PLANSIZ, DENETİMSİZ, KEYFÎ YÖNETİM ANLAYIŞININ SONUÇLARINDAN SORUMLUSUNUZ!
İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu tarafından Bartın, Sinop, Kastamonu ve Karabük şehirlerinde yaşanan sel ve heyelan olaylarına ilişkin olarak bir basın açıklaması yayımlandı
Eklenme Tarihi: 12/08/2021

İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu tarafından Bartın, Sinop, Kastamonu ve Karabük şehirlerinde yaşanan sel ve heyelan olaylarına ilişkin olarak bir basın açıklaması yayımlandı.
Açıklamada, "Yıllardır sürdürülen çarpık, plansız "kentleşme" çalışmalarının sonucunda karşılaştığımız bu sonuçlar hiç şüphesiz ve maalesef sürpriz değildir. Suyu drene edecek yeşil alanların rant projeleriyle talan edilmesi ve betona, asfalta dönüştürülmesi, kentleri yap-boz tahtasına çeviren plansızlık, yüksek yoğunluklu imar alanlarının oluşturulması ve buna paralel olarak kentsel alt yapı sisteminin geliştirilmemesi yaşadığımız su baskınlarının temel nedenidir," denildi.
Açıklamanın tamamı:
PLANSIZ, DENETİMSİZ, KEYFÎ YÖNETİM ANLAYIŞININ SONUÇLARINDAN SORUMLUSUNUZ
10-11 Ağustos 2021 tarihlerinde Bartın, Sinop, Kastamonu ve Karabük şehirlerinde yaşanan sel ve heyelan olayları sonucunda pek çok yurttaşımız olumsuz etkilenmiş, evlerinde mahsur kalmış, maddi hasar meydana gelmiş ve binaların zemin ve bodrum katlarında su baskınları yaşanmıştır. Bu olaylardan etkilenen yurttaşlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi olarak yaşanan taşkın olaylarıyla ilgili olarak maalesef her sene benzer açıklamaları yapmaktan üzüntü duyuyoruz. Her sağanak yağışın sonrasında ortaya çıkan görüntüler kent yöneticileri tarafından her defasında "afet" olarak nitelendiriliyor. Su baskınlarından doğan zararların faturası da yıldan yıla artıyor. Plansız, denetimsiz, keyfi yönetim anlayışının bilançosunu bizler ödemeye devam ediyoruz.
İmar hareketlerinin, altyapının, toplu taşımanın, içme suyu planlama ve işletme çalışmalarının, gerektirdiği önlemlere ilişkin yapılması gerekenlere dair yaptığımız uyarılarının dikkate alınmadığını geçtiğimiz yıllarda hep beraber gördük.
Yıllardır sürdürülen çarpık, plansız "kentleşme" çalışmalarının sonucunda karşılaştığımız bu sonuçlar hiç şüphesiz ve maalesef sürpriz değildir. Suyu drene edecek yeşil alanların rant projeleriyle talan edilmesi ve betona, asfalta dönüştürülmesi, kentleri yap-boz tahtasına çeviren plansızlık, yüksek yoğunluklu imar alanlarının oluşturulması ve buna paralel olarak kentsel alt yapı sisteminin geliştirilmemesi yaşadığımız su baskınlarının temel nedenidir.
Halkın vergileriyle yapılan yatırımların, öncelikli olarak kentlerde yaşayan yurttaşlarımızın temel sorunlarını giderecek ölçüde olması gerekmektedir. Kentlerimizin altyapısına, ulaşımına, imarına daha doğrusu yerel yönetimlerin sorumlu olduğu tüm alanlara ilişkin yaşadığımız sorunları çözümüne ilişkin olarak bütünlüklü planlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Kentlerimizin altyapı, ulaşım, barınma ve maalesef bu başlıklarla doğrudan ilgili can güvenliği sorunları ivedilikle Bilim ve tekniğin rehberliğinde katılımcı, şeffaf ve denetlenebilir bir yerel yönetim çerçevesinde değerlendirilmeli ve kentlerin yapısal dönüşümleri bu çerçevede gerçekleştirilmelidir.
*Acilen kentlerin altyapısı ile ilgili bütünlüklü çözümü öne alan ve küresel ısınmanın sonuçlarını da hesaplara katan alt yapı master planları hazırlatılmalıdır.
*Altyapı bilgi sistemi oluşturulmalı ve hangi sokakta, caddede altyapı varsa tespit edilmeli, böylelikle mevcut durum masaya yatırılmalıdır.
*Özellikle altyapının sıkıntılı olduğu bölgeleri kapsayacak şekilde mevcut durumu ölçen, gözlemleyen ve yağışın yoğun olduğu zamanlarda erken uyarı sistemi sağlayacak istasyonlar kurulmalıdır.
*"Ölçmeden yönetemezsiniz" felsefesiyle kentlerin altyapıları, yaşam odaklı politikaların gerektirdiği gibi sürekli gözlemlenmeli ve analiz edilmelidir.
*Düzenli bakımı yapılmayan hiçbir altyapının sağlıklı çalışamayacağı unutulmadan, mevcut altyapının bakımları periyodik olarak yapılmalıdır.
*Dere yataklarının düzenli olarak temizlenmeli, yerleşim yerlerini etkileyecek köprülerin tasarımı rusubatı tutmayacak şekilde yapılmalıdır.
Bizler bu konuda kendi üzerimize düşen tüm sorumluluğu almaya, tüm katkımızı koymaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulayarak yineliyoruz.
Kentlerimizdeki alt yapı sistemlerinin ne kadarlık bir yağış karşısında sorunsuz bir şekilde işlevlerini yerine getirebildiğini, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve belediyeler tarafından yapılan çalışmalar sonucunda taşkın bakımından risk taşıdığı saptanan bölgelerin nereler olduğunu ve bu bölgelere yönelik neler yapıldığının/yapılacağının kamuoyuna düzenli olarak açıklamasını talep ediyoruz.
Bu ve buna benzer birçok taşkın olaylarından "alınacak önlemlerle" korunulabileceğini yetkililere tekrar hatırlatıyoruz.
İlgililerine ve kamuoyuna saygı ile duyururuz.
İnşaat Mühendisleri Odası
Ankara Şubesi Yönetim Kurulu