9. TÜRKİYE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KONFERANSI -2-3 HAZİRAN 2021
Odamız adına Şubemiz ve Türkiye Deprem Vakfı-Deprem Mühendisliği Komitesi ile birlikte düzenlediğimiz 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı 2-3 Haziran 2021 tarihlerinde çevrimiçi olarak gerçekleşti.
Eklenme Tarihi: 07/06/2021
9. TÜRKİYE DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KONFERANSI -2-3 HAZİRAN 2021
Odamız adına Şubemiz ve Türkiye Deprem Vakfı-Deprem Mühendisliği Komitesi ile birlikte düzenlediğimiz 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı 2-3 Haziran 2021 tarihlerinde çevrimiçi olarak gerçekleşti. Pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak düzenlenen konferansımız zoom bağlantısı ve youtube üzerinden canlı olarak gerçekleşti. Eş zamanlı çeviri yapılan konferansta, 10 farklı kanaldan (Youtube üzerinden 4, zoom üzerinden 6) Türkçe ve İngilizce olarak yayın yapıldı (Konferans yayınımız anlık 700, iki gün sonunda toplamda 20.000 erişime ulaştı) .
Konferans Ceyda PİRALİ(Piyano) ve Başak ELKUTLU`nun müzik dinletisiyle başladı. Ardından İMO İstanbul Şube Başkanı - Konferans Eş Başkanı Nusret SUNA, Türkiye Deprem Vakfı Deprem Mühendisliği Komitesi - Konferans Eş Başkanı Alper İLKİ, Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa ERDİK ve İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ`in açılış konuşmalarıyla devam etti.
Şube Başkanımız Nusret SUNA açılış konuşmasına meslek odamızın yıllardır deprem üst başlığı altında çok sayıda bilimsel etkinlik gerçekleştirdiğini ve, üniversitelerle işbirliği içerisinde, konunun paydaşlarını da kapsayarak geoteknikten afete haberleşmeye, kentleşme politikalarından imar planlarına, hazır betondan yapı denetime kadar pek çok konuda uluslararası katılma açık sempozyum, konferans ve kongrelerde ele alındığını belirtti. Bu etkinliklerde önemli çıktılar elde edildiğini ve meslek alanımızın teorik çerçevesini zenginleştiren çalışmalar olarak değerlendiren SUNA, "Deprem mühendisliği başlığında ısrar ederek kamuoyunun, daha doğrusu kamu adına karar verme ve uygulama yetkisini elinde bulunduranların bunun bilincine varmasını, kentlerimizi ve yapılarımızı deprem mühendisliğinin ilkeleri rehberliğinde depreme hazır hale getirmesini bekliyoruz. Israrımızdaki inatçılığımızın nedeni budur." şeklinde devam etti.
"Kentlerin altyapıdan ulaşıma, deprem sonrası haberleşmeden deprem toplanma alanlarına kadar depreme göre planlanmamış, deprem bilinci oluşturulamamıştır. Yapıları depreme karşı güvenli hale getirmek amacıyla başlatılan Kentsel Dönüşüm Projeleri ne yazık ki hedefinden sapmış, daha çok rant değeri yüksek alanlara yönelmiştir. Yine imar politikalarının belirlenmesinde rant yaratma yaklaşımı etkili olmuştur. Denebilir ki başta İstanbul olmak üzere deprem tehlikesi altındaki kentlerimizde yaşayan vatandaşlarımız adeta kaderleriyle baş başa bırakılmıştır." diyen SUNA, kentleşme ve imar politikaları rant yaratma hedefinden uzaklaştırılıp toplumsal fayda gözetilerek insan odaklı hale getirilmesi, yapı üretim ve denetim sisteminin zaaflarından arındırılıp işlevli kılınması, popülist yaklaşımların yerine bilim, teknik ve aklın belirleyici olması, kentlerimizin ve yapılarımızın deprem güvenliğinin sağlanması, mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi için merkezi bütçeden kaynak aktarılması, merkezi yönetim-yerel yönetim-toplum işbirliği sağlanması ve ulusal seferberlik ilan edilmesi durumunda bir doğa olayı olan depremin afete dönüşmesinin engellenebileceğine dikkat çekti ve konferansa emek ve katkı verenlere teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
Türkiye Deprem Vakfı Deprem Mühendisliği Komitesi - Konferans Eş Başkanı Alper İLKİ, konferansın zoom ve youtube üzerinden yapacağı yayınlara ilişkin altyapı bilgilerine yönelik bilgiler aktardığı konuşmasında "İki gün devam edecek konferansımızda, beşi yurt dışından olmak üzere organizasyon komitesi tarafından davet edilmiş 12 çok seçkin bilim insanı çağrılı konuşmacı olarak sunum yapacaktır. Çağrılı konuşma oturumlarına ilave olarak, 88 sözlü bildiri de diğer oturumlarda sunulacaktır. Mümkün olduğunca sunumlar, konuşmacılar tarafından, canlı bağlantılar ile gerçekleştirilecektir." dedi. Olası bağlantı sorunları durumunda B planı olarak konuşmacılar tarafından daha önce kaydedilmiş video kayıtları kullanılacağına dair bilgi aktaran İLKİ, konferansın yapısal deprem mühendisliği, geoteknik deprem mühendisliği, deprem yönetmelikleri, deprem yer hareketi, aktif ve pasif sismik yalıtım sistemleri, deprem etkilerine karşı güçlendirme ve tarihi yapıların deprem davranışı gibi ana başlıklar altında toplanabilecek tam 100 sözlü sunum ve panel sırasında yapılacak 9 sunum bazıları paralel şekilde ilerleyecek toplam 25 oturumdan oluştuğunu belirtti. "Tüm dünyada büyük kayıplara sebep olan COVID-19 salgını bilimsel toplantıların da biçimini etkilemiş, yüz yüze yapılmakta olan bilimsel toplantılar çevrim içi olarak gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Her ne kadar, bu durum bizlerin bu konferansta yüz yüze bir araya gelmemizi engellemişse de, bu tür bir konferansın alışılmış bir konferansa göre çok daha sınırlı bir çevre kirliliğine yol açacağını düşünmek belki hepimiz için bir teselli olabilir." diyen İLKİ, konferansa emek ve katkı verenlere teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa ERDİK, "1993 yılı aynı zamanda rahmetli hocamız Rıfat Yarar`ın öncülüğünde kurulmuş olan Türkiye Deprem Vakfı ve bir alt-kuruluşu olan Deprem Mühendisliği Komitesi yaklaşık 28 yıldır Deprem Mühendisliği bilgi ve mesleğinin gelişmesinin sağlanmasına yönelik çalışmalarda bulunmaktadır. Esas amacımız olan deprem kayıplarının azaltılması konusunda 1947`de yürürlüğe konulan "Türkiye Yersarsıntısı Bölgeleri Yapı Yönetmeliği`nden başlayarak 74 yıldır çalışmamıza rağmen, daha da almamız gereken oldukça uzun bir yol bulunmaktadır. Bugün deprem olayını çok iyi anlıyor ve deprem tehlikesini ve riskini rasyonel olarak belirleyebiliyoruz. Son iki yıl içinde hazırlamış olduğumuz bina ve alt-yapı deprem yönetmelikleri, başta İstanbul`daki okullar, hastaneler ve ulaşım alt-yapısının güçlendirilmiş olması, bağımsız denetim uygulamalarının yayılması, zorunlu deprem sigortası sisteminin yaygınlaşmış olması olumlu gelişmeler olarak belirtilmelidir." diyerek başladığı konuşmasını konferansta emeği geçenlere teşekkür ederek tamamladı.
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner YÜZGEÇ, "Bilimsel gelişmeler sınır tanımıyor. Buna bağlı olarak yeni teknikler ve teknolojiler de bilimsel gelişmeleri takip ediyor. Dolayısıyla bilimsel ve teknolojik gelişmeler devam ettiği sürece 30 yıldan bu yana devam eden bu Konferansımız da devam edecek gibi görünüyor. Tarih boyunca Depreme dayanıklı yapıların tasarımı ve inşası uygarlıkların fiziksel varlığının temel sorunlarından biri olagelmiştir. Toplumlar deneyimleriyle elde ettiği bilgileri bir sonraki kuşaklara aktararak, kentsel yapılarını, tarımsal yapılarını ve ulaştırma yapılarını güvenli kılmaya çalışmışlardır. Fakat sanayi devriminden sonra geleneksel bilgi aktarım metotları yerini bilimsel yöntemlere bırakmış, yeni malzemeler, yeni teknikler ve yeni teknolojiler ile, sanayide, tarımda, kentleşmede ve ulaştırmada hayal bile edilemeyecek yapıların üstelik güvenli bir şekilde inşası mümkün olmuştur." diyerek başladığı konuşmasında, deprem ve dinamik yükler altındaki yapı davranışlarıyla ilgili konularda İnşaat Mühendisleri Odası`nın kuruluşundan itibaren pek çok çalışma gerçekleştirdiğine değindi.
Odamızda depreme yönelik ilk özel sempozyumun 1970 Gediz depremi sonrasında yapıldığını, o tarihten bu yana depremin İnşaat Mühendisleri Odası`nın gündeminden hiç düşmediğini ve temel uğraşı alanlarından biri olduğunu belirten YÜZGEÇ, Odanın pek çok alanda bilimsel etkinlikleri, raporları ve değerlendirmeleri olduğuna dikkat çekti. Hazırlanan raporların 2011 yılında AFAD tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulunca karar altına alınan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı`na katkısı olduğunu belirten YÜZGEÇ, 2020 yılında gerçekleşen Elazığ ve İzmir Depremlerinin, hiçbir sorunun çözülemediği, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı dahilinde atılması gereken adımların pek çoğunun atılmadığı gerçeğini gözler önüne serdiğini vurguladı. YÜZGEÇ, "Biz meslek kuruluşları, bilim insanları ve toplumun duyarlı kesimleri üstüne düşen görevleri yerine getirmeye çabalarken, aynı duyarlılığı ve çabayı yetki ve sorumluluk sahibi olan siyasal otoritenin göstermediğini ne yazık ki bahsi geçen depremlerle açıkça görüyoruz. Bizler bir yandan böylesi etkinliklerle bilimsel bilginin gelişip zenginleşmesine katkı sağlarken, diğer yandan mesleğimizin toplumsal sorumluluğu gereği, yöneticileri uyarmaya ve doğruları savunmaya devam edeceğiz. Bizler İnşaat Mühendisliği mensupları olarak nasıl ki doğanın yıkıcı etkisine karşı insanlığı korumak için çalışıyorsak, doğayı ve çevreyi de iktisadi çıkar çevrelerinin doymak bilmez kar hırsından korumamız gerekmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası meseleleri değerlendirirken her zaman bilimin yol göstericiliğine inanmış ve tutumunu toplumdan ve doğadan yana olarak belirlemiştir." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Konferansta Oturum Başkanlığını Atilla ANSAL`ın yaptığı Prof. Dr. Rıfat Yarar Konuşması bölümünde Kutay ÖZAYDIN "Türkiye`de Geoteknik Deprem Mühendisliğinde Gelişmeler" konusunda bir sunum gerçekleştirdi.
Konferansın Birinci Oturumu Haluk SUCUOĞLU tarafından yönetildi. Bu oturumda Çağrılı Konuşmacı Mustafa ERDİK "Türkiye`de Sismik İzolasyon" konusunda sunum yaptı.
Oturum Başkanlığını Sinan AKKAR`ın yapmış olduğu ikinci oturumda Çağrılı Konuşmacı Vitor SILVA "Olasılıksal Sismik Risk Değerlendirmesinde Mevcut Uygulamalar ve Gelecekteki Trendler" konulu sunumunu gerçekleştirdi.
Oturum Başkanlığını Alper İLKİ`nin yapmış olduğu üçüncü oturumda Tema Konuşması Kutay ORAKÇAL (Betonarme Perdeler: Davranış ve Modelleme) tarafından gerçekleşti.
Oturum Başkanlığını Mustafa ERDİK`in yaptığı dördüncü oturumda Tema Konuşması Sinan AKKAR (Olasılıksal Yerdeğiştirme Talebi ve Mevcut Yönetmelik Yöntemleri İle Kıyaslanması tarafından gerçekleşti.
Paralel oturumlarda, Yapısal Deprem Mühendisliği, Deprem Yer Hareketi, Depreme Dayanıklı Yapısal Tasarım, Yapıların Depreme Karşı Güçlendirilmesi, Yapısal Deprem Mühendisliği, Yapısal ve Geoteknik Deprem Mühendisliği konu başlıklarına yönelik bildiriler sunuldu.
Konferansın ikinci gününün ilk oturumu Kemal Önder ÇETİN tarafından yönetildi. Bu oturumda Çağrılı Konuşmacı Farzad NAEİM, Dirençlilik (Resilience) Esaslı Yapısal Tasarıma Doğru başlıklı sunumunu ve Çağrılı Konuşmacı Atilla ANSAL ise Performansa Bağlı Geoteknik Deprem Mühendisliği başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Altıncı oturum eşzamanlı üç paralel oturumda Aktif ve Pasif Yalıtım, Tarihi Yapılar ve Kültürel Miras ve Altyapı ve Temel Sistemleri konularında bildiriler sunuldu.
Oturum Başkanlığını Ahmet YAKUT`un yaptığı yedinci oturumda Çağrılı Konuşmacı Haluk SUCUOĞLU "Sismik Performans Değerlendirmesi için Deprem Yer Hareketlerinin Ölçeklendirilmesi" başlıklı sunumunu gerçekleştirirken, Tema Konuşmaları Katrin BEYER (Tarihi Yığma Taş Duvarların Sismik Davranışı ve Modellenmesi) ve Ario CECCOTTI (Ahşap Yapıların Sismik Davranışı) tarafından gerçekleşti.
Sekizinci oturumda Oturum Başkanlığı Hilmi LUŞ tarafından yapıldı. Tema Konuşması Erdal ŞAFAK (Deprem Mühendisliğinde Yapı Sağlığı İzleme) tarafından yapılan bu oturumda paralel oturumlarda, Yapısal Deprem Mühendisliği, Deprem Yönetmelikleri ve Deneysel Çalışmalar üzerine bildiriler sunuldu.
Oturum Başkanlığını Altuğ ERBERİK`in yaptığı dokuzuncu oturumda Tema Konuşması Dimitrios VAMVATSİKOS (Sismik Risk Değerlendirmesinde ?Dürüm Döner` Bakış Açısı) tarafından gerçekleştirildi.
Konferansın sonunda düzenlenen panel "Deprem Zararlarının Azaltılmasına Yönelik Yapılanlar, Yapılamayanlar ve Yapılması Gerekenler" konusu üzerine gerçekleşti. Moderatörlüğü Nusret Suna ve Alper İlki tarafından gerçekleştirilen panele, Gökhan Kazım Elgin (İstanbul Proje Koordinasyon Birimi Direktörü), Mustafa Erdik (Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı), Vedad Gürgen (ÇŞB Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü), Tayfun Kahraman (İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı), Nuray Karancı (TOBB ETÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi), Ekrem Kurt (MEF Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi), Serpil Öztürk (Doğal Afet Sigortaları Kurumu, DASK Genel Sekreteri), S. Gülsun Parlar (İMO Yönetim Kurulu İkinci Başkanı) ve Azime Tezer (İTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi) panelist olarak katıldılar.
Kapanış bölümünde konuşmasına "Önümüzde depreme dirençli bir Türkiye için çok uzun bir yolumuz olduğu kesin. Ama: İstanbul`da, hastane ve okullarda yapılan deprem güçlendirmeleri ve yenilemeler, başta İstanbul olmak üzere, çeşitli şehirlerde konut türü yapıların deprem güvenliğinin hızlı şekilde tahminine yönelik çalışmaların başlamış olması, Zorunlu deprem sigortasının yaygınlaşması ve gelişmesi, İl risk azaltma çalışmalarının başlamış, bazı illerde tamamlanmış olması, Kentsel dönüşüm yasası ve uygulamaları, Yapı denetim sisteminin iyileştirilmiş olması, Türkiye Deprem Tehlikesi Haritasının güncellenmiş olması, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin 2018 yılında yılında revize edilmiş olması, Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamında kullanılan Riskli Bina Tespit Esaslarının hazırlanmış ve revize edilmiş olması, Hasar tespit eğitimlerinin yaygınlaşmış olması ve hasar tespit yönetmeliği çıkarılmasına yönelik yürütülen çalışmalar, Hasar tespit işlemlerinin önceki dönemlere göre daha hızlı gerçekleştiriliyor olması, Çok sayıda meslek içi eğitim çalışmaları, Tehlikenin ve risklerin farkında olunduğunu ve belli bir çaba harcandığını gösteriyor." diye başlayan Alper İLKİ, konferansta izlenme durumuna ilişkin bilgiler aktardı ve deprem mühendisliğinin farklı alanlarında konferansa kayıtlı olan 100 bildiri 14 farklı ülkeden konuşmacının katıldığını belirtti. Konferansta emeği geçenlere teşekkür eden İLKİ, "Sağlıklı ve depreme dirençli bir Türkiye`ye ulaşana kadar depremsiz günler diliyorum." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Nusret SUNA kapanış konuşmasında "ülkemizin en önemli sorunlarından olan depremi, deprem mühendisliği bilim dalının evrensel ve bilimsel kabulleri çerçevesinde ele aldık, çok değerli üretimde bulunduk. Umarım sadece mesleki bilgi birikimini çoğaltmakla kalmadık, merkezi ve yerel yönetimlere rehber olmayı başardık. Burada iki gün boyunca görüş, öneri ve yaklaşımlarını bizlerle paylaşan değerli bilim insanlarının rehberliğine duyulan ihtiyaç sadece bilim çevrelerinin değil kamu yönetimi için de öğretici, yol gösterici olmuştur." diyerek, kentlerin ve yapıların deprem güvenliğinin sağlanmasını, bir doğa olayı olarak depremin kabul edilebilir, birlikte yaşanabilir sınırlarda kalmasını, can ve mal kaybına yol açmayacak şekilde zararlarının azaltılması gerektiğini ve bunun mümkün olduğunu belirtti.
Depremin yıkıcı etkisi azaltmak için merkezi ve yerel yönetimler, üniversiteler ve meslek örgütleri ile vatandaşların birbirini anlamasına ve işbirliği yapmasına ihtiyaç olduğunu ve konferansın bu ihtiyacın açığa çıkmasına vesile olduğunu dile getiren SUNA, "Konferansımıza emek ve destek veren kurumlara, çağrıcı konuşmacılara, izleyenlere teşekkür etmek istiyorum. Özellikle Türkiye Deprem Vakfı-Deprem Mühendisliği Komitesi`ne, İstanbul Teknik Üniversitesi`ne, Avrupa Deprem Mühendisliği Birliği`ne, Uluslararası Yapısal Beton Federasyonu`na teşekkür ediyorum. Konferansımıza yurt dışından katılan bilim insanlarını selamlıyorum. Düzenleme ve Bilim Kurullarına ne kadar teşekkür etsek kifayetsiz kalacaktır. Onlara müteşekkiriz. Bizlere destek olan sponsorlarımıza teşekkürlerimizi sunarız. Konferansın Yürütme kurulundaki arkadaşlarıma, şube çalışanlarımıza özverili çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Sözlerime son verirken bilimin yol göstericiliğinden ayrılmamak gerektiğini vurguluyor ve her sorunun bilimsel-mesleki çerçevede çözülmesinin mümkün olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, saygılar sunuyorum" konuşmasını tamamladı.