Sayı: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ 2. SEMPOZYUMU

İnşaat Mühendisleri Odasının düzenlediği 2. İnşaat Mühendisliği Eğitim Sempozyumu 23-24 Eylül 2011 tarihleri arasında Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
7 oturum ve bir panel şeklinde düzenlenen sempozyuma İMO Yönetim Kurulu, bazı İMO Şube Başkanları,35 üniversitenin İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanları, Muğla Belediye Başkan Vekili Yavuz Kayı ve çok sayıda İMO üyesi ile inşaat mühendisliği öğrencisi katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmalarını sırasıyla İMES Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sinan Altın, İMO Muğla Şube Başkanı Alifer Atasever, Muğla Belediye Başkan Vekili Yavuz Kayı ve İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp yaptı. Serdar Harp konuşmasında sempozyumdan bir gün önce gerçekleştirilen İMO-Bölüm Başkanları Ortak Toplantısı`nın önemine ve faydalarına değindi ve inşaat mühendisliği eğitiminin nitelik sorunlarına dikkat çekti. İnşaat mühendisliği mesleğinin insan yaşamı ile direkt bağlantısı olduğu için mesleğe hazırlık sürecinde alınan eğitimin titizlikle programlanması gerektiğini vurgulayan Serdar Harp, son yıllarda gerekli alt yapı oluşturulmadan açılan yeni üniversitelerde verilen inşaat mühendisliği eğitiminin kaygı verici olduğunu belirtti. İnşaat mühendisliği eğitiminin niteliğini yükseltmede akademi ile İMO`nun birlikte ortak akıl yürütmesinin önemli olduğunu söyleyen Harp, Teknoloji Fakülteleri sorununa da dikkat çekti.   Teknoloji Fakülteleri tüm boyutlarıyla değerlendirildi Sempozyumun ardından yöneticiliğini Prof. Dr. Uğur Ersoy`un yaptığı "İnşaat Mühendisliğinin Geleceği" konulu bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Sumru Pala, Prof. Dr. Fikret Keskinel ve Yükseköğretim Kurulu Eski Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme katıldı. Panelde Sumru Pala, inşaat mühendisliği eğitiminin bugününü ve gelecekte daha iyi olması için nasıl kurgulanması gerektiğini, Fikret Keskinel geleceğin inşaat mühendislerinin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini İsa Eşme ise Teknoloji Fakültelerinin kuruluş sürecini ve mühendislik mesleğine vereceği zararları anlatan bir sunum yaptı.   Panelin soru-cevap bölümü, inşaat mühendislerinin gündeminde önemli bir sorun olarak yer alan Teknoloji fakülteleri nedeniyle aktif katılım ve verimli tartışmalarla gerçekleştirildi. Panelin ardından Prof. Dr. Tuğrul Tankut, sempozyumu katılım, içerik, düzenleme ve sonuçları ile değerlendiren bir sunum yaptı.   İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu, Serdar Harp`in Sempozyum Düzenleme Kuruluna, sempozyum sekreteryasına ve tüm katılımcılara yaptığı teşekkür ile sona erdi.   

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp`in İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu açılışında yaptığı konuşmanın tam metni:  
Değerli Çalışma Arkadaşlarım,Değerli Meslektaşlarım,Şubelerimizin Değerli Başkan ve Yöneticileri,Değerli Konuklar, İnşaat Mühendisleri Odasının düzenlemiş olduğu Muğla Şubemizin ev sahipliği yaptığı İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumuna hoş geldiniz. Konuşmama başlamadan önce sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Düzenleme Kurulu ve Danışma Kurulu`nun değerli üyelerine, Muğla Şubemizin başkan, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarına Yönetim Kurulu` muz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu`nun Odamız bünyesindeki potansiyeli, eğitim alanının sorunlarının çözümüne yönelik olarak harmanlayarak harekete geçireceğine yürekten inanıyorum. Odamız, İnşaat Mühendisliği Eğitim Kurulu`muzun hazırladığı İnşaat Mühendisliği Eğitimi kitabı, gerçekleştirdiğimiz Çalıştay ve Sempozyumlar ile eğitim alanına odaklanmış durumda. Bundan sonrada eğitim konusu üzerindeki çalışmalarımız belli bir düzen içerisinde sürecektir. Bu sürecin örgütlenmesinde yoğun emek sarf eden İMEK` in değerli üyelerine saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.  
Değerli Konuklar,Değerli Meslektaşlarım, Dün 35 hocamızın katkısı ile İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanları toplantısını gerçekleştirdik. Dört oturumda gerçekleştirilen toplantımızda başta İMO-Akademi işbirliğinin geliştirilmesine ilişkin arayışlar olmak üzere, Bologna sürecinin inşaat mühendisliği eğitimine etkileri, Akreditasyon süreçleri ve sonrası gelişmeler, Bilgisayar ve teknolojik gelişmelerin eğitime etkileri, Bölümler arası akademik işbirliğinin geliştirilmesi ve benzeri konularında görüş alışverişinde bulunduk. Hepimizin bildiği üzere topluluklar kolektif hareket edebildikleri zaman somut olarak ilerleyebilme imkânları bulabilirler. Önümüzdeki dönemin, ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek oranda şekil alabilmesinin yolu da kolektif süreçlerimizin ortaya çıkardığı ortak akla sahip çıkmaktır. Bu toplantımızın ortak akıl yaratabilme çabasına çok olumlu katkıda bulunacağına inanıyorum.   Değerli Konuklar,Değerli Meslektaşlarım, Ülke gereksinimleri, iş ve istihdam olanakları düşünülmeden, geleceğe yönelik bir plana dayanmadan yeni inşaat mühendisliği bölümleri açılmaktadır. Yeni açılan bölümlerde alt yapı ve öğretim kadrosu ne yazık ki yetersizdir. Öğrenci kontenjanlarındaki önlenemeyen artış, eğitim kalitesinin düşmesine yol açmaktadır. Yeni İnşaat Mühendisliği Bölümü açılması yerine varolanların niteliğin artırılması ülkemizde sağlıklı yatırımlar için büyük önem taşımaktadır. Sık sık değiştirilen mevzuatlar ve öğrenci afları sonucu yetiştirilen mühendisin niteliği de sürekli olarak düşmektedir. Mezun sayısının ülke gereksinimin çok üzerinde olması inşaat mühendisi enflasyonuna neden olmakta ve buna bağlı olarak, işsizlik ve düşük ücret sorununu doğurmaktadır. Bunların doğal sonucu olarak, inşaat mühendisliği mesleğine talep azalmış, inşaat mühendisliği bölümlerindeki başarı seviyesi de giderek düşmüştür. Gereksinimden çok fazla sayıda inşaat mühendisliği bölümünün yarattığı mühendis fazlası, kaliteli hizmet üretimini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretim üyesi sayısının artırılması doğrultusunda yapılan düzenlemeler, öğretim üyelerinin niteliğini önemli ölçüde düşürmüştür. İnşaat mühendisi olmayan öğretim elemanları inşaat mühendisliği bölümlerinde kadrolu olabilmekte ve meslek dersleri verebilmektedir. Verilen eğitimin niteliği öğretim elemanlarının nitelikleriyle yakından ilgilidir. Bu durum eğitim düzeyinin aşağılara çekilmiş olduğunun üzücü bir göstergesidir. İlk ve orta eğitimden başlayan üniversite giriş sınavına endeksli eğitim sonucunda, öğrenci düşünme ve tartışma yeteneğini yitirmektedir. Öğretim ve sınav sisteminin bilgi depolamaya yönelik oluşu öğrenciyi ezbere zorlamakta, düşünsel gücü aşındırmaktadır.    
Değerli meslektaşlarım,Değerli konuklar, Üniversitelerimiz 12 Eylül cuntasının bir ürünü olan YÖK` ün denetim ve gözetiminde olduğu müddetçe özerk ve bilimsel bir eğitimden söz edemeyiz. Yıllardır öğrenci arkadaşlarımız birçok baskı ve zorluğa rağmen üniversitelerin özgürleşmesi için mücadele etmektedirler. Nitelikli ve bilimsel bir eğitim için, üniversitelerde öğretim üyeleri ve öğrenciler söz ve yetki sahibi olmalı, öğrencilerin eğitim alma koşulları düzeltilmeli, yemek, ulaşım, barınma vb. sorunlarının çözülmelidir.   
Değerli meslektaşlarım,Değerli konuklar, Konunun direk muhatabı olan meslek odalarının ve TMMOB`nin görüşlerine başvurulmadan kurulan Teknoloji Fakülteleri birkaç yönüyle bizleri yakından ilgilendirmektedir. Hükümet, teknik eğitim fakültelerinden mezun olan binlerce gencimizin atama ve işsizlik sorunlarına çözüm üretmek yerine, sorunun adını değiştirmeye çalışmaktadır. Eğitim amaçları ve niteliği bakımından mühendislik eğitimi ile hiçbir benzerliği bulunmayan bu fakültelerin isimlerinin değiştirilerek mühendislik lisans eğitimi vermesi ve (mühendis) meslek adamları yetiştirme önermesi bilimsellikten uzak siyasi bir yaklaşım tarzıdır. Son verilere göre ülkemizde faal olarak inşaat mühendisliği eğitimi verilen ellisi devlet, yedisi vakıf üniversitesi olmak üzere elliyedi üniversite bulunmakta ve bu üniversitelerden her yıl yaklaşık beş bin öğrenci mezun olmaktadır. Ayrıca Bakanlar Kurulu karar eki listenin incelenmesinden, alanımızla ilgili 21 adet Eğitim Fakültesinin Teknoloji Fakültesine dönüştürüleceği görülmektedir. Bu fakültelerin de mühendislik lisans eğitimi vermesi durumunda ülkemizde mühendis sayısının talebin çok üzerinde artacağı açıktır. İnşaat Mühendisleri Odası, Küresel bir ekonomik krizin yaşandığı, kamu yatırımlarının neredeyse durduğu, mühendislerin işsizlik kıskacında olduğu bir süreçte mühendislerin nicel olarak artırılmasına değil, niteliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiği düşüncesindedir. Mühendislik eğitimi alanında yaşanan pek çok sorun hepimizin malumuyken, teknoloji fakülteleriyle bu sorunlara yenilerinin ekleneceği son derece açıktır.
Değerli Konuklar,Değerli Meslektaşlarım, Eğitim alanındaki bütün olumsuzluklar zincirleme bir ilişki içerisinde meslekten soğuma ve nitelik kaybına yol açmakta ve sonuçları çok daha can yakıcı olmaktadır. Bu bizler ve ülkemiz açısından acı deneyimlerle sabitlenmiş bir gerçekliktir. Deprem ve diğer doğal afetlerin yıkıcı etkisini elbette sadece mesleki nitelik kaybına bağlamak doğru değildir. Denetimsizlik, çarpık kentleşme, sağlıksız yapılaşma, mevzuat eksikliği, vurdumduymazlık, rant ilişkilerinin yol açtığı yıkım bilinmektedir. Ancak mesleğimiz ve meslektaşımız açısından sorunlu bir duruma işaret eden inşaat mühendisliği eğitiminin bilim insanları ve konunun uzmanları tarafından irdelenmesi aynı zamanda özeleştiri mekanizmasının işletilmesi anlamını da taşıyacaktır. Bugünlerde üniversitelerimiz yeni dönem eğitim faaliyetlerine başladılar. Üniversitelerimiz ne yazık ki yeni dönemde yine aynı sorunların yükü altında yollarına devam etmekteler. Üstelik eğitim alanında kangrene dönmüş mevcut sorunlar yetmezmiş gibi bir de yeni yeni sorunlar üretilmektedir. Emekçilerin karabasanı olan Torba Yasa içerisine yerleştirilen Yükseköğretim Kanununda yapılan bir değişiklik ile üniversite harçlarına dolaylı bir zam gerçekleştirildi. Üniversiteleri bir ticarethane ve öğrencileri de müşteri olarak gören zihniyetin bir sonucu olarak uygulamaya konulan bu tip politikalar eğitim sistemini içinden çıkılmaz bir duruma düşürmektedir. Bu tip piyasalaştırma uygulamalarına karşı tepki göstererek iktidara geri adım attıran öğrenci arkadaşlarımı da ayrıca selamlıyor ve yeni dönemde boğuşacakları yeni sorunlarda onlara kolaylıklar diliyorum.   
Değerli Konuklar,Değerli Meslektaşlarım, Mesleğimiz ve eğitim arasındaki çelişki ve sorunların ortaya konulması, bu sorunların çözümü noktasında aklın ve bilimin rehberliğinde önerilerin oluşturulması ve ortak aklımızın geliştirilmesi için bu Sempozyumda elimizden gelen katkıyı sunmaya çalışacağız. İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu`nun ülkemizin ihtiyacını duyduğu bilimsel üretimi gerçekleştireceğine dair duyduğum inançla sözlerime son verirken, Sempozyumumuza başarılar diliyor, emeği geçenlere Yönetim Kurulu` muz adına bir kez daha teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.

 
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası