TÜRKİYE`NİN BARIŞA, KARDEŞLİĞE, BİRARADA YAŞAMAYA İHTİYACI VAR

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklama.26 Ağustos 2009

Eklenme Tarihi: 27/10/2011

Türkiye 2009 1 Eylül`üne barış umuduyla giriyor; 1 Eylül Dünya Barış Günü`nü, barışın ruhuna uygun karşılamaya hazırlanıyor. Barış günü, 1984`ten bu yana devam eden ve on binlerce insanımızın ölmesine yol açan savaşın yerini barışa bırakacağına dair beklentiyle karşılanıyor.  

Kamuoyu beklentisine karşılık bulacak mı? Kürt sorunu çözüme kavuşacak mı? Siyasi iktidar tarafından geliştirildiği bilinen önlem ve çözüm paketinde neler yer alacak? Silahların susması sorunun çözümünü sağlamaya yeterli olacak mı? Bütün bu gelişmeler karşısında sorunun silahlı çözümünden yana olan güçler ne yapacak, direnecek mi?

Bu soruların yanıtı henüz ortada yok ama açık olan bir nokta var: Barış sözcüğünün telaffuz edilmesi bile kamuoyunu heyecanlandırmaya yetmiştir. Tartışmalar silahların nasıl susacağı, barışın nasıl kurulacağı ve kalıcı hale getirileceğine dair öneri ve düşünceleri de kapsayarak devam etmektedir.

"Kürt açılımı" Kürt sorununun içinden çıkılmaz bir noktaya gelip dayandığı, emperyalist güçlerin Ortadoğu bölgesine dönük projelerinin bir unsuru haline getirildiği biz zaman diliminde gündeme getirildi.

"Açılımın" özü, çerçevesi hakkında kamuoyunun henüz bilgilendirilmediği, kapalı kapılar arkasında çözüm arayışları sürdürüldüğü bilinmektedir ama nerdeyse toplumsal bir travma halini alan savaş ortamında, sorunun kaynağına inmeyi hedef alan ve barışı tesis etmeye çalışan yaklaşımlara ihtiyaç olduğu tartışılmazdır. Çünkü sorunu yok sayan, çözümü ise askeri operasyonların başarısına bağlayan yaklaşımların ülkeyi nereden nereye getirdiği ortadadır.

Savaş insanı, doğayı, kültürel değerleri yok etmektedir. Savaş ve sonuçları, şiddetin kendisine toplumsal hayat içinde görmezden gelinemez bir yer açmış, toplumsal hayatın da belirleyicisi olmuştur. Savaş çığırtkanlığı, linç kültürü, barış talebine karşı gösterilen tahammülsüzlük, farklılıkları yok sayan yaklaşım savaşın devam etmesi sayesinde güç kazanmıştır. Türkiye neredeyse son otuz yılına damgasını vuran savaş nedeniyle çok acı çekmiş, her alanda ve her anlamda büyük kayıplara uğramıştır.  

Bugün, bütün bunlara bir son verilmesi şansı yakalanmıştır. Gelinen nokta umut vericidir. Türkiye toplumunun kendisini eşit ve özgür hissedebileceği, Kürt sorunundan emek mücadelesine kadar geniş bir yelpazede demokrasinin içselleştirildiği bir toplumsal düzeni hak ediyor; Türkiye`nin barışa, kardeşliğe, birarada yaşamaya ihtiyacı bulunuyor.

Her ne kadar süreç uluslar arası konjonktüre ve ABD`nin Ortadoğu politikalarına denk düşse de sorunun çözümünde iç dinamiklerin rolü unutulmamalıdır. Çözümsüzlükten çıkar sağlayan kesimlerin söylem ve provokasyonlarının süreci olumsuz yönde etkilemesi barış için yakalanan şansın yitirilmesine ve umutsuzluğa neden olabileceği göz ardı edilmemelidir.

Bu süreçte üzerinde durulması gereken en önemli konu, tüm toplumsal kesimlerin sorunun çözümü için düşüncelerini ifade edecekleri mekanizmaların oluşturulması ve kendini bu süreçte taraf görenlerin muhatap alınmasıdır. Savaşın sona erdirilip barış ortamının oluşturulması ancak Kürt halkının siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel taleplerinin karşılanması çerçevesinde gerçek muhataplarının çözüme ortak bir yaklaşım oluşturması ile sağlanabilecektir.

Buradaki kritik soru, konu hakkındaki istikrarsız söylem ve politikaları nedeni ile güven vermeyen AKP iktidarı eliyle bunun başarılıp başarılmayacağıdır ki, bu süreç içinde açığa çıkacaktır. Soruna, salt hümanizma, salt insanlarımızın ölmemesi, silahların susması noktasında yaklaşmak bile başlı başına sürecin olumlu değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.  

İnşaat Mühendisleri Odası; 2009 1 Eylül Dünya Barış Günü`nde barış, kardeşlik, demokrasi, hoşgörü çağrısı yapıyor. İMO, ABD`nin Ortadoğu`dan çekilmesini, bölge halklarının dostluk, kardeşlik temelinde kendi kaderini belirlemesini, Kürt sorununda barışçıl çözümlerin hayata geçirilmesini istiyor ve bu uğurda üzerine düşeni bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacağını ifade etmeyi bir görev biliyor.

 

TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası