16 YILDA DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY YOK
Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE`nin 13 Ağustos 2015 tarihli `yurtgazetesi.com.tr` internet sitesinde yayımlanan haberi
Eklenme Tarihi: 18/08/2015
16 YILDA DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY YOK
99 Marmara Depremi`nin 16. yılı yaklaşırken TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, Karaköy`de bulunan Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Aradan geçen on altı yılı değerlendiren Gökçe, "Deprem açısından, `99 yılından daha iyi durumda değiliz" dedi.
17 Ağustos 1999`da Türkiye en karanlık günlerinden birini yaşadı. Merkez üssü Gölcük`teki 45 saniyelik depremde; `17 bin 480` kişi hayatını kaybetti, `500 Bin`in üzerinde yurttaş evsiz kaldı. Depremi`nin 16. yıl dönümü öncesinde İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen basın toplantısında "Ülkemiz ve İstanbul yaşanacak bir depreme ne kadar hazır?" konusu masaya yatırıldı.
`99 Marmara Depremi`nin 16. yılı yaklaşırken TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, Karaköy`de bulunan Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Aradan geçen on altı yılı değerlendiren Gökçe, "deprem açısından, `99 yılından daha iyi durumda değiliz" dedi.
17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Gökçe 16 yılı şöyle değerlendirdi:
"Deprem açısından,1999 yılından daha iyi durumda değiliz Genel olarak doğal afetlere, özel olarak da deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin olarak bütünlüklü "Stratejik Bir Plan" bugüne kadar ortaya konamamış, konmuş olanlar ise uygulamadan oldukça uzak kalmıştır. Doğal afetlere ve özellikle de deprem tehlikesine karşı alınması gereken önlemler yerine, geleneksel bir anlayışın devamı olan "yara sarma" yaklaşımından "risklerin azaltılması" noktasına gelinememiştir. Marmara depreminin ardından İstanbul`da İl Afet Merkez Kurulu tarafından tespit edilen 493 toplanma yeri ve çadır kurma 4/3`ü ranta, haksız kazanca, kamusal ve kamu yararına kullanılan alanların birçoğu bugün,"kentsel dönüşüm" adı altında plan bütünlüğünden koparılarak ranta teslim edildi. Yeterli ölçüde mühendislik hizmeti görmeyen, kaçak ve denetimsiz olarak üretilen yapı stokumuzun sayısı, 1999 afetinden 16yıl geçmiş olmasına rağmen bugün bile oldukça fazla. Toplam bina sayısının yaklaşık %25`i oturulamaz hale gelmiştir."
İSTANBUL YIK YAP ANLAYIŞINA TESLİM EDİLDİ
İstanbul`un müteahhitlik anlayışıyla yönetildiğini belirten Gökçe "beklediğimiz İstanbul depreminde 2 milyon kişi evsiz kalacak, binlerce can kaybı ve yaralı insan ortaya çıkacaktır. İstanbul müteahhit anlayışı ile sadece YIK-YAP anlayışına teslim edilemez. Bugün İstanbul AVM`lere, yerli yersiz gökdelenlere teslim edilmiştir. Kentsel dönüşüm uygulamaları sosyal ve toplumsal sorunları daha da arttırıyor" dedi.
ÇALIŞMALARIMIZ RAFLARDA ÇÜRÜDÜ
Depremden sonra kendilerinin de katıldığı çalışmaların raflarda çürüdüğünü kaydeden Gökçe "Özellikle 2003 yılında dört üniversitemizin İstanbul Büyükşehir Belediyesi için hazırlamış oldukları İstanbul Deprem Master Planı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2004 yılında düzenlenen 1. Deprem Şurası rapor ve kararları, yine 2009 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından düzenlenen Kentleşme Şurası rapor ve kararları ne yazık ki bugüne kadar hayata geçirilmemiş veya geçirilememiştir. Beklediğimiz İstanbul depreminde 2 milyon kişi evsiz kalacak, binlerce can kaybı ve yaralı insan ortaya çıkacaktır" öngörüsünde bulundu.
Yapı denetim konusundaki eksikliklere dikkat çeken Gökçe, yaşanan iş cinayetlerinde inşaat sektörünün ağırlığıyla ilgili şöyle konuştu:
YASALAR YAZ-BOZ KAĞIDI
2001 yılında çıkarılmış olan 4708 sayılı Yapı Denetim Yasası kapsamında 12 yıl fiilen proje mühendisliği yapmayanlar proje denetçi belgesi alamamışlardı. Bu süre daha sonra 5 yıla, bugün de 3 yıla indirilmiştir. Her yıl küçük bir proje yaparak üç yılda üç proje yapanlar proje denetim belgesi almakta, her büyüklükte yapının projesini denetlemektedirler. Mühendislerin proje yapabilmeleri, denetçi mühendis olmaları ve uygulama sürecinde bulunmaları için Odamıza kayıtlı olmaları yeterli olmaktadır. Açıkçası mühendisin imzası bir yeterlilik, etik ve vicdani sorumluluk anlayışından çıkarılarak, ruhsat için gerekli olan bir formalitenin tamamlanması için kullanılmaktadır. Son derece sınırlı olan Odamızın ve diğer meslek odalarının yetkileri 2011 sonrası dönemde daha da sınırlandırılmıştır.
DOLGU ALANLARI EN TEHLİKELİ ALANLARDIR
Deprem sonrasında yaşanacak ardçı sarsıntılardan korunmak için vatandaşların evlerine sağlam da olsa dönmeyeceklerini belirten Gökçe, "En az yüzde 25 oranında yapı oturulamaz hale gelecek. 2 milyon kişi evsiz kalacak. Bize deniz kenarındaki dolgu anlarına gidin diyorlar. Dolgu alanları en tehlikeli yerlerdir" dedi. Gölcük Depreminde sulara gömülen Değirmendere`yi hatırlatan Gökçe, "Yol yaparak denizi doldur. Miting alanlarını yok say, denizi doldurup miting alanı yap. Yetmedi yeni inşaat alanı yeri oluşturmak için tekrar denizi doldur. Kutlamak gerekir bizim yöneticilerimizi" dedi. Gökçe, "Depremde suyla buluşacak ilk yerler Maltepe, Yenikapı, Ataköy`deki dolgu sahalarıdır" şeklinde konuştu.
EVLERİMİZ DIŞARIDAN DAHA GÜVENLİ
"Evlerimiz dışarıdan daha güvenli" diyen Gökçe, "3. Köprü, 3. Havalimanı gibi projelerle övünmememiz gerekir. 400 bilim adamının çalıştığı 1/100 bin`lik çevre düzeni planında 3. Köprü, İstanbul`un kuzeyine 3. Havalimanı, iki yakaya iki kent gibi projeler var mıydı? İstanbul`u kendi ellerimizle afete hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı.