İMO İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI NUSRET SUNA`NIN 11 MART 2017 TARİHİNDE ANKARA`DA YAPILAN İMO 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISINDA YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMA METNİ

Eklenme Tarihi: 17/03/2017

Değerli Divan,

Danışma Kurulumuzun Değerli Üyeleri,

Değerli Meslektaşlarım,

 

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Örgütsel hayatımız açısından Danışma Kurulumuzun ayırt edici özelliği bulunmaktadır. Elbette Danışma Kurulumuz karar mercii değildir.

 

Ancak Danışma Kurulunun, yönetim kurulumuzun karar alma sürecinin kolaylaştırıcısı olduğu, yönetim kurulumuzdan en ücra köşedeki temsilciliğimize kadar ufuk açıcı açılımlarda bulunduğu aşikardır.

 

Danışma Kurulumuz mesleki-politik hattımızın, geleneğimizden güç alan hassasiyetlerimizin hem geliştiricisi hem de koruyucusudur.

 

Örgütsel sorunların tespit edilmesi, çözüm önerilerinin geliştirilmesi, örgütsel formatımızın şekillenmesi, mesleğimizin ve meslek odamızın geleceğini şekillendirecek ana yönelimlerimizin belirlenmesinde Danışma Kurulumuzun tartışmasız önemi bulunmaktadır.

 

Kurulumuzun asıl gücünü demokratik mekanizmanın işletilmesinden aldığı mutlaka vurgulanmalıdır.

 

Değerli Meslektaşlarım,

 

İnşaat Mühendisleri Odası 26 şubesi, çok sayıda temsilciliği ve 100 bini aşkın üyesiyle bir aile gibidir. Aile içi ilişkilerin hamuru demokrasiyle yoğrulmuştur.

 

Genel kurulumuz, danışma kurulumuz ve kurumsal işleyişimize dair bütün kademeler, demokratik mekanizmayı esas alan bir çalışma düzenine sahiptir.

 

Açık ki onbinlerce üyesi bulunan bir meslek örgütünde mesleki konular da dahil olmak üzere, ideolojik-politik yaklaşımda farklılıklar bulunmaktadır.

 

Bizleri bir arada tutan değer, mesleğimize ve meslek odamıza tutkuyla bağlı olmamız bizleri bir arada tutan bir değerdir.

 

Birleştirici öğe budur ve bilinmelidir ki bu değer ancak demokrasinin içselleştirilmesiyle anlam kazanmaktadır.

 

Vurgulamak isterim ki, farklı görüş ve yaklaşımlar bu kürsülerden özgürce savunulmuş, saygı ve hoşgörü kurullarımızın belirleyicisi olmuştur.

 

Özgürlük ve hoşgörü ortamının dayanağı ise ister örgütsel isterse ideolojik-politik konularda olsun sorunları üyesi bulunduğumuz meslek örgütünün kurumsal işleyişi içerisinde çözümleme geleneğimizdir.

 

İMO`nun kurulları bizim için hukuki ve meşru kurullardır ve çözümün adresi burasıdır.

 

Değerli Danışma Kurulu Üyeleri,

 

Ülkemiz, 94 yıllık tarihinin belki de en önemli seçimini yapacak. 16 Nisan`da önümüze gelecek sandık, geçmiş gelecek ilişkisinde, geçmişimizi nasıl değerlendirdiğimizi ve ülkemiz için nasıl bir gelecek tasavvurunda bulunduğumuzu açığa çıkartacak.

 

Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923`ten bu yana, egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu bir yönetim biçimini tercih etmiş, güçlü bir demokrasi ve parlamenter sistem birbirini tamamlayan unsurlar olarak 94 yıllık tarihimize damgasını vurmuştur.

 

Türkiye çağdaş ve gelişmiş demokrasiye sahip ülkeler arasında yer almak için, demokratik hayatındaki bütün sorun ve sıkıntılarına rağmen çaba içerisindedir. Askeri darbeler döneminden, antidemokratik, baskıcı yönetim süreçlerinden demokrasi ile çıkmasını bilmiştir.

 

Türkiye laik, demokratik bir hukuk devletidir; tercihini 1923`te kullanmış ve bu zaman zarfında demokrasisini geliştirmeye çalışmıştır.

 

16 Nisan`da önümüze konulacak sandık, ülkemizin işte bu temel değerlerine, temel özelliklerine hangi oranda sahip çıktığımızı gösterecek. Ya laik, demokratik hukuk devletinden yana tavır alacağız ya da demokrasi dışı bir yönetim biçimine evet diyeceğiz.

 

İdeolojik-politik görüşlerimiz ne kadar farklı olursa olsun tercihimizi Türkiye`den yana kullanacağız, kullanmak zorundayız.

 

İnşaat mühendislerinin parlamenter sistemden, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, denetlenebilir kamu idaresinden, hukuk devletinden ve kuvvetler ayrılığından yana tavır belirlemesinin tarihsel bir zorunluluk olduğunu belirtmek istiyorum.

 

Değerli Meslektaşlarım,

 

Kurulduğu günden bu yana Odamız, toplum ve kamu yararı görmediği her projeye karşı çıkmış, tercihini halktan, ülkeden yana kullanmıştır.

 

Odamızın, Birinci Boğaz Köprüsüyle ilgili tartışmalarda aldığı tavırla, deprem tehlikesine ve deprem önlemlerine karşı görüş ve önerileri arasındaki ilişki ve

tutarlılık, Odamızın hassasiyetlerini göstermekle kalmamakta, aynı zamanda, kamucu, toplumcu geleneğinin emarelerini taşımaktadır.

 

Odamız kamucudur, geleneğinin güçlü ayaklarından biri de bu özelliktir.

 

Parlamenter sistemin tasfiye edilmek, kamunun yok denecek noktaya geriletilerek tüm yasama-yürütme ve yargının tek adamın egemenliğine bırakılmak istendiği Anayasa değişiklik paketi için sandık başına giderek Hayır oyu kullanmak, aynı zamanda Odamızın ve mesleğimizin gelenek ve temel kabullerine bağlılık anlamı taşımaktadır.

 

Değerli Meslektaşlarım,

 

Otoriter, baskıcı, hukuk dışı bir rejim değişikliğiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Hatırlatmak isterim ki meslek odalarının güçsüz, oda-üye ilişkisinin zayıf olduğu dönemler, ya askeri darbe dönemleridir ya da demokratik işleyişin askıya alındığı süreçlerdir.

 

Odamız, son dönemde gerçekleştirilen mevzuat değişiklikleriyle, ancak askeri darbe dönemlerinde görülebilecek oranda cendere altına alınmış, etkisizleştirilmiştir.

 

Şimdi mesleğimizi itibarsızlaştıran, meslek odamızı güçsüzleştiren değişikliklere imza atan anlayış, parlamenter sistemi, örgütlenme kültürünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran bir Anayasa değişiklik paketiyle karşımıza çıkmaktadır.

 

Dolayısıyla 16 Nisan`da hayır oyu kullanmak, mesleğimize, meslek odamıza, tarihimize sahip çıkmak olacaktır.

 

Topluma, kamusal değerlere sahip çıkmasını bilen İnşaat Mühendisleri Odası Cumhuriyet`e de sahip çıkmasını bilecektir.

 

Değerli Meslektaşlarım,

Değerli Katılımcılar,

 

Kamuoyu araştırmalarına göre, 16 Nisan`da sandık sonuçlarını küçük farklar belirleyecektir. Yani sonuç ne olursa olsun, ülkenin yarısı pakete hayır diyecektir. Bu durum, Anayasaların toplumsal uzlaşı ürünü olma zorunluluğuyla çelişmektedir.

 

Sadece bu bile, hayır denilmesinin nedeni sayılabilir. Toplumun yarısının onay vermediği bir değişikliği gündeme getirmek, toplumsal yarılmayı görünür hale getirecektir.

 

Yapılmak istenen açıktır. Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyetin kurucu ideolojisiyle hesaplaşmak istenmektedir.

 

Konuşmama burada son veriyorum. Danışma Kurulumuzun çalışmalarında başarılar diliyorum.

 

Bitirirken bir kez daha yenilemek istiyorum: İnşaat mühendisleri laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkacaktır. Çünkü toplum yararı ilkesi bize bunu işaret etmektedir.

 

 

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası