RİZE GÜNDOĞDU BELDESİ HEYELANI HAKKINDA DEĞERLENDİRME
Rizede yaşanan heyelan felaketi ile ilgili olarak İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp tarafından yapılan basın açıklaması. 01.09.2010
Eklenme Tarihi: 26/10/2011
Rize`nin Gündoğdu Beldesi`nde 26 Ağustos 2010 tarihinde yoğun yağmur nedeniyle yaşanan heyelanda 13 yurttaşımız yaşamını yitirirken, 1 yurttaşımız da halen kayıp durumdadır. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını yüreğimizde hissediyor, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Heyelanın hemen ardından Trabzon Şubemize bağlı Rize Temsilciliğimiz derhal heyelan bölgesine ulaşarak hem kurtarma çalışmalarına destek olmuş, hem de incelemelerde bulunmuştur. Bu incelemeler ışığında Odamız tarafından hazırlanan ilk değerlendirmeler şöyledir:
Orman Arazisi, Çaylık Yapılmış
Temsilciliğimiz tarafından yapılan incelemelerde, heyelanın gerçekleştiği bölgedeki dik yamaçların doğal bitki örtüsü olan ormanlık arazinin ortadan kaldırılarak, "çaylık" arazi olarak tanzim edildiği anlaşılmıştır. Kökleri çok daha derinlere inen ve toprak tutucu özellikleri olan ağaçların aksine çay bitkisinin kökleri 4- 4,5 metre seviyesine kadar ulaşmakta ve bu kökler ağ biçiminde olup toprağı oynar hale getirmektedir. Bölgedeki yamaçların neredeyse tamamının "çay" ekimi için kullanılması, bölgeyi heyelana karşı savunmasız bırakmıştır.
Yapıların Atık Suyu, Doğrudan Toprağa Verilmiş
Heyelan bölgesinin toprak yapısı belirli bir seviyeye kadar kumla karışık yumuşak toprak, belirli bir seviyeden sonra ise yağlı taştan oluştuğu gözlemlenmiştir. Yapılan incelemelerde, mevcut binaların temiz ve pis su kanallarının plastik borularla yüzeye yakın bir şekilde döşendiği, arazinin belli yerinde uçlarını serbest bırakıldığı tespit edilmiştir. Gerek bu borulardan akan sular, gerekse yağan aşırı yağmur zeminin suya olan doygunluğunu taşınamaz biçimde arttırmış ve bunun sonucunda heyelan gerçekleşmiştir.
Dere Yatağı İmara Açılmış
Bölgede yapılan incelemelerde arazideki tahribatın yanı sıra, plansız yapılaşmanın da yıkımda etkisi olduğu tespit edilmiştir. Gündoğdu Beldesi ve civarındaki dere yatakları yerleşime ve imara açılmış, hatta resmi kurumlar bile derelerin üzerine kurulmuştur. Bunun yanı sıra dere kaçak yapılaşmanın da oldukça yoğun olduğu görülmüştür. Dere kenarındaki hatta derenin içindeki bu yapılaşmalar dere yatağını daraltmıştır. Derenin beraberinde getirmiş olduğu rüsubat ağaç yükü vs. malzemeler bu daralan yatakları tıkayıp set oluşturmuştur. Aşırı yağışlar bu yığılmayı arttırıp derede feyezan (kabarma ve taşma) meydana gelmiştir. Bu taşmalar sonucunda heyelanla birlikte sel de meydana gelmiş, kayıplar artmıştır. Gerek arazilerden gelen sel ve çamur, gerek dereden gelen feyezanların denize ulaşmasına ise Karadeniz Sahilyolu engel olmuştur.
Doğu Karadeniz`in Tümü Risk Altında
Bölgeye yakın farklı yerleşim merkezlerinde de durumun Gündoğdu Beldesi`nden farklı olmadığı gözlenmiştir. Nitekim her yıl bu mevsimlerde Artvin, Trabzon, Giresun, Rize ve Ordu`da benzeri felaketler yaşanmaktadır. Dolayısıyla Gündoğdu`da kayba uğrayan yurttaşlarımıza gereken yardımlar yapılırken, diğer yandan da Doğu Karadeniz`in tamamında incelemeler yapılmalıdır. Bu bölgedeki arazinin güçlendirilmesi, imar planlarının sağlıklı hale getirilmesi ve yapıların güvenliğinin sağlanması konusunda adımlar atılmalıdır. Yeni felaketlerin önüne geçebilmek için gerekirse yerleşim yerlerinin değiştirilmesine kadar varacak radikal önlemler alınmalıdır.
Sel ve Heyelan Riski Giderek Artıyor, Hazırlıklı Olalım
Küresel İklim değişikliğinin de etkisiyle heyelanlar ve su taşkınları, gün geçtikçe hem ülkemiz hem de dünyanın geri kalanı için daha büyük bir tehdit haline gelmektedir. Buna rağmen plansız ve çarpık kentleşme politikaları nedeniyle akarsu havzaları içerisindeki yerleşimler hızla büyümekte, orman alanları tahrip edilmekte, yollar ve enerji tesisleriyle arazi yapısı hızla değiştirilmektedir.
Yol açmak, santral kurmak, ev yapmak, tarıma açmak adına dere yataklarını bozan, akarsu havzalarını değiştiren her müdahalenin bedelini kaybettiğimiz canlarımızla ödüyoruz. Bir daha böylesi acılar yaşamamak için doğa ile barışık biçimde yaşamayı öğrenmeli, yaşam alanlarımızı güvenli hale getirmeliyiz.
Serdar HARP
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı