ŞUBE BAŞKANIMIZ NUSRET SUNA?NIN MÜHENDİSİN YEMİNİ VE SÖYLEŞİ ETKİNLİĞİMİZDE YAPMIŞ OLDUĞU AÇILIŞ KONUŞMASI
Eklenme Tarihi: 27/12/2019
ŞUBE BAŞKANIMIZ NUSRET SUNA`NIN MÜHENDİSİN YEMİNİ VE SÖYLEŞİ ETKİNLİĞİMİZDE YAPMIŞ OLDUĞU AÇILIŞ KONUŞMASI
Sevgili Genç Meslektaşlarım,
Değerli Konuklar,
Gençlerimizin Değerli Aileleri
Bilindiği gibi 19 Aralık Meslek Odamızın kuruluş yıldönümü ve bu vesileyle bir dizi etkinlik gerçekleştiriyoruz. Onlardan birinde birlikteyiz. Bugün genç meslektaşlarımız için yemin töreni düzenleyeceğiz. Etkinliğimizi Profesör Doktor Yalçın Yüksel`in katılacağı bir söyleşi ile sonlandıracağız. Genç meslektaşlarımızın mesleğe atacağı ilk adımı, mühendis yemini ile taçlandıracağız.
Değerli Konuklar,
Sizleri Şube binamızda ağırlamaktan dolayı mutluyuz. Davetimize olumlu yanıt vererek bizleri onurlandırdığınızı bilmenizi isterim.
Hoş geldiniz, gençleri bu mutlu günlerinde yalnız bırakmadınız. İstanbul Şube Yönetim Kurulu adına sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli Gençler,
Elbette yeminin simgesel önemi bulunmaktadır. Ancak mühendis yeminini anlamanızı, içselleştirmenizi, felsefi yönünü kavramanızı ve uzun yıllar sürecek olan meslek hayatınızın belirleyicisi haline getirmenizi bir meslek büyüğünüz olarak özellikle istiyorum. Bunun kişisel bir talep olmadığını söylemeye gerek dahi duymuyorum. Bu talep bireysel değil toplumsaldır; kişisel değil kamusaldır. Şu noktayı kavramanızı isterim: İnşaat mühendisliği, mühendislik disiplinleriyle karşılaştırıldığında sosyal yönü son derece gelişmiştir. İnşaat mühendisliğini ne tarihsel, ekonomik, sosyal, teknolojik gelişmelerden ayrı değerlendirmek ne de insanlığın gelişim seyrini inşaat mühendisliği bilimi olmadan açıklayabilmek mümkündür.
Değerli Genç Meslektaşlarım,
İnşaat mühendisliği, medeniyet mühendisliği olarak bilinmektedir ve bu tespit dayanaksız değildir.
Hangi mühendislik dalı medeniyetleri görünür kılacak üretimde bulunmuştur?
Hangi mühendislik dalı tarihi görünür kılan eserler üretmiş ve onların bugüne kadar ulaşmasını sağlamıştır?
Hangi mühendislik dalı bir yandan toplumsal ihtiyaçlar üzerinden gelişme seyrini belirlerken diğer yandan gelişmenin motor gücü olmuştur?
İlkel köprülerden, ilkel barınma mekânlarından bugüne gelmenizi ve bugünkü üretimin özelliklerini aklınıza getirmenizi istiyorum. Gelişimle inşaat mühendisliği arasındaki diyalektik ilişki kendiliğinden görünür olacaktır.
İlgi alanınıza Cumhuriyet Türkiye`sini alınız. Genç Cumhuriyet dönemi eserlerini inceleyiniz. Cumhuriyetin var olma, ayakta kalma çabası içerisinde üretilen ve simgesel değer taşıyan eserlere dikkatinizi veriniz, karşınızda yine inşaat mühendisliğini göreceksiniz.
Cumhuriyet dönemi binalarından Anıtkabir`i, Gar binasını, TBMM binasını, GATA binasını, ilk toplu konutları ve daha nicelerini değerlendiriniz. Ulaştırma yapılarını; demiryolu ağlarını, tünelleri, metroları, karayollarını, köprüleri, viyadükleri, havalimanlarını listeye ekleyiniz. Enerji ve sanayi tesislerini, su yapılarını, limanları, barajları ve sulama, arıtma tesislerini, spor tesislerini de gündeme alınız. Göreceksiniz ki Cumhuriyet inşaat mühendisliği ile büyümüş, inşaat mühendisliğini büyütmüştür.
Bütün bunları hatırlatmamda tek bir neden bulunuyor: Asla sıradan bir mesleğe adım atmadığınızı vurgulu hale getirmek istiyorum. Unutmayın, sizler hem tarihe tanıklık edeceksiniz hem de tarihin yaratıcıları, yapıcıları arasında yer alacaksınız.
Değerli Gençler,
Türkiye bir deprem ülkesidir. Mevcut yapı stokumuz olası depremlere karşı güvenli değildir. Kentlerimizin depremlere karşı hazır olmadığı da bilinmektedir. Proje hazırlanmasından başlayarak sürecin tüm sorumluluğunu inşaat mühendisleri üstlenmekte, haliyle projenin, uygulamanın nitelikli olup olmadığı yapı güvenliğini doğrudan etkilemektedir.
Elbette sürecin bütün yükü inşaat mühendislerinin omuzlarına yüklenemez. Güvenli yapı üretimi; eğitimden yapı denetimine, nitelikli malzeme üretiminden mevzuata kadar geniş yelpazeye yayılmış konular bağlamında kamu otoritesinin uhdesindedir. Kamu yönetiminin kendine düşen sorumluluğu yerine getirmesi için elbette zorlayıcı olacağız ancak bir yandan da meslektaşlarımızı donanımlı hale getirmeye çalışacağız, meslek içi eğitime özel önem vereceğiz, şubemizin olanaklarını bu doğrultuda seferber edeceğiz.
Değerli Genç Arkadaşlarım,
Sizler ülkeye karşı sorumluluğunuzu yerine getirirken, ülkenin de sizlere karşı sorumluluğunu yerine getirmesini talep edeceksiniz doğal olarak. Bugün maalesef mesleğimiz düşük ücretler, sağlıksız çalışma koşulları, güvencesizlik kıskacındadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki sorunlar nitelikli üretimi doğrudan etkilemektedir.
Meslektaşlarımız, özellikle genç meslektaşlarımız arasında işsizlik gelecek kaygılarını çoğaltacak düzeydedir. Sorunlar sadece bireysel sınırlarda değildir. Mesleğimizi itibarsızlaştırılmak istenmekte, önemsizleştirilmeye çalışılmaktadır.
Mühendislik hizmeti almadan üretilen kaçak yapılar çıkarılan imar afları ile adeta ödüllendirilmekte, mühendis imzası formaliteden ibaret bir pozisyona düşürülmektedir. Aynı şekilde İnşaat mühendislerinin tek ve merkezi meslek odamız, değiştirilen mevzuatlarla etkisizleştirilmek, denetim süreci dışına itilmek istenmektedir.
Değerli Gençler,
Öğrenci kontenjanları ile istihdam olanakları arasındaki uçurum sorunlar zincirinin önemli halkalarındandır.
Her yıl on bini aşkın öğrenci inşaat bölümlerine kayıt olmakta, yakın sayılarda mezun verilmektedir. İşsizliğin, düşük ücretlerin kaynağı işte bu kontenjan ile istihdam ilişkisinde aranmalıdır. Ancak son yıl başka bir sorunla karşı karşıya kaldığımızı söylemek durumundayım. İlk defa bu sene inşaat bölüm kontenjanları boş kaldığını öğrendik.
Bunun izahatını yapmakta elbette zorlanıyoruz. Demek ki gençler, inşaat mühendisliğinde gelecek görmüyor, mevcut sorunlar nedeniyle bölümü tercih etmiyor. Elbette bunlar merkezi idarenin sorumluluğundadır ancak bizler de olanaklarımız el verdiği ölçüde, mesleğimizi içine düştüğü cendereden çekip almaya çalışıyoruz.
Değerli Katılımcılar,
Değerli Konuklar,
Konuşmamı mesleğimizin içinde bulunduğu sorun ve sıkıntılarla boğmak istemiyorum. Önemli olan gençlerimizin bugün ailemize katılması, gençlerimizin sorunları alt edecek donanıma ve bilince sahip olmasıdır. İnanıyorum ki mesleğimizin ve meslek odamızın geleceği emin ellerdedir.
Değerli Konuklar,
Bugün aynı zamanda değerli Hocamız Yalçın Yüksel ile bir söyleşi gerçekleştireceğiz. Profesör Doktor Yalçın Yüksel hocamız, akademinin değerli üyelerindendir.
Hocamızın sohbetinden zevk alacağınıza, hayata, insana ve tabii ki mesleğimize dair çok şey öğreneceğinize inanıyor, saygılar sunuyorum.