TMMOB 2. KADIN SEMPOZYUMU ANKARA`DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ / 18 MART 2017
TMMOB 2. Kadın Sempozyumu `Mesele Kadın Olmak` başlığıyla İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Toplantı Salonunda 18 Mart 2017 tarihinde gerçekleştirildi. Sempozyuma Antalya Şubemiz adına üyemiz Hande KARAKAŞ katıldı.
Eklenme Tarihi: 21/03/2017
TMMOB 2. KADIN SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ / 18 MART 2017
TMMOB 2. Kadın Sempozyumu "Mesele Kadın Olmak" başlığıyla İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Toplantı Salonunda 18 Mart 2017 tarihinde gerçekleştirildi. Sempozyuma Antalya Şubemiz adına üyemiz Hande KARAKAŞ katıldı.
Sempozyum; mühendis kadınlara yönelik sunular, mesleki sorunlar, iş yaşamında karşılaşılan sıkıntılar ve çözüme yönelik çalışmalar, kadın mühendis olmak gibi başlıkların geri planda kalışı ve değinilmeyişi yönü ile lokal konulardan uzak olup; toplumun her alanında kadın ve yaşadığı sıkıntılar gibi ana başlıklara yönelimi ile kadını daha büyük bir perspektiften ele alan, geniş çerçeveli konulara atıfta bulunan bir etkinlik oldu.
Sempozyum açılış konuşmalarını yapan TMMOB Kadın Çalışma Grubu Başkanı M. Hanze GÜRKAŞ ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ; kadının, maruz kaldığı tüm sıkıntı ve baskılara karşın cesaretli duruşunun daima varolacağına dikkat çektiler.
Ülkü Karaalioğlu ve Aslı Gördebak`ın moderatörlüğünü yaptığı sempozyumda; konuşmacılar kadının toplumdaki yeri, çalışma koşulları ve güvencesizliği, güç birliği olanakları, kadının hukuksal anlamda kazanımları, kayıpları ve kadın istihdamı politikaları, savaş etkisi altındaki kadınlar ana başlıkları ile sunumlar gerçekleştirdiler.
?
Yaşamın her alanında kadın olarak var olma mücadelesi vermenin güçlüğü yanında, kadına uygulanan zorbalıklar ve baskılar, kadının ayakta kalmasını daha da zor bir hale getirmektedir.
Kadının; toplumun kendisine yüklediği misyon ile günlük yaşam akışı içerisinde verdiği emek adeta bir ?görev` haline gelmiş, yüklenen sorumluluklar ne yazık ki kadınla özdeşleştirilmiştir. Kadının sosyal yaşantısı içinde birey olma hali, önceliğini yitirip bu sorumluklar kadın için normalize edilmiştir.
Eşitlikten son derece uzak olan bu anlayışın yanında; kadının iş yaşamında da varlığını kanıtlama mücadelesi vermek zorunda kalması, güvencesiz çalışma koşulları, maruz kaldığı şiddet ve sözlü / fiziksel tacizler, yaşam hakkını elinden alan töreler, hukuksal alanda kadını savunmasız bırakan boşluklar, uygulanan ayrımcılıklar, elinden alınan özgürlükler? Kadını ve adını yok sayan daha pek çok barbar zihniyet, maalesef kadının temel hak ve özgürlüklerine yaptıkları müdahaleler ile onu ikincilleştirmiştir. Ancak kadın tüm bu baskılara karşın sesini duyurmaya devam edecek, mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir.
Eğitimli kadın, güçlü kadın, cesur kadın.
Özgür kadın, yürekli kadın, varlığı yaşama anlam katan kadın.
Dimdik ve ayakta, haykırışını tüm evrene duyuran kadın.
Umut edilen odur ki, kadının;
* Kendisini, adını, eşitliğini ve özgürlüğünü savunmak zorunda kalmayacağı günler,
* Yaşamın her alanında var olmasının `hak` değil, artık kanıksanmış bir yaşam biçimi olacağı aydınlık gelecek,
* Emeğinin, isminin, elinin değdiği yerlerin güzelleştiğini gören paylaşımcı zihinler,
* Mücadele ile değil kutlamalarla geçecek, haklarını haykırmaya gerek kalmayacak 8 Martlar ve nazarında tüm zamanlar?
"Kadın Olmanın Mesele Adledilmeyeceği" güzel günler görmek ümidi ile?