ŞUBE BAŞKANIMIZ CEMAL GÖKÇE?NİN 7 HAZİRAN SEÇİMLERİNE YÖNELİK YAPMIŞ OLDUĞU AÇIKLAMA

Eklenme Tarihi: 05/06/2015

İMO İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI CEMAL GÖKÇE`NİN

7 HAZİRAN SEÇİMLERİNE YÖNELİK YAPMIŞ OLDUĞU AÇIKLAMA

  

Bir zaman tünelinden geçiyoruz. Ortalık toz duman içinde. Alışıkolmadığımız, bugüne kadar eşine pek rastlanmayan bir seçim kampanyası yürütülüyor. Cumhurbaşkanı eline mikrofonu alıp il il dolaşarak iktidar partisine oy topluyor. Muhalefet partilerine karşı söylenmedik hiçbir şey bırakmadan durmadan konuşuyor. Sadece muhalefet partileri değil, iktidar partisi ve kendi söylemlerine karşı aykırı duran tüm kişi ve kurum yöneticileri de kendilerine düşen payı fazlasıyla alıyorlar.

Meydanlarda konuşanın kim olduğunu bilmeyen birileri "iktidara karşı bir partinin başkanı konuşuyor" diye düşünecekler. Oysa 7 Haziran günü herkes susacak seçmen konuşacak.

Açıkçası 7 Haziran`da sadece partiler oylanmayacak, bir bakıma Cumhurbaşkanı iktidar partisineistemiş olduğu oylarla kendisini de oylatmış olacak; oysa Cumhurbaşkanı`nın Türkiye halkının ortak paydası olması gerekir.

Bugün ülkemizde hukuk çökmüş durumda. "Hukukun ÜstünlüğüEndeksi`nde" geçen yıl 99 ülke arasında 59`uncu sırada yer alan Türkiye, bu yıl 21 sıra gerileyerek 102 ülke arasında 80`ninci basamağa düşmüş durumda.

Hazırlanmış olan bu raporda; Hükümet Gücü, Yolsuzluk, Şeffaflık, Temel İnsan Hakları, Denetim ve Güvenlik, Düzenleyici Hükümlere Uyum, Medeni Hukuk Adaleti ve Cezai Adalet gibi sekiz başlık yer almıştır.

Yolsuzluk konusunda ülkemiz sondan 6`ıncı sırada yer almakta, ayrıca yargı ve yasama organları tarafından kontrol edilebilme alt başlıklarının yer aldığı "Hükümetin Gücünün Kontrolü" değerlendirilmesinde ise,102 ülke arasında 95`inci sıraya gerilemiş bulunuyor.

Dolayısıyla kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kalkmış; iktidar, yargı ve yasamayı, yani meclisi tamamen kontrolü altına almıştır.

Ülkemiz demokrasiden, özgürlükten, çoğulculuktan, barış dilinden ve yenilikçilikten giderek uzaklaşmıştır. Adam kayırma oldukça arttığı gibi, değerler sisteminde de ciddi bir kopuş yaşanmaktadır.

Bugünkü iktidar, kendisini dışlanmış olarak gören yoksul kesimlerin desteğini alarak büyümüştür. Bir süre sonra bilgi ve bilimi de dışlayarak tüm kişi ve kurumların "kendilerine bağlılığını" öne alıp, büyük ve gösterişli yatırımlarla tüketim ekonomisini körüklemiştir. Kendilerinden yana olmayanlar sürekli olarak kötülenmiş, işsiz bırakılmış, hatta cezalandırılmışlardır. İktidar olmanın birleştiriciliğinden giderek uzaklaşılarak, toplum tehlikeli bir kutuplaşmanın içine sokulmuştur.

Günübirlik alınan karar ve torba yasalarla hukuk ölçülerini zorlayan, giderek daha da keyfileşen bir yönetim anlayışıyla "tek adam" yönetimi hakim kılınmıştır. İktidar partisinin bir parti olarak varlığını sürdürememiş olması, tek kişinin iktidarı için bir araç haline gelince, daha da "otoriterleşerek" toplumdan uzaklaşan bir "devletpartisine" dönüşmesine neden olmuştur. Ayrıca, halk iradesinin sadece "Parlamento" yoluyla değil, tüm "Anayasal ve Yasal" kurum ve kuruluşları da dikkate alarak ortak bir iradenin kullanılması gerektiği ne yazık ki unutulmuştur. 

Yatırımlar üretken olmayan tüketim alanlarına yönelmiş, teknolojik gelişmeler ve nitelikli iş gücüne yapılması gereken yatırımlardan giderek uzaklaşılmıştır. İstanbul başta olmak üzere kent toprakları acımasızca tüketilmiş ve yeni afetlere daha açık hale getirilmiştir.

7 Haziran`da yapılacak olan seçim sonrası demokratik bir restorasyona ihtiyacımız var. Toplumun farklı kesimlerinin parlamentoda temsiliyetini sağlayacak bir sisteme ihtiyacımız var.12 Eylül rejiminin mirası olan ve bugün de ısrarla sürdürülmeye çalışılan %10 barajının kaldırılmasına ve aşılmasına önemli ölçüde ihtiyacımız var. Toplumun yarısından fazlasının yok sayıldığı ve "öteki" olarak görüldüğü otoriter bir anlayıştan sıyrılıp; demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, barışçı, çoğunlukçu ve katılımcı bir Türkiye`nin yaratılmasına şiddetle ihtiyacımız var.

Ülkemizin komşularıyla barış içinde yaşamasına, kimsenin iç işlerine karışılmamasına, savaşa destek amacıyla TIR`lar dolusu silahların gönderilmemesine ve bu durumu haber yapan gazetecilerin cezalandırılmamasına önemli ölçüde ihtiyacımız var.

Bitmek bilmeyen kavgalardan yorulan halkımızın biraz nefes almaya, durup dinlenmeye ihtiyacı var.

Bir vesayetten başka bir vesayete; askeri vesayetten sivil bir vesayet rejimine geçmeyi hak etmiyor ülkemizin insanları.

Sonuç olarak;

7 Haziran`da yapılacak seçim sonucunda; siyaseti dayatmacılıktan kurtaracak daha dengeli bir parlamentonun oluşmasına, evrensel hukuk kurallarına ve insan onuruna saygı gösterecek bir yönetim anlayışına önemli ölçüde ihtiyacımız var.

Bu ihtiyaca hep birlikte katkı yapacağımıza tüm içtenliğimizle inanıyoruz.

Sevgi ve saygılarımızla.

 

Cemal GÖKÇE

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

İstanbul Şube Başkanı 

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası