ÇİLE ÇEKMEYE HAZIR MIYIZ!
Şube Başkanımız Cemal GÖKÇE`nin 7 Aralık 2015 tarihli `Nokta Dergisi`nde yayımlanan haberi
Eklenme Tarihi: 14/12/2015
ÇİLE ÇEKMEYE HAZIR MIYIZ!
Rus savaş uçağının vurulmasının ardından ilk akla gelen Ruslar`ın doğalgazı kesmesi tehlikesi oldu. Türkiye tükettiği doğalgazın yüzde 55`ini Rusya`dan alıyordu. İlk günlerde doğalgaz kesilir mi kesilmez mi tartışmasında ibre kesilmeyeceği yönündeydi. Ancak Rusya`nın adım adım yaptırımları devreye sokması ve kış ortasında doğalgazı kesebileceği ihtimali güçlenmeye başladı. AKP kanadından gelen "Rusya doğalgazı kesmez/kesemez" çıkışları, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Katar yolunda yaptığı açıklama ile bir anda kesiliverdi. Erdoğan, "Ortalama vatandaş doğalgaz konusunda bir sıkıntı yaşar mıyız diye endişeleniyor, ne diyeceksiniz?" sorusuna şu ilginç cevabı verdi: "Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık biliyorsunuz, doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir..." Cumhurbaşkanı`nı, Başbakan Davutoğlu`nun KKTC`den yaptığı açıklama izledi. Bazı Erzurumluların `Gerekirse tezek yakarız ama sınırlarımızı çiğnetmeyiz` dediğini aktaran Davutoğlu, "Olursa bizim milletimiz vatanı ve onuru için gerekli fedakarlıkları göstermeye hazır bir millettir" dedi. Sonra da ekledi: "Rusya`nın yaptırımlarını beklenmedik afet gibi değerlendirin..." Bu sözlerin ardından Türkiye halkını aldı bir telaş. Çünkü Rusya`nın doğalgazı kesmesi, sanayi üretimini durduracağı gibi Türkiye`yi de donduracak demekti. Türkiye, 1990`lı yıllardan itibaren doğalgazla tanıştıktan sonra sobayı sokağa atmış, odun kömür derdinden kurtulmuştu! Hatta büyükşehirlerde pıtrak gibi göğe doğru yükseltilen sitelerde soba bacası bile koymaya gerek görülmemişti. En lüksünden en sıradanına, TOKİ`nin yaptığından, milyon dolara satılan özel teşebbüsün yaptığına kadar binalarda soba bacası diye bir şey hiç düşünülmemişti. Yani o sitelerde oturanların bir gün gelip de sobaya muhtaç kalacağı hiç hesaba katılmamıştı. Kara kışın kapıyı çaldığı günlerde doğalgazın kesilmesi demek, evlerin ısınmaması demekti. Elektrik sobasıyla ısınma alternatifi de elektrik üretiminin yarıya yakınının doğalgaz çevrim santrallerinden karşılandığı gerçeğiyle ortadan kalktı. Yani doğalgaz yoksa elektriğin olması da pek mümkün değildi.
TANZİMAT DÖNEMİNE GERİ DÖNÜŞ!
Önce Türkiye topraklarının sobayla tanışmasına bir bakalım. Bu topraklar sobayla ilk olarak Tanzimat döneminde tanıştı. Önceleri Türkiye`de ısınma amacıyla, evlerin duvarlarına gömülü olarak yapılan ocaklardan yararlanılırdı. Avrupa ile ilişkiler arttıkça büyük kentlerde Avrupa`dan getirilen sobalar kullanılmaya başlandı. Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinden Rusya`ya çalışmaya gidenler de dönüşlerinde `peçka` denen Rus sobalarından getirdiler ve soba kullanımı giderek yaygınlaştı. Başlangıçta sobalarda odun yakılıyordu; `Odun sobası` denilen bu sobalar basit bir düzeneğe sahipti. Odunun yakılacağı bir gövde ve dumanın odadan dışarı atılmasına yardım edecek borulardan oluşuyordu. Odunların yanması bitince ısı üretimi de bitiyordu. Yani sık sık sobayı ateşlemek gerekiyordu. Ardından Zonguldak`ta taşkömürü yataklarının bulunup işletilmeye başlanması ve linyit üretiminin artmasıyla kömür sobası kullanımı yaygınlaştı. Böylece hem yakılan sobanın daha fazla ısı vermesi hem de daha uzun süre yanması sağlandı. Kömür sobaları zamanla çeşitlenirken, sobalara fırın eklendi. Bunun adına da `kuzine` denildi. Böylece soba hem ısınma, hem çamaşır kurutma, hem üzerinde su ısıtma/ yemek pişirme hem de, fırınında kestane, patates, börek, pasta pişirmekte kullanılır oldu. Yani tek bir soba, birçok hizmeti birden verir hale getirildi.
MODERN ZAMAN SOBALARI
Şimdilerde ise sobalar tasarım ve ısınma amaçlı olarak daha da modernleştirildi. Odun sobası, kömür ve kuzine soba modelleri fuarlarda ve satış noktalarında boy gösteriyor. Doğalgaz ile ısınmaya bir alternatif olarak oldukça dekoratif bu sobaları kullanabiliyor. Doğalgazın bulunmadığı bölgelerdeki yazlıklar ve çiftliklerde dekoratif sobalar bir hayli rağbet görüyor. Soba çeşitleri gibi sobanın yakıtları da çeşitli. Genellikle odun ve kömür çeşitleri kullanılıyor ısınmada. Ancak sıvı yakıtlardan petrol, gaz halindeki yakıtlardan havagazı, daha başka yanıcı gazlar yakan sobalar var. Sobalar kullanıldıkları bölgelere göre başka küçük değişmeler de gösterirler. Meselâ odunun bol olduğu yerlerde odun sobası, linyitin bol olduğu yerlerde linyit sobası daha elverişli. Ayrıca, bazı bölgelerin özel yakıtlarını kullanan sobalar da var. Meselâ yurdumuzda bazı bölgelerde fındık kabuğu, bazı bölgelerde tahta talaşı, bazı bölgelerde de hayvan pisliğinden yapılan, «tezek» adı verilen özel bir yakıt ısınma aracı olarak kullanılır. Yakıtına göre sobanın şekli de ısıtma kapasitesi de değişir.
BİR GÜN SOBAYA İHTİYAÇ OLURSA DİYE DÜŞÜNMEDİK!
Rusya doğalgazı keserse, elektrik de olmazsa nasıl ısınacağız sorusuna cevap arayanların aklına tekrar soba geldi. Soba bacası bile olmayan evlere sobayı nasıl kurabilirdi, ilk akla gelen "delerim pencereyi, veririm boruyu dışarıya, yakarım sobayı otururum" oldu. Ama gerçekte bu pek mümkün görünmüyor. İstanbul gibi büyükşehirlerde soba bulmak bir dert. Sobayı bulsan odun kömür bulmak ayrı bir dert. Sobayı, odunu kömürü bulsan da saba bacası yapılmaya gerek görülmeyen evlerde nasıl yakacaksın ayrı bir dert! İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe`ye büyükşehirlerdeki binaların soba kullanımına ne kadar elverişli olduğunu, olası bir doğalgaz krizinde bu binaların soba kullanımına uygun hale nasıl getirilebileceğini sorduk. "Rusya musluğu kısarsa kıyamet kopar!" diyen Gökçe, "Çünkü alternatif ısınma araçları yok" diyor. "Geçmişte konutlarımız ya da kamu binalarımızın kalorifer sistemi kurularak ısıtılması düşünülürken bile en azından bazı alanlara soba, baca yerleri koyuyorduk" diyen Gökçe, "Uzunca bir süre böyle devam etti. Özellikle rezidans dediğimiz çok katlı yapılar bundan vazgeçtiler. Yeni yapılan konutlarda da öyle oldu zamanla. Alternatif ısınma araçları düşünmediler. Dolayısıyla doğalgazın tek ısınma ya da soğutma aracı olarak sürekli olabileceği çerçevesinde bir anlayışa oturdular. Konutlar ya da kamu türü yapılarda böyle yapıldı" diyor.
SEYREYLEYİN O ZAMAN GÜMBÜRTÜYÜ
"Bu krizin devam etmesi durumda siz seyreyleyin gümbürtüyü. Özellikle kentlerde 5 yaşayanlar zor durumda kalır" diyen Cemal Gökçe nedenini de şöyle anlattı: "O konutları bir anda sobalı evlere nasıl dönüştüreceksin? Kolay değil bu. Yıkacaksın, kıracaksın, yeniden baca delikle oluşturacaksın. Kolay iş değil. Bugünden yarına yapılabilecek şeyler değil. Uzun süreli olması gerekir. Mevsimin kış olması açısından, bu kadar doğalgaza bağımlı yapının bir anda yıkılıp dönüştürülmesini, o kömürün bulunması bile mümkün değil. Kömür biriktirmenin, depolamanın belli bir zamanı olması gerekir. Bu bile olanaklı değil. Yapılarda kömürle ısınma araçlarının, baca deliklerinin oluşturularak odun veya kömür sobalarıyla ısınma çerçevesinde bacaların oluşturulması bile çok kolay bir iş değil. Kat maliklerinin bir araya gelip yapması gerekir. İnceleme yapılması gerekir. Bu bacalar nereye yapılacak, neresi kırılacak, nereden çıkacak. Bu da bir mühendislik, projelendirme işi. Öyle insanlar şurayı kırıp yapalım şeklinde olmaz. O zaman da başlarına yıkarlar o yapıyı. Kriz çıkarsa çok ciddi bir sıkıntı yaşanır, insanlar donacak..."
BİR DAİREYE MALİYETİ NE KADAR?
Son dönem yapılan binaların hemen hemen hiçbirisinde soba bacası olmadığı düşünülürse soba yakmak için binanın hazır hale getirilmesinin maliyetinin ne kadar olacağını inşaat mühendisleri ve inşaat ustalarına sorduk. Mühendisler net bir maliyet hesabı çıkarılamayacağını söylerken inşaat ustaları tek bir daire için kabaca maliyet çıkardı, işte kalem kalem o maliyetler: Tek katlı evler ve tek bir baca için: - Dairenin içinden tavana kadar baca yapmak için baca tuğlası, sıva ve badana: 400 TL. - Bacayı çatının üstüne çıkarmak için beton kırma, çatıyı açma, tuğla, kiremit/çinko sıva ve badana: 1200 TL. - Usta ve amele ücreti 500 TL. - Soba: 250 ila 1000 lira tercihe göre. -Soba borusu 100 TL. - Soba altlığı, soba arkalığı ve boru kelepçeleri: 300 TL. Çok katlı binalar için: - Binanın statiğini bozmadan baca sistemi kurabilmek adına 5 katlı, 10 daireli bir binanın proje maliyeti: 5-7 bin lira. - Baca yapımı, tuğla, sıva, badana, bacayı çatıya çıkarma, çatıyı açıp kapatma, çatıyı aşacak yükseklikte baca yapmak için: 12.000 TL. - Usta ve amele ücreti: 5-7 bin lira. - 5 katlı, 10 daireli bir bina için soba-boru, soba altlığı vs. hariç toplam: 24-30 bin TL
ESNAFA GÖRE SOBA DEVRİ GEÇTİ!
Olası bir doğalgaz krizi durumunda İstanbul`da soba bulmak ne kadar mümkün olabilecek. İstanbul`da sayılı sayıda soba satan dükkan bulunuyor. Soba tartışmasının gündem olmasıyla soba satan dükkanları ve soba alan müşterilerle gündemi konuştu. Eminönü`nde soba satışı yapan Salih Beye göre bu yapay bir gündem. Sobanın artık pek kullanılmadığını ifade eden Salih Bey, "Kimse soba almıyor. Çok nadiren soba alan müşteri çıkıyor. O daya işyerlerinde ya da böyle varoş bölgelerde yaşayan insanlar gelip alıyor. Eskiden 17 kamyon soba getirirdik. Ancak şuan da görüyorsunuz. Kimse yok" diyor. Sobanın gittiğini ama muhabbetinin devam ettiğini ifade eden Salih Bey, "Soba artık geçmişte kaldı. Birde böyle günlerde tekrar muhabbeti yapılıyor. Bizim milletin artistliğine bakmayın. Hepsi rahatına düşkün. Bu kadar tartışma olmasına rağmen soba satışlarında hiçbir hareketlilik yok" diyor.
SOBA KURALIM DERSEM KARIM BOŞAR BENİ
İşyerinde bulunduğumuz süre içerisinde soba alan Mehmet Keskin ise "Ben sobayı iş yeri için alıyorum. Çünkü oraya doğalgaz şebekesi maalesef getirilmemiş. Mecburen bir soba ve 7 tane boru aldım, işçiler ısınır bu şekilde" diyor. Kendi evinde doğalgaz kullandığını ifade eden Keskin, "Ben evimde doğalgaz kullanıyorum. Bu saatten itibaren mecburi olmadıktan sonra kimse soba kullanmayacak. Çünkü doğalgaz ile bir düğmeye basıyoruz. Şimdi ise odun, kömür, soba yakma, duman gibi şeylerle kimse uğraşamaz ki. Mesela ben karıma bundan sonra doğalgazı kesiyorum. Sobaya dönüyoruz dersem. Yarın beni kapı önüne koyar valla. Soba kuralım dersem karım boşar beni. Hepimiz Rusya`ya muhtacız. Aksi halde yuvalarımız bile yıkılır. Şimdi kaldığım evin bacası yok. Soba deliği yok. Tamamıyla doğalgaza göre yapılmış. Bunu nasıl aşacağım ki?" diyor.
BİR HAFTADA 3 SOBA SATABİLDİM
Soba satışı yapan bir başka dükkan da duran esnafa yöneliyoruz. Dükkan bomboş. Esnaf bize "Soba satışları yok. Sinek avlıyoruz. Normalde soba satışlarında biraz daha fazla artış olurdu. Mesela geçen seneye oranla satışımız baya düştü. Bu saatten sonra kimse soba almıyor. Alanlarda fakir ve apartmanda yaşamayan aileler. Gecekondularda^ garibanlar alıyor. Maalesef bir haftadır toplasan 3 tane soba satmadık. Elektrik sobaları bile doğalgaza muhtaç. Çünkü elektriği bile doğalgazla üretiyoruz. Eee ne kaldı geriye?" diyor.
SADECE SOBAYLA BİTMİYOR Kİ!
Soba satışlarının çok nadiren yapıldığını belirten diğer bir Eminönü esnafı Mehmet Amca ise artık devrin değiştiğini ifade ediyor. Mehmet Amca "Artık devir değişti. Devir doğalgaz ve elektrik devridir. Kimse soba almıyor. Sobayı alanlar aynı zamanda kömür ve odun almak zorunda. Aynı zamanda boru almak zorunda. Aynı zamanda sobayı yakma zahmetinde bulunma zorunda kalacak. Tüm bunların ortasında kömürün nereye, odunu nereye koyacak? Zaten evler sobalı diye yapılmıyor. Evlerde soba deliği yok" diyor. Eskiden kışın gelmesiyle soba artışlarında bir hareketlenme olduğuna dikkat çeken Mehmet Amca, "Eskiden soba satışları fazlaydı. Soba fiyatları da pahalı idi. Şimdi 50 liradan başlıyor bin liraya kadar çıkıyor. Kimisi nostalji olsun diye evlerinin bir tarafına soba kuruyor. Onlarda misafire hava atmak için yakılıyor" dedi. Sobalı evlerdeki en büyük tehlike, kömürden zehirlenme ve olası yangınlardır. Sobayı tam söndürmeden ya da kapatmadan uyunması halinde rüzgarla birlikte için yanan sobadan sızacak zehirli gaz, her yıl onlarca insanın canına mal olmaktadır. Sobalı evlerde çocuk büyütmek de tehlikelidir. Anneler "aman çocuk değmesin, aman koşarken dokunmasın" diye büyük bir özenle her daim tetikte olur. Soba borusuna yerleştirilen demir askılıklara kurutmak için çamaşır asılır genelde. Bunların soba ya da boru ile uzun süreli irtibatı yangın çıkmasına neden olacaktır. Deprem sobalı evler için, yadsınamaz bir tehlike. Deprem anında soba borularının yerlerinden oynayıp düşme, sobanın da devrilme tehlikesi vardır. Kovalı sobalarda, kovayı indirip kaldırayım derken belinizi incitme ihtimaline karşı çok dikkatli olmalısınız. Bazen sobayı çabuk tutuşturmak amacıyla çıra ve kağıt yerine bezin, tiner vs. gibi tutuşturucuların kullanılması sırasında, sobadan sıçrayan alevler kişiyi ve hatta tüm evi yakabilir. Dikkatli olmak gerekir.
ODUN VE KOMUR FİYATLARI
İstanbul`da i ton kesilmiş odun 580 TL 1 çuval linyit kömür 18 TL 1 çuval kok kömür 19 TL Anadolu`da 1 ton kesilmiş odun 600-700 TL 1 çuval linyit kömür 20 TL ı çuval kok kömür 22 TL SOBA NASIL KURULUR? Soba kurmak için soba kadar elzem olan malzemeler vardır. Soba ile birlikte, sobanın dumanını dışarı atacak borulara ihtiyacınız var. Ölçüm yaparak ne kadar boruya ve dirseğe ihtiyacınız var önceden tespit edip öyle alışverişe çıkmalısınız. Sobanın ayrılmaz bir diğer aksesuarı da `soba tahtası` denilen şey olacak. Sobanın zemin ile irtibatını kesmek için mermer ya da çinkodan yapılan altlık da almalısınız ki ısı kaybını ve yangın tehlikesini önleyebilesiniz. Ayrıca sobanın alt havalandırmasından dökülecek küllerin dağılmaması için de çinkoya da alüminyum bir tepsiye ihtiyacınız olacak. Sobayı ve malzemelerini aldınız eve getirdiniz. Peki nasıl kuracaksınız. Bunun için öncelikle sobanın odanın her yerini ısıtabileceği ve yaşam alanını daraltmayacak biryer seçmelisiniz. Altlığı yerleştirdikten sonra üzerine sobayı yerleştirip, boruları takmaya başlayın. Boruları soba bacasına ya da camda/duvarda açtığınız deliğe ulaştırdıktan sonra o boruları duvara ya da tavana tel ya da metal aparatlarla sabitlemeyi unutmayın. Herhangi bir devrilme tehlikesine karşı. Boruları taktınız ve sabitlemekle boruların güvenliğini sağlamış olmayacaksınız. Boruların ekleme yerlerine olabilecek zift sızıntılarının yere damlamasını önlemek için telle metal kutucuklar asmayı da unutmamalısınız. Soba yakmanın incelikleri obayı, sobaya uygun bacayı, yakacağın odun kömürü bulduk ve kurulumu yaptık diyelim, peki sobayı nasıl yakacağız. Tabi ki bu işin de püf noktaları var. Sobanın kolayca yanması için ilk şart soba borularının kurumla dolmamış olmasıdır. Eğer odun sobası yakıyorsanız işiniz biraz daha kolay. Kalın odunları arkaya, ince odunları öne koyarak kağıt, çıra ya da çam kozalağıyla sobayı tutuşturabilirsiniz. Tabii ki kapağın içine yerleştirilmiş küçük kapağı sobanın yanma hızına göre ayarlamanız şart. Kömür sobası ya da kuzine kullanıyorsanız işiniz biraz daha zahmetli. Önce Sobanın içindeki kovayı çıkaracaksınız. Kovanın içindeki mazgalın üstüne önce 15 santim kadar kömür dolduracak, üstüne o kömürü tutuşturması için odun koyacaksınız. En üste de odunu tutuşturacak çıra ya da çam kozalağı. Kovayı sobaya yerleştirdikten sonra çıra ya da kozalağı yakıp, onun da odunları tutuşturmasını bekleyeceksiniz. Modern çağda odunu ve kömürü tutuşturmak için küçük mutfak tüpünden yapılan ve pürmüz denilen aparatı kullanmak işinizi biraz daha kolaylaştırıyor tabii ki. Petrol ya da gaz ürünleriyle çalışan bir soba ise onu yakmak çocuk oyuncağı.
SOBALI EVLERDEKİ TEHLİKELER
Soba üzerinde kestane keyfi Bu kadar zahmeti çektiyseniz tabii ki de sobanın keyfini sürme hakkını da elde ettiniz demektir. Bir kere sobanın sıcağının keyfini hiçbir ısınma aracının vermediğini baştan kabul edecek ve yaşayarak da göreceksiniz. `Pom pom bom` diye yanan sobanın keyfine doyum olmayacak. Yanan sobanın üzerinde kestane keyfi ise bambaşka bir haz verecek size. Çizdikten sonra hafif nemlendirdiğiniz kestaneleri sobanın üzerine ya da kuzinenin fırınına koyduktan sonra hem kokusuyla hem de 20 yerken iki kez doyduğunuzu göreceksiniz. Sabahları kahvaltı için ekmek kızartmanın hiç bu kadar kolay olduğunu o düşünemediğinizi göreceksiniz. Alev alev yanan soba size aynı zamanda 5 ekmek kızartma makinası hizmeti de verecek. Eh tabii ki sobanın üzerinde çaydanlık sürekli kaynayacağı için soba ateşinde pişmiş çay keyfi de sizi bekliyor olacak. Doğalgazın olmadığını düşünürsek, bir yandan sınırken biryandan da sobanın üzerinde ya da kuzinenin fırınında yemekleri pişirecek, lezzetinin daha farklı olduğunu göreceksiniz. Fırın her daim sıcak olacağından evin hanımının pasta/börek yapma aşk ve şevki de haliyle artacak. Kokusuna razı iseniz kor gibi kızaran kömürün üzerine şişe takarak atacağınız sucukla evde mangalda sucuk keyfi de yapmak size kalmış. Kuzineye atacağınız küçük patatesler ve soğanlar piştiği takdirde nefis bir kumpir ziyafeti de sizi bekliyor olacak. Eh bir de soğuk kış günlerinde çamaşırı nerede kurutacağım derdinden kurtulacaksınız. Boruya asacağınız çamaşır askılığı ile çamaşırlarınızı kısa sürede kurutma imkanına kavuşacaksınız. Eh bir de yanan sobanın üzerine portakal ve mandalina kabuğu koyarsanız, kimyasal deposu oda spreylerine hiç ihtiyacınız kalmayacak.
SOBALI EVDE BÜYÜYEN NESLİN ÇOK İYİ BİLDİĞİ ŞEYLER...
Elbette soba her zaman sıkıntıdır, sobalı evde büyüyenler de bu sıkıntıların hepsini çok yakinen bilir. İşte onlardan bazıları: Genellikle ekim ayının ortalarında sobalar kurulmaya başlanır. -> Soba kurulduktan sonra "içine biraz odun at", "kovayı dök gel" gibi özellikle ergenlerin pek de hoşuna gitmeyecek şeyler sık sık duyulmaya başlanılır. Odun atarken ya da kovayı değiştirirken yere dökeceğin küller nedeniyle anne ve babadan azar işitmek adiyattandır. Sobanın tam yanmasıyla birlikte çok geçmeden oda fazla ısınır ve kapı aralanarak ısı düşürülür. Akşam yemeği yaklaşırken üzerine yemek tenceresi ve çaydanlık konularak tasarruf sağlanır. Sobanın üstünde sürekli olarak su dolu güğüm vardır. Hem sıcak su ihtiyacı karşılanır hem de buharlaşmayla birlikte kuruyan veya nemlendirilmiş olur. Sobanın üzerinde çerez, kestane, kuru tarhana, patates pişirilir, mısır patlatılır. -¦ Sobalı oda ile sobasız koridor ya da odalar arasındaki sıcaklık farkı nedeniyle tuvalete ya da mutfağa gitmek kara kara düşündürür insanı. Büyüklere kızıp oda değiştirme lüksün yoktur. Çünkü diğer odalarda sobanın yanmadığı ve soğuk olduğu aklından bir an olsun çıkmaz. -> Mandalina ya da portakal kabuğunun soba üstüne koyduğunda odaya yaydığı kokuyu çok iyi bilirsin. -> Kahvaltı için kızartılan ekmeğin üzerine sürülen tereyağının keyfini ancak sobalı evde büyüyenler bilir -> Dışardan soğuğu yiyip geldiğin evde sobanın yüzüne vuran sıcaklığı derin bir `ohhhh` çekmene neden olur. Üşümüş elleri en kısa sürede ısıtan şeyin soba sıcağı olduğunu bilirsin. Okula gidilen küçük yaşlarda pazar gecelerinde soba yanında leğende banyo yapmanın ne demek olduğunu bilirsin. Banyo sonrası sobanın en iyi saç kurutma aparatı olduğunu bilirsin. Çok soğuk günlerde ailece aynı odada yatmanın ne demek olduğunu bilirsin. Yatağa girdiğinde sobanın tavana vuran ışığının dansını izleme keyfi nedir bilirsin.