İMO 5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ`NDE HERKESİ GÖREVE ÇAĞIRIYOR
Dünya Çevre Günü nedeniyle İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklama. 04 Haziran 2010
Eklenme Tarihi: 09/09/2011
1972 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Stockholm Konferansı`ndan bu yana, 5 Haziran, "Dünya Çevre Günü" olarak kutlanıyor. Kalkınma ve sanayileşme politikalarının doğurduğu çevresel sorunlara dikkat çekebilmek amacıyla gündeme gelen Dünya Çevre Günü, aradan geçen onca seneye rağmen ne yazık ki amacına ulaşabilmiş değildir. Sermayenin kar hırsı, uluslararası şirketlerin çıkarları ve devletlerin gündelik politikaları, çevremizi ve dünyamızı tehdit etmeye devam ediyor. Altına imza koydukları anlaşmaların ve ilkelerin gereğini yerine getirmeyen devletler, içinde bulunduğumuz çevresel tehditlerin temel sorumlularıdır.
Gezegenimiz uzun yıllardan beri kuraklık, çölleşme, ozon tabakasının incelmesi, kirlenme, temiz su kaynaklarının daralması, küresel ısınma ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi tehditlerle iç içe yaşıyor. Doğayla uyumlu olmayan teknoloji tercihleri, aşırı tüketim, kimyasal kirlilik, devasa miktarda karbon salımı, sanayi atıkları ve tedbirsizlik sonucu ortaya çıkan çevresel felaketler tüm dünyanın geleceğini tehlikeye atıyor.
20 Nisan 2010 tarihinde Meksika Körfezi`ndeki bir petrol platformunda yaşanan patlamayla başlayan petrol sızıntısının, aradan geçen 1 buçuk aya rağmen henüz durdurulamaması ve kuyudaki çatlaktan denize her gün 1000 (Bin) varil petrol karışıyor olması, karşı karşıya olduğumuz tehdidin yakınlığını ve büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Yıllardır yaşadığımız deneyimlerin acı sonuçları göstermiştir ki, tüm dünyayı etkileyebilecek toplumsal maliyetleri olan işletme, üretim ve deneyler, belirli bir şirketin ya da devletin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Hiçbir şirketin ve de hiçbir devletin, dünyamızın ortak geleceğini ipotek altına alma hakkı yoktur.
Geri döndürülemez ve uzun süreli çevresel ve toplumsal sonuçları olan en büyük tahribatlardan birisi, nükleer felaketlerdir. Ülkemiz ne yazık ki, bu yıl Dünya Çevre Günü`ne "nükleer tehdit" altında girmektedir. AKP Hükümeti`nin Rusya ile yaptığı, Akkuyu`da Nükleer Santral kurulmasını öngören anlaşma, önümüzdeki günlerde TBMM`de oylanacaktır. Her türden hukuki ve ticari prosedür göz ardı edilerek, iki devlet arasında imzalanan bu anlaşmanın amacı enerji ihtiyacının karşılanması değil, AKP Hükümeti`nin "Nükleer Güç" olma hevesidir.
Türkiye halkı yıllardan beri Nükleer Enerji`ye razı edilebilmek için "karanlıkta kalmakla" tehdit edilmektedir. Oysa yapılan araştırmalar, ülkemizin enerji ihtiyaçlarının mevcut enerji kaynaklarımızın etkin kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye sokulmasıyla karşılanabileceğini göstermektedir. Sanıldığının aksine Nükleer Enerji yarının teknolojisi değil, dünün teknolojisidir. Yarının teknolojisi rüzgârdan, güneşten, dalgalardan ve daha farklı doğal kaynaklardan elde edilecek enerjidir.
İş sağlığı ve güvenliği konusunda sicili oldukça kabarık olan, her yıl meydana gelen binlerce işyeri kazasında yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği, maden ve tersane kazalarının adeta sıradanlaştığı ülkemizde kurulacak bir nükleer tesisin güvenliğinden bahsetmek mümkün değildir. En temel güvenlik tedbirlerini bile göz ardı eden, işçilerin yaşamını "kadere" terk eden bir anlayışın, en ufak kazanın bile tüm dünyayı etkileyecek ölümcül sonuçlar doğuracağı bir nükleer tesis yapmaya kalkışmasına seyirci kalınamaz. Aklı ve vicdanı yerinde olan milletvekillerini Rusya ile yapılan Nükleer Santral anlaşmasına "hayır" oyu kullanmaya çağırıyoruz.
Dünya Çevre Günü, ne yazık ki asıl anlamından ve amacından uzaklaşmış bir "Protokol Günü" haline getirilmiştir. 5 Haziran`da kürsülerden "çevreci" beyanlar verenler, ertesi gün çevre düşmanı politikalara imza atabilmektedir. Dünya Çevre Günü`nün temel öğretisi, tüm doğal hayatı ve tabiat varlığını merkezine alan, sürdürülebilir bir yaşam tarzıdır. Ya bu yaşam tarzını hayata geçirmek için gereken adımları atalım ya da "Dünya Çevre Günü"nü kutlamayı bırakalım.