BU YAPILAR DEPREMİ KALDIRMAZ
Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE`nin 16 Ağustos 2014 tarihli `Cumhuriyet Gazetesi`nde yayımlanan haberi
Eklenme Tarihi: 22/08/2014
BU YAPILAR DEPREMİ KALDIRMAZ
İnşaat Mühendisleri Odası, 17 Ağustos depreminin 15. yılında İstanbul`un durumunu masaya yatırdı. Oda Başkanı Gökçe, kentteki binaların depreme dayanmasının mümkün olmadığını söyledi. İstanbul Haber Servisi - İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğündeki depremin 15. yılında İstanbul`un durumunu değerlendirdi. Şube Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul`daki binaların deprem güvenliğinin olmadığını vurguladı. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, düzenlediği değerlendirme toplantısında 17 Ağustos depreminin İstanbul`a 110 km. uzaklıkta meydana gelmesine karşın 30 bin binaya hasar verdiğini, 32`si Avcılar`da 50 binanın yıkıldığını belirtti. "Oysa 17 Ağustos İstanbul depremi değildi" diyen Gökçe, beklenen İstanbul merkezli depremde kentin daha büyük hasar göreceğini kaydetti. Gökçe, Türkiye`de binaların deprem olmadan bile yıkıldığını ifade ederek "Bu yapıların deprem yükünü kaldırma şansı yok. Maalesef arazi rantı ile ülkenin siyasi finanse ediliyor. Bu yüzden yık-yap anlayışı hakim" dedi. 2007 Deprem Yönetmeliği`nin önemli bir kısmının binaların güçlendirilmesi ile ilgili olduğunu aktaran Gökçe, "Yönetmelik güçlendirmenin önemine işaret ediyor ama bugün müteahhit bakışıyla sadece yıkım yapılıyor. Burada mimar ve mühendis bakışı yok. Müteahhit bakışı ise sürdürülemez. Yık-yap anlayışı İstanbul`u ve kaynaklarını tüketiyor. Güçlendirme ve onarımda sınıfta kaldık" diye konuştu. Çadıra yer yok Cemal Gökçe, depremden hemen sonra 1999-2002 yılları arasında İstanbul Valiliği tarafından 310`u kesinleşmiş toplam 470 adet toplanma ve çadır yeri belirlendiğini anımsatarak bugün bu alanların dörtte üçünün yapılaştığına dikkat çekti. Kentsel dönüşüm yasasını da eleştiren Gökçe, "Deprem bahane edilerek yeni bir rant düzeni yaratıldı. 2000 yılından sonra kentsel dönüşüm yeni zenginler yaratmanın yolu olarak görüldü. Geldiğimiz noktada İstanbul 1999 yılından daha iyi daha iç açıcı durumda değil" dedi.