü söyledi. Kumun inşaat sektörü dışında endüstriyel anlamdaki kullanımını da belirten Tokyay, Türkiye`de inşaat sektöründe 1999 depreminden sonra deniz kumunun kullanımının azaldığını daha çok dağlardan kırılarak elde edilen kumun kullanıldığı söyledi.

 

Festivalin son günü bir gölün ortasına kurulan Meksiko şehrindeki su sıkıntısını anlatan "H2O MX" belgesel filminin ardından ise İMO Ankara Su Çalışma Grubu Üyesi Çevre ve İnşaat Yüksek Mühendisi Hasan Akyar ile sohbet gerçekleştirildi.  Türkiye`nin Başkenti Ankara için karşılaştırmalı olarak Meksiko şehri ile benzer sorunlarını dile getiren Akyar, killi zemin olarak Ankara ve Meksiko şehrinin benzediğini ve bu zeminin suların alt tabakalara gitmesini engelleyen bir özelliği olduğunu söyledi. Meksika çanağının sularının kapalı havza ancak Ankara`nın kapalı havza olmadığını ve drenajın deniz ile buluştuğunu söyleyen Akyar, Ankara`da 100`den fazla dere olduğunu ve bu derelerin üstünün kapalı olduğunu belirtti. Ankara`da pis su arıtma tesisinin %15 kapasite ile çalıştığını ve bunun nedeninin drenaj sisteminin birleşik sistem yani yağmur suyunun da evsel atık suyunun da aynı kanallardan toplanıyor olmasından kaynaklı olduğunu söyleyen Akyar, Ankara`nın ayrık sisteme geçmesi gerektiğini belirtti. İMO Ankara Su Çalışma Grubu`nu oluşturmanın temel amacının Ankara su veri tabanını oluşturmak olduğunu belirten Akyar, ilk iş olarak kayıp dereleri işlediklerini söyledi. Ankara`nın içme suyu kaynaklarının Ankara Çanağı dışından, 1968`lerde master planı DSİ tarafından yapılmış kaynaklar olduğunu vurgulayan Akyar, Ankara`nın yaklaşık 2032 yılına kadar temiz kaynaklara sahip olduğunu söyledi ve buradaki sorunun Ankara Havzası dışından gelen fazladan 400 milyon m³ suyu Ankara Çayı`nın taşırken zorlanıp zorlanmayacağı sorunu olduğunu ekledi.

 

 

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası