İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ? in 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansında yapmış olduğu açılış konuşması 02.06.2021
Eklenme Tarihi: 02/06/2021
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ` in 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansında yapmış olduğu açılış konuşması 02.06.2021
Değerli meslektaşlarım,
Hepinizi İnşaat Mühendisleri Odası adına saygıyla selamlıyorum
Öncelikle,
Türkiye Deprem Vakfıyla birlikte 9 uncusunu gerçekleştirmekte olduğumuz Türkiye Deprem
Mühendisliği Konferansının hayata geçmesinde emeği geçen, Konferans Eş Başkanlarına, Düzenleme Kurulu üyelerine, Bilim Kurulu Üyelerine, gerek yurt içinden gerekse yurt dışından katılan çok değerli Çağrılı Konuşmacılara, Bildiri-Makale sahiplerine, bu organizasyonun mutfağında bulunan Odamız personeline, destekleyen kuruluşlara ve sponsorlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli meslektaşlarım,
Bilimsel gelişmeler sınır tanımıyor. Buna bağlı olarak yeni teknikler ve teknolojiler de bilimsel gelişmeleri takip ediyor. Dolayısıyla bilimsel ve teknolojik gelişmeler devam ettiği sürece 30 yıldan bu yana devam eden bu Konferansımız da devam edecek gibi görünüyor.
Tarih boyunca Depreme dayanıklı yapıların tasarımı ve inşası uygarlıkların fiziksel varlığının temel sorunlarından biri olagelmiştir. Toplumlar deneyimleriyle elde ettiği bilgileri bir sonraki kuşaklara aktararak, kentsel yapılarını, tarımsal yapılarını ve ulaştırma yapılarını güvenli kılmaya çalışmışlardır.
Fakat sanayi devriminden sonra geleneksel bilgi aktarım metotları yerini bilimsel yöntemlere bırakmış, yeni malzemeler, yeni teknikler ve yeni teknolojiler ile, sanayide, tarımda, kentleşmede ve ulaştırmada hayal bile edilemeyecek yapıların üstelik güvenli bir şekilde inşası mümkün olmuştur.
Bu çerçeveden baktığımızda, 9 uncusunu düzenlemekte olduğumuz bu konferans ve bunun gibi gerçekleştirdiğimiz pek çok kongre ve sempozyum bir yanıyla bilimsel ve teknik gelişmeler için bilgi
paylaşımı platformu niteliğini taşırken diğer yandan üretilen bilginin değerlendirilmesine ve geliştirilmesine hizmet etmektedir.
Değerli meslektaşlarım,
Deprem ve dinamik yükler altındaki yapı davranışlarıyla ilgili konularda İnşaat Mühendisleri Odası kuruluşundan itibaren pek çok çalışma gerçekleştirmiştir. Fakat Odamızda Depreme yönelik ilk özel Sempozyum 1970 Gediz depremi sonrasında yapılmıştır. O tarihten bu yana yani 50 yıldır deprem İnşaat Mühendisleri Odasının gündeminden hiç düşmediği gibi temel uğraşı alanlarından biri olmuştur. Tasarım ilkelerinden şartname ve yönetmeliklere, mühendislerin eğitimi ve yetkinleşmesinden işçilerin niteliğine, yeni malzeme ve tekniklerin kullanımından güçlendirmeye, yapı stokunun çıkarılmasından kentsel dönüşüme, deprem öncesi planlama ve hazırlık çalışmalarından hasar tespitine kadar pek çok alanda ve konuda İnşaat Mühendisleri Odasının bilimsel etkinlikleri, raporları ve değerlendirmeleri mevcuttur.
Sadece bizim değil, (özellikle yaygın bir alanda çok büyük bir tahribata neden olan 1999 Marmara depreminden sonra) pek çok kurum ve üniversite yine her yönüyle depremi incelemiş ve alınması gereken önlemlere ilişkin pek çok rapor hazırlamıştır.
Bu raporların hepsi, bizim çalışmalarımız da dahil olmak üzere 2011 yılında AFAD tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulunca karar altına alınan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı`na temel teşkil etmiştir.
Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı, Devlet Kurumlarının, Yerel Yönetimlerin, Üniversitelerin, Meslek Kuruluşlarının, Sivil Toplum Kuruluşlarının üstlenecekleri görevleri tarif edip takvimlere bağlayarak 2012 – 2023 yılları arası Türkiye`yi Depremlere karşı hazırlamayı hedeflemiş ve hatta taahhüt etmiştir.
Ancak ne yazık ki 2020 yılında gerçekleşen Elazığ ve İzmir Depremleri, hiçbir sorunun çözülemediği, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı dahilinde atılması gereken adımların pek çoğunun atılmadığı gerçeğini gözler önüne sermiştir.
Biz meslek kuruluşları, bilim insanları ve toplumun duyarlı kesimleri üstüne düşen görevleri yerine getirmeye çabalarken, aynı duyarlılığı ve çabayı yetki ve sorumluluk sahibi olan siyasal otoritenin göstermediğini ne yazık ki bahsi geçen depremlerle açıkça görüyoruz.
Değerli meslektaşlarım,
Bizler bir yandan böylesi etkinliklerle bilimsel bilginin gelişip zenginleşmesine katkı sağlarken, diğer yandan mesleğimizin toplumsal sorumluluğu gereği, yöneticileri uyarmaya ve doğruları savunmaya devam edeceğiz.
Bizler İnşaat Mühendisliği mensupları olarak nasıl ki doğanın yıkıcı etkisine karşı insanlığı korumak için çalışıyorsak, doğayı ve çevreyi de iktisadi çıkar çevrelerinin doymak bilmez kar hırsından korumamız gerekmektedir.
İnşaat Mühendisleri Odası meseleleri değerlendirirken her zaman bilimin yol göstericiliğine inanmış ve tutumunu toplumdan ve doğadan yana olarak belirlemiştir.
Beni dinlediğiniz için teşekkür eder, Konferansımızın başarılı geçmesini dilerim.